Yazgülü Aldoğan

Siz göndereceksiniz!

17 Mart 2022 Perşembe

İktidar her gün yaptığı ayrı bir hak ihlaliyle hepimizi sınıyor. Dayanma gücümüzü, sokaklara dökülüp isyan etmeme kararlılığımızı, sabrımızı. Haksızlıkların en büyüğüne maruz kalıp da intihar edenler var, valizini alıp gidenler de. Depresyon ilaçlarının kullanımı hiçbir dönemde olmadığı kadar artmış. Öfkesini dile getireni, sesini çıkaranı da hakaret ettin diye hapse atıyorlar, Sedef Kabaş’a 12 yıl ceza istediler, hakaret etti diye!

NE BAYRAMMIŞ?

Bu ülkenin en iyi yetişmiş insanları başka ülkelere çalışmaya giderken Tıp Bayramı arifesinde “Giderlerse gitsinler, yerlerine gençleri alırız!” diyen kişi, geçirdiği hastalıklarından Türk hekimlerinin üstün performansı sayesinde iyileşip iktidarını sürdürüyor. O ameliyatları yeni mezun genç bir asistana yaptırır mıydı? Bütün hekimler değerlidir ama deneyimli cerrahlar daha da değerli; canlı bedenini kesip biçip hayata döndürürler, adeta bir tür yaratıcı! 89 yaşındaki bir operatör doktoru, Erdinç Köksal’ı, Taksim’de çelenk koymak istedi diye itip kakmak, beyaz önlüğünü çamura bulamak bu iktidarın polisine nasip oldu. Bunlar unutulmaz, tarihe geçer, tıpkı 1960 öncesi İstanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık Sami Onar’ın üniversite kapısında yerlerde sürüklendiği gibi, bir bitişin işaret fişeği olurlar.

EVLENMEZSEN ÖLÜRSÜN

Hukuku savunanlara da yaptılar aynısını. Baro başkanları, eylem yürüyüşünde Ankara girişinde yerlerde sürüklendi, aç susuz bırakıldı. Hâkim kürsüsünde oturup adalet dağıtanların aldıkları kararlar ise her gün ayrı bir infial konusu. Yargıtay, 15 yerinden bıçaklayarak bir sanatçı kadını öldüren katilin “Evlenme teklifimi kabul etmediği için öldürdüm” ifadesini ciddiye alıp “Maktul evlenme teklini kabul etseydi öldürülmeyecekti” diye ceza indirimine gerekçe kabul ediyor! Katil cebindeki bıçak için, taammüden öldürmeye girmesin diye, kurban kesecektim, almaya gidiyordum yalanını uydurmuş, ama cebinde 10 lira var! Masum bir kadın, bir sanatçı, böyle bir manyak tarafından öldürüldü ve adamı aklamak için uğraşıyorlar!

Mahkemelerden adalet çıkmıyor, yukarıdan ne emir gelirse o. 15 Temmuz davalarında kalkışmanın faturası, ere, öğrenciye kesildi. Yargıtay’ın bozduğu müebbet cezalarına yerel mahkeme direndi, tekrar müebbet verdi! Ana babaları ölüyor dışarıda, çıktıklarında kimseyi bulamayacaklar... Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş, siyasi davaların sembolü oldu. Rehin tutuluyorlar.

GİTMEYECEKLER Mİ?

Tarımı batırdıkları için ayçiçek yağı taşıyan gemileri Godot’yu bekler gibi beklediğimizi, işsizlik ve enflasyonun yükselişini, 5’li çete ve yakınlara dağıtılan rantları herkes bilirken bunlar ne zaman gidecek sorusuna yanıtı, seçim sistemini değiştiren bir yasa teklifi hazırlayarak verdiler. Uzun analizlere gerek yok, kısaca şu:

Madde 1: Recep Tayyip Erdoğan başkan seçilecektir. Madde 2. Başkan seçilmediği takdirde seçim iptal edilecek, RTE başkanlığa devam edecektir. Madde 3. TBMM’nin çoğunluğu AKP ve MHP’lilerden oluşacaktır. Bunun için her yol denenecek, sistem ve sandık başkanları buna göre düzenlenecektir.

Ne var? Bundan önceki seçimlerde böyle olmadı mı? Mühürsüz pusulalar geçerli sayıldı, tek başına iktidarı alamadığı halde CHP’ye başbakanlığı vermedi, koalisyonu kurdurmadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal ettirdi; ancak fark yiyince kazanılabildi. Tek kaybettiği yerel seçimlerdi, onu da hâlâ hazmedemedi! Başkanlık seçimini kazanabilmek için de büyük oy farkı lazım. Üzümün çöpü, armudun sapı demekten vazgeçmeniz, kurtuluş için kitlesel oy vermeniz gerek! Siz göndereceksiniz, yoksa hep beraber çekip gitmemiz gerekecek! 

DENİZCİLERİMİZ ONURUMUZDUR

Bugün gurur duyduğumuz Çanakkale Zaferi’nin 107. yılı. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve 3. Dünya Savaşı’nın eşiğinde bütün dünya Montrö Antlaşması’nı hatırladı ve Atatürk ve arkadaşlarına teşekkür etti. Bu anlaşmanın önemini dile getiren emekli amirallerimiz ise mahkemelerde, hapislerde… Balyoz davalarında önce Deniz Kuvvetleri hedef alındı, amiraller, denizciler harcandı. Bu özel günde hepsini saygıyla, sevgiyle anıp koruyamadığımız için özür dilememiz gerekiyor! Denizlerimiz kırmızı çizgimiz, denizcilerimiz onurumuzdur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları