Bu hükümetin işi gerçekten çok zor. Adamlar canla başla çalıştılar. Oturdular kalktılar, düşündüler taşındılar, sonunda ülkenin ana sorununa çözüm bulmaya karar verdiler! Ekonomi? Yoksulluk? İşsizlik? Hukuksuzluk? Eğitim rezilliği? Kadın, bebek, hayvan cinayetleri? Geleceğin yok edilmesi? Anayasayı çiğnemek? Bunların lafı mı olur! Önce ülkeyi casuslardan temizlemeye karar verdiler! 

AKP’nin “etki ajanlığı” düzenlemesinin de yer aldığı torba yasa teklifi TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Bu teklife göre “devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” yeniden tanımlanıyor. Aynen şöyle: 

“Devlet güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilir.”

Lütfen şu yukarıdaki satırları dikkatle okuyun. Tekrar okuyun. Bu denli belirsiz, bu denli havada, bu denli göreceli, bu denli keyfi, her yana çekilebilen bir tanım olabilir mi! 

YASAYLA ZORBALIK 

Bu teklif yasalaştığında, hepimiz, muhalif herkes, Erdoğan’la aynı düşüncede olmayan herkes, hiçbir hukuki dayanağı, kanıtı olmadan “casus” diye tanımlanabilecek.

Hükümetin herhangi bir kararını eleştiren akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, gazeteciler, yazarlar, sanatçı ya da “sokaktaki insan”, sosyal medya kullanıcıları evet; siz, ben, hepimiz casuslukla yani onların deyişiyle “etki ajanlığıyla” suçlanıp 3-7 yıl hapis cezası alabiliriz.

Hele bu işi savaş sırasında ya da “devlet savaşa hazırlanırken” yaparsanız, ceza 8-12 yıla çıkıyor! (Yahu bu iktidar her gün savaş hazırlığı içinde; bir gün İsrail bize saldıracak diyor, bir başka gün bir gece ansızın biz saldırırız diyor.) 

İktidarın başındaki “Ben anayasayı uygulamam” diyebiliyor. Ama sen, “Bu iktidar anayasayı uygulamıyor” dersen devletin iç/dış siyasal yararı aleyhine ajanlık yapmış olursun, yani casussun. 

“Devlet AİHM kararlarına uygulamalı, Osman Kavala’yı serbest bırakmalı” dedin mi, okkalı casussun! “Yabancı organizasyon”a çalışıyorsun demektir. 

Örnekleri binlerce çoğaltabilirim ama gereksiz.

Bu teklif yasalaşırsa bundan sonra politik partiler bile kendi görüşünü, düşüncesini açıklayamaz, bu doğrultuda kampanya yapamaz. 

Buna yasaya zorbalık denir! Başka bir şey denemez. 

ETKİ AJANLIĞI? HAYIR! 

Gel de anlatmaya çalış, dünyada ne kadar ülke varsa, her ülkede o kadar da çok sivil toplum kuruluşu var. Bunların ezici bir çoğunluğu da düşünce ve ifade özgürlüğü savunucuları.

Yaşadığımız çağda ve dünyada yeryüzünde yaşanan her haksızlığa dünyanın her yanından insanlar, toplumlar tepki gösteriyor, gösterecek de! Ve bunu kimse durduramaz. 

Yabancı ülkelerinkini bir yana bırakıyorum, bu teklifle iktidarın “stratejik çıkarı” ne? 

Sormaya gerek yok. Yanıtı herkes biliyor. 

Tüm muhalif sesleri susturup Erdoğan’ı yeniden seçtirmek. Zaten her an tehdit ve baskı altında olan düşünce ve ifade özgürlüğünü daha da kısıtlamak, daha da yontmak. 

İstenen şu: Herkes korksun, herkes sussun, herkes boyun eğsin, herkes kul olsun! Ama yok öyle! 

Yarın altı sivil toplum kuruluşu bir araya gelip “Etki ajanlığı düzenlemesine hayır” toplantısı yapıyoruz: 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN Yazarlar Derneği, DİSK Basın İş ve Türkiye Yayıncılar Birliği. Etki ajanlığı düzenlemesinin de içinde yer aldığı bu teklifin yasalaşmasıyla basın ve ifade özgürlüğü alanında oluşacak ağır ihlalleri konuşacağız. İktidar ve muhalefete etki ajanlığı düzenlemesinin torba yasadan çıkarılması için çağrıda bulunacağız. TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda, saat 11.00’de. İlgilenenleri bekleriz! 

Not: Tam yazımı bitirip gazeteye yolladım ki “etki ajanlığı” teklifinin geri çekildiğini öğrendim. (Bugün çekerler yarın ileri sürerler.) Biz yarınki çağrıyı yine yapıyoruz. Sadece toplantı başlığımızı değiştirdik. Yeni başlığımız şöyle: “Gazeteciye, yazara, yayıncıya baskıya hayır toplantısı.”