Alternatif Nobelciler buluşması

27 Haziran 2024 Perşembe

Cennet vatanın en güzel köşelerinden birindeyim. Sata sata, doğasıyla kavga ede ede bitiremediğimiz; betona boğarak, madenlerini insan sağlına en zararlı biçimde tüketerek, ırzına yine de geçemediğimiz bir coğrafyadayım. Kuzeyimde Kazdağları, görkemli İda, güneyimde Ayvalık, karşımda Midilli Adası, ayaklarımın dibinde Ege suları, başımın üzerinde boyumun on katına ulaşmış Akdeniz bitki örtüsüyle kaplı bir botanik bahçedeyim.

Burası Burhaniye Ören’de bir otel. Burada gece gündüz gümbür gümbür müzik yok. Odalarda televizyon yok. Animatör ya da “her şey dahil” sistemi yok. Maganda müşteri yok. Ama bunlara karşın harika bir konferans ve toplantı salonu var. Zaten burada bulunma nedenim de dünyanın çeşitli bölgelerinden gelmiş “Alternatif Nobelciler” buluşmasına katılmak.

CUMHURİYET’E VERİLMİŞTİ 

Merkezi İsveç Stokholm’de olan “Doğru Yaşam Vakfı” (Right Livelihood Foundation) 1980’den beri her yıl dünyanın çeşitli kurum ve kişilerine “Alternatif Nobel Ödülü”nü veriyor. Ödül daha iyi bir yaşam için çaba harcayan, tüm baskılara karşın görevini işlevini sürdüren, sorunların köklerine inen, örnek olabilecek kişi ve kurumlara veriliyor. (Rivayet o ki bu vakfın kurucusu Jakob von Uexküll, Nobel Ödülü’nün sürekli elit ve Anglosakson kökenlilere verilmesine, insan hakları ve çevre konularına eğilmemesine tepki olarak bu vakfı ve ödülü kurmuş.) 

Cumhuriyet okurları anımsayacaktır. 2016 yılında bu ödül, “gerçekleştirdiği bağımsız, korkusuz yayıncılık, araştırmacı gazeteciliğe ve fikir özgürlüğüne verdiği önem nedeniyle” Cumhuriyet gazetesine sunuldu. Ödül töreninde kabul konuşmasını yapma görevi bana; gazeteyi temsil etme görevi Işıl Özgentürk ve bana verilmişti. (Yaşasın, kadınlara olumlu ayrımcılık ilkesi!) Görevimizi yerine getirdik, Cumhuriyet gazetesine dünden bugüne katkıda bulunmuş tüm arkadaşlarımız adına “Alternatif Nobel”i alıp İstanbul’a getirdik.

Cumhuriyet gazetesinin ödülü almasıyla birlikte Alternatif Nobel Ödülü, iki sivil toplum neferi, Birsel Lemke (2000) ve Hayrettin Karaca’nın (2012) ardından 3. kez Türkiye’ye verilmiş oldu.

O gün bugün Alternatif Nobel çalışmaları dünyanın her yerinde dolu dizgin sürmekte. Yaşam niteliğini güzelleştirecek, geliştirecek, daha eşit kılacak yollar aranmakta. Bu yaz Alternatif Nobel temsilci kadınların çalışma buluşması Türkiye’de, Ören’de yapılması kararlaştırıldı. Davetliler arasında adımı görünce fırsatı kaçırmadım. Ve işte buradayım.

KADINLAR ARASINDA 

Siz bu yazıyı okuduğunuzda toplantımızın ikinci gününü yaşıyor olacağız. Önümüzde iki çalışma günümüz daha var. Tartışılan konuları, alınan kararları, izlenecek yolu sizlerle paylaşmam için henüz çok erken. Onları bir sonraki yazıda ele alabilirim. Ama çevremdeki birbirinden ilginç kadınları size tanıtabilirim.

Toplantıda yer alan katılımcıların bir bölümü...

Okula yollanmadığı halde sırf avukat olmak için üniversiteleri bitiren Kamerun’un Çad sınırındaki bölgesinden yüksek hâkim Marthe Wandou. ALDEPA, Katılımcı Gelişim Derneği’nin kurucusu.

İsveç’ten insan hakları kadın hakları konusunda uzman, dünyanın çatışmalı bölgelerinde 100 kadar feminist örgütüyle çalışan Eva Zillen.

Nikaragua’da hasta bakıcılık yaparken, iç savaşta avukat olmaya karar verip yerli halkın ve ekosistemin korunmasına kendini adayan silahlara karşı duran Lenya Ham.

Guatemala’da yolsuzluk, rüşvet, çürümeye savaş açan başsavcı. Bunları yapan devlet adamlarına ceza kesen (Ülkesinde Cezasızlık Komisyonu -CİCİG- temsilcisi Thelma Aldana.

İşgal altındaki Batı Sahra’da, işkence, zulüm, hapis cezalarına, tüm tehditlere karşın, barış çabalarıyla sivrilen 32 günlük açlık grevinden sıyrılmış, ve “Sahra’nın Ghandi’si” diye tanınan, yörenin en saygıdeğer barış aktivisti Aminatou Haydar.

Hindistan’da sendikacı bir aileden gelen ve 30 yıldır kadın emekçilerin emeğini değerlendiren, iş kurduran, iş bulan, SEWA’yı (Kendi İşini Kuran Kadınlar Örgütü) kuran ve yöneten, çalışmalarını Hindistan dışında Afganistan, Sri Lanka, Nepal ve Bhutan’da da sürdüren Reema Nanavaty.

EN GÜVENİLİR GAZETE OLMAK

Sona bıraktım ama buradaki tartışmalarda en etkili moderatörlüğü üstlenen kişi Mısırlı aktivist Mozn Hassan. Zaten 2016 yılındaki ödül töreninden tanıdığım tek STK’li kadın da o. Kendisiyle Stokholm’deki törende yüz yüze değil dev bir ekrandan karşılaşmıştık. Çünkü törene katılması, Mısır’dan çıkışı yasaklanmıştı. 

Mozn Hassan, ülkesinde kadına karşı şiddet, zulüm işkence ve ayrımcılık ortamında kadınların haklarını savunan NAZRA adlı derneğin kurucusu ve yöneticisiydi. İki yıl önce ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı. Şimdi hem Ortadoğu’da hem Kuzey Afrika ülkelerinde kadın ve insan haklarını koruma mücadelesini sürdürüyor. 

Bana sorduklarında ise Türkiye’deki gelişmelerin yanı sıra Cumhuriyet gazetesindeki gelişmeleri de anlattım. Elbet 100. yıldönümümüzü kutladığımızı ve daha geçen hafta Reuters 2024 raporunda (tıpkı 2023 raporunda olduğu gibi) Türkiye’nin en güvenilir gazetesi ilan edildiğimizi söyledim. 

Bu yazı çok uzun oldu. Şimdi toplantıya katılmam gerek. Acaba gazetemizde yer alan Şevval Aydoğan’ın haberini onlara okusam mı okumasam mı diye düşünüyorum: 

Erdoğan’ın kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkıldığı için; cezasızlık süregeldiği için, herifler cinayeti işlerken değil, kravat taktıklarında iyi halden sıyırdıkları için, kadın bakanlığı yok edildiği için; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı görevini yapmadığı için “son 5 günde 10 kadının öldürüldüğünü” anlatmak için şimdi toplantıya giriyorum. (Bu casusluk sayılır mı acaba?)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram mı demiştiniz? 23 Haziran 2024
Yaşamak ne ola ki? 20 Haziran 2024

Günün Köşe Yazıları