Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Amerika’da ırkçı sağın yükselişi

23 Ağustos 2020 Pazar

Amerikan tarihinin en önemli seçimlerinden birine 72 gün kaldı. Sadece Amerika’yı değil, tüm gezegeni etkileyecek bu seçimden önce bir süredir ülkedeki havayı gözlemliyorum. Bush döneminde Irak Savaşı nedeniyle Amerikan toplumunun ikiye yarıldığına tanık olmuştum. Bu kez de kutuplaşma çok derin.

Dört yıl önce ırkçılık kartını ortaya sürerek seçilen Trump, yine aynı politikayı uyguluyor. Obama döneminde uykuya yatmış olan ırkçı hücreleri uyandırdığı için artık birçok eyalette Amerikan üstünlüğünü savunan neo-Nazi gruplar pıtrak gibi çoğalmış.

Bunların bazılarından söz etmek istiyorum.

Neo-faşist gruplar sahnede...

2016’da VICE Media’nın kurucusu Gavin McInnes tarafından kurulan Proud Boys (Türkçesi “Gururlu Oğlanlar” anlamına geliyor), kendisini “Batılı şovenistler” olarak tanımlıyor. Kanada ve Avustralya’da da takipçileri olan grubun üyeleri, ırkçı aşırı sağ ile bağlantıları olduğunu itiraf etmese de ilişkileri biliniyor.

Sadece Musevilere ve Müslümanlara karşı değil, kendileri gibi görünmeyen ve davranmayan herkese karşı nefret besleyen neo-faşist bir grup Proud Boys. Geçen hafta Michigan, Kalamazoo’da şiddet içeren bir eylem yaptılar. Çoğu maskesizdi; Amerikan bayrağı ve üzerinde Trump’ın fotoğrafları olan afişler taşıyorlardı.

Bölgedeki bir kilise, bu eyleme ırkçılık karşıtı bir gösteri ile karşılık verdi. Kısa bir süre sonra Proud Boys üyeleri, kilise rahibinin de aralarında olduğu insanlara biber gazı sıkmaya başladı. Ortalık savaş alanına dönünce olaylar polis müdahalesiyle ve çok sayıda gözaltı ile kontrol altına alınabildi.

Ne var ki yetkililer ve polis, ırkçı aşırılara önce izin verip, sonra onlara karşı kendini savunanları gözaltına aldı ve karşı gösteri düzenlediği için rahibi suçladı.

Boogaloo üyeleri

Amerika’da ırkçı eylemlerde öne çıkan bir diğer grup Boogaloo Akımı. Bu isim, 1984 tarihli break dance (sokak dansı) filmi “Breakin’ 2: Electric Boogaloo”dan geliyor. Hükümet karşıtı bu oluşum, açıkça şiddet yanlısı ve aşırı sağ grupların içinde en tehlikelisi.

İnternetin arka bahçesindeki resim tabanlı site 4chan üzerinde örgütlenen lidersiz bir grup. Eylemlere Hawaii gömlekleri ve silahlarıyla katılan üyelerinin görüşleri bazı noktalarda farklılaşsa da genel olarak “libertaryen” olduklarını söylüyorlar ve iki temel düşünceleri var: Hükümeti silahlı eylemle devirme talebi ve tereddütsüz silah taşıma hakkı.

Tiranlık işareti saydıkları COVID-19 önlemlerine kesinlikle karşılar. Polis karşıtı olduğundan BLM protestolarını çoğu destekliyor; daha radikal olanların bir kısmı ise bu konuda net bir tavır sergilemiyor. Eylemlerde çatışma yaratıp iç savaş çıkarmak istedikleri biliniyor.

American Guard, 2016’da Indiana’da kurulan bir grup. 2017’de ülke çapında örgütlendi. Amerikan üstünlüğünü savunan göçmen karşıtı grup, nefreti körükleyen Trump destekçisi eylemler düzenliyor.

Bunlar gibi çeşitli büyüklükte birçok grup var.

Trump ikinci kez kazanırsa...

Amerika’da pek çok kişi, Trump kaybederse bu silahlı grupların sokaklara döküleceğini düşünüyor. Michelle Obama’nın Demokratik Parti Kurultayı’ndaki konuşmasında Trump kazanırsa işlerin daha kötüye gideceğini söylemesi, bu nedenle büyük yankı uyandırdı.

Başkan adaylığından çekilen Bernie Sanders ve önceki Başkan Barack Obama’nın da kurultayda ABD’deki korkutucu kutuplaşmaya vurgu yapmaları rastlantı değildi.

Joe Biden’ın sözleri de Amerika’daki yarılmayı kanıtlıyor:

“Çok fazla öfke, çok fazla korku, çok fazla bölünme... Bana başkanlık görevini verirseniz, ışığın dostu olacağım, karanlığın değil. Korkuya karşı umudu, uydurmaya karşı gerçeği, ayrıcalığa karşı dürüstlüğü seçeceğiz. Birleşirsek Amerika’nın bu karanlık sezonunu aşabiliriz.”

Trump, o kadar kötü bir örnek ki, aktör Steve Buscemi’nin dediği gibi, bu şartlar altında birçok Amerikalı için Biden kabul edilebilir duruma geliyor. Herkesin aklında “Önce mevcut beladan bir kurtulalım!” düşüncesi var. ABD’de sağın yükselişi, ilericilerin de şimdilik geri plana çekilmesi sonucunu doğurdu.

Peki, Trump kazanır mı? Biden şu anda önde görünüyor ama 72 günde çok şey değişebilir. Trump yönetimi, iktidarı bırakmamak için her türlü dalavereye hazır görünüyor.

Trump, posta yoluyla verilen oyların gecikmesi yüzünden seçimin şaibeli olduğunu tekrarlarken, bazı eyaletlerde seçmenlerin oy sandıklarına erişiminin Cumhuriyetçiler tarafından engellendiğine dair bilgiler geliyor.

Ne yazık ki bütün bu olanlar bana çok tanıdık geliyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları