Yılmaz Şipal

GDO'ların 'Zaman Yolculuğu'

02 Ocak 2012 Pazartesi
\n

\n

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyada 1 milyar insanın aç olduğunu açıklamakta.

\n

Dünyanın yeterli beslenemeyen ülkelerinin başında Hindistan, Çin, Kongo Cumhuriyeti, Endonezya, Pakistan, Bangladeş ve Etiyopya geliyor.

\n

Bugün dünyanın özellikle de geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerinin en büyük sorunu aşırı doğurganlıksonucu oluşan nüfus artışıdır.

\n

Yıllardır süregelen aşırı nüfus artışı, sağlıksızlığın, eğitimsizliğin, işsizliğin, yoksulluğun ve açlığın da kapılarınıardına kadar açmış durumdadır.

\n

Aşırı doğurganlığın getirdiği insan enflasyonusonucu oluşan tüketimdoğal dengeleri de bozmuş, iklim değişikliğine ortam hazırlamıştır.

\n

Uzmanlar, önümüzdeki 20 yıl içinde yüzde 50 oranında artacağı kaçınılmaz görünen gıda gereksinimini karşılamanın olanaksız olduğunu açıklamakta ve gıda ürünlerinde GDOlar (genetiği değiştirilmiş organizmalar) aracılığıyla verimin yüzde 40lara kadar artmasının gerektiğini vurgulamakta.

\n

Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (WWF) Yaşayan Gezegen 2010 Yılı Raporunda dünyayı yakın gelecekte bekleyen tehlikelere karşı uyarmaktadır.

\n

“(…). Giderek artan dünya nüfusunun gereksinimlerini karşılamak başta olmak üzere, önümüzde pek çok zorluk bulunmaktadır. Bu zorluklar; kalkınma ile doğal kaynaklara yönelik sürekli talep artışı arasındaki bağlantının koparılmasının önemini vurgular. En basit ifadeyle, daha az kaynaktan şimdiki kadar, hatta daha fazlasını elde etmek için yeni yollar bulmak zorundayız. Dünyanın kaynaklarını, kendilerini yenileme hızından daha hızlı tüketmeyi sürdürmek, bağlı olduğumuz sistemleri yok etmektir. Artık kaynakları, doğanın koşullarına ve sınırlarına göre yönetmek zorundayız.(…)”

\n

GDOlar insanın ve insanlığın geleceğini yakından ilgilendirmektedir.

\n

Verimlerini arttırmak için genleriyle oynanan ürünlerin, insan vücudunda özümsendikten sonra, gerek o insana, gerekse o insandan üreyen kuşaklara da neler aktaracağı bilinmemektedir.

\n

GDOların yalnızca gıda sektöründeki ürünleri değil, bu ürünler dışında, insanı da kapsayan başka canlıları da etkileyebileceği konusu günümüzde sürekli tartışılmaktadır.

\n

GDOların çevresel etkilerini kısa dönemde tam olarak belirleyebilmenin ve denetleyebilmenin olanaksız olduğu aktarılmaktadır. Bu nedenlerle de organizmaların içinde bulundukları çok yönlü etkileşimin göz ardı edilmesinin, insan ve toplum hayatını dönüşü olmayansürece sokabileceği kanısı giderek yaygınlaşmakta.

\n

Aralarında bilimkurgu romanlarının ünlü ismi Isaac Asimovun da yer aldığı çevreciler, GDO uygulamalarından huzursuz olduklarını ifade ederek şu gelişmelere işaret etmektedirler:

\n

Çeşitli devletlerin denetimindeki bilimciler gen aktarımı yoluyla şimdiye dek yeryüzünde ilk kez meydana gelen yüzlerce yaratık meydana getirmişlerdir. Dolayısıyla istenmeden de olsa, insan türünü yok edecek bir mikroorganizma ya da bir türün yaratılmasına yol açılabilir.

\n

Günümüzde genetik mühendisliği, özellikle biyoteknoloji üniversitelerden özel şirketlere geçmiş ve bunlar büyük maddi kazanç getirecek başka çalışmalara yönelmiş durumda bulunmaktadırlar.

\n

• (…), hayvanlar âlemi çokuluslu şirketler ile eczacılık ve biyoteknoloji şirketlerinin eline bırakılmıştır. Günümüzde biyoteknoloji alanında binlerce şirket bulunmaktadır.

\n

GDOlar evrende insanoğlunun içindeki bir kara kutudadolaşmaktadır. Zaman yolculuğuna çıkanGDOlar, 21. yüzyılın 2012 yılına ulaşmış durumda.

\n

Bukara kutugünü geldiğinde açılacaktır. Kutunun içinden ne çıkacağı da ancak kutu açıldığı zaman belli olacak.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

'Bedava' Yaşamak 22 Ekim 2012

Günün Köşe Yazıları