Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Karşıdevrimin yolunu açan muhalefet

05 Ekim 2022 Çarşamba

Türkiye’nin ihtiyacı, dinin hukuk sisteminden çıkarılmasıyken...

Türban konusunda kısıtlama yokken...

Aksine türban ilkokula kadar inmişken, laik kesimin yaşam tarzına, giyimine saldırılar yoğunlaşmışken...

Bu ülkede şort giydiği için kadın dövülürken...

Anayasadaki laik devlet ilkesine aykırı bir şekilde yargı, Emniyet ve TSK mensupları da türban takarken...

Tarikatlar ve cemaatler devlet kurumlarına çökmüş hilafet çağrıları yaparken...

Kadınlar ve LGBTİ’ler gericiler tarafından hedef haline getirilirken...

Mahalle, işyeri baskısı ve evlilik nedeniyle türban takmak zorunda bırakılan milyonlarca kadın varken...

Dinci baskı toplumun her yerine nüfuz etmişken...

CHP, türbanı yasal güvenceye almak için yasa teklifi verdi!

Önerileri şu: “Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cüppe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal  edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz.”

NEREDE SİZDE O YÜREK...

Bu durumda çarşafla ya da rahibe kıyafetiyle kamu kurumlarında çalışmak isteyenler çıkabilir, çarşaflı savcı, hâkim, doktor olabilir; çarşafın üzerine geçirir cüppeyi girer mahkeme salonuna... Erkekler de sarık ve şalvarla çalışmak isteyebilir. 

Nasıl önleyecekler bunu? Önleme gibi bir düşünceleri yok belli ki; zira Kılıçdaroğlu’na göre laiklik tehlikede değil! Ne rastlantı ki türban açıklamasını yaptığı günün sabahında, kendisini ziyaret eden Nurcularla birlikte fotoğrafları da medyadaydı. 

“Helalleşme” diye tutturup sağdan oy alacağını sanan CHP, kendi partisinin kurucusu ve şeriata karşı durup kadınların örtünme zorunluluğunu kaldıran ülkenin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün tersi yönde ilerliyor!

Yanı başımızda İran’da Mahsa Amini’nin başörtüsünden saçı göründüğü için ahlak polisince katledildiği ve milyonlarca kadının örtünme zorunluluğuna karşı canları pahasına şeriata direndiği bir dönemde yapıyor bunu! 

İranlı kadınlara destek için Türkiye’de eylem yapan kadınlara sokaklarda şiddet uygulanırken yapıyor bunu!

4 Ekim 1926’da yürürlüğe giren laik hukukun simgesi olan Medeni Kanun’un 96. yıldönümünde yapıyor bunu!

Kılıçdaroğlu, “Bazı şeyler yürek ister” diyerek kamu kurumlarında türbanı yaygınlaştıracak bir yasa teklifi sunuyor. Bunu yaparak türbanı yine siyasetin merkezine koyuyor. 

Bazı şeyler yürek ister gerçekten. Din dersini zorunlu olmaktan çıkarmak için yasa teklifi verecek yüreğiniz var mı?

Din adamlarının dini kıyafetlerini sadece ibadet yerlerinde giymelerine dair yürürlükte olan yasanın uygulanmasını isteyecek yüreğiniz var mı?

1925 tarihli devrim kanunu ile kapatılan tarikat ve cemaatler dağıtılsın diyecek yüreğiniz var mı?

TAKLİT DAİMA ASLINI GÜÇLENDİRİR

CHP yönetimi, laikliği yok sayan politikalarıyla kendi partisinin tüzüğünü çiğniyor olabilir; onun hesabını kendi parti kurullarında ve sandıkta verirler. Ancak yasa teklifi anayasaya aykırıdır. Çünkü bu anayasanın ikinci maddesinin dolaylı yoldan değiştirilmesi anlamına gelir. 

Nitekim önceki Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Mutlak ve kalıcı özgürlük için anayasa değişikliği yapılması milletimizin hakkıdır” yorumunu yaptı. 

CHP’nin sağı taklit etme yöntemi, sonuçta AKP politikalarının kazanmasını sağlıyor. Altılı masanın bildirisinde geçen “özgürlükçü laiklik” ifadesini de ilk kullanan Recep Tayyip Erdoğan’dı.

Siyasal İslamcıların politikalarını benimsemek cesaret değil, laik Türkiye’yi sonlandırmayı hedefleyen karşıdevrimin yolunu açmaktır. 

Geçen ay CHP milletvekili avukat Turan Aydoğan’ın, tekke ve zaviyeleri kapatan 1925 tarihli devrim kanunu için “kadük” demesi gibi, gericiliğe omuz vermektir. 

Laiklik kimsenin bu kadar kolay harcayabileceği bir ilke değildir. Bu Cumhuriyetin üzerine oturduğu en önemli sacayaklarından biridir. Onu çekerseniz hepimiz altında kalırız. 

Cumhuriyet devrimlerini çiğneyerek AKP’yi yenmiş olmuyorsunuz, AKP zihniyetinin dayatmalarına teslim oluyorsunuz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları