Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Roblox: Çocuk ve sansür
Roblox adlı bir oyun sitesi vardı. Çocukların ilgisini cinselliğe çektiği, cinsellik açısından onların istismarına yol açtığı gerekçesiyle kapatıldı, yani bir anlamda sansür uygulandı. Çocuklara yönelik sitelerde sansür olmalı mı? Elbette olmalıdır, cinsellik ve aşırı saldırganlık içeren filmler ve oyunlar çocuklar için uygun değildir, bunların çocuklara izletilmemesi gerekir. Ancak nelerin yasaklanacağına, nasıl bir sansür uygulanacağına siyasiler değil çocuk psikologları, psikiyatristleri ve eğitimciler karar vermelidir.
İyi niyetli bile olsa sansüre siyasiler karar verirse bu siyasi sansür olur ancak çocuk psikolojisi uzmanları karar verirlerse bu durum bilimsel anlamda çocukları koruma sayılabilir. Benzeri durumun köpeklerin itlafı konusunda da ortaya çıktığını düşünebiliriz. Eğer sokak köpeklerinin itlafı konusunda siyasiler karar verirlerse bu durum siyasi bir karar olur, eğer ilgili komisyonlara veterinerler odası da davet edilirse bilimsel bir arayış sayılır. Veterinerlerimiz bu komisyonlara davet edilmemişlerdir, edilselerdi “Köpekler ötanazi haklarını kullanıyorlar” gibi anlamsız bir açıklama yapılmazdı.
Siyaset gereklidir ancak kendi sınırları içinde kalmalıdır. Eskiden okula, camiye, kışlaya siyaset girmemeli denilirdi. Buna sporu da eklemek gerektiği tartışılıyor şimdi. Son olimpiyatlardaki başarısızlığımızın spor yönetimine siyasetin girmesinden kaynaklandığı düşünülüyor.
BU OYUN ZARARLI MI?
Roblox’u çocuk psikolojisi uzmanları incelemedi. 2000’li yıllardan önce TRT’de Susam Sokağı yayımlanırken tüm bölümler çocuk psikolojisi uzmanlarının denetiminden geçiyordu. Şimdi Roblox çocukların ilgisini cinselliğe çekiyormuş, bu yüzden yasaklanmış. İyi de niçin ülkemizde yıllarca oynanmasına izin verildi? En başında incelenmesi ve yayıma sokulmaması gerekirdi. Eğer bir oyuncak çocuğa zararlıysa eline hiç verilmemelidir. Önce verip sonra geri aldığınızda çocuk kendini engellenmiş hisseder, öfkelenir.
Artık olaylara bağlantısallık ve yaşamdaşlık açısından bakmak gerekiyor. Çocukların ilgisini cinselliğe sadece internet oyunları değil tüm yaşam çekiyor. Örneğin kız çocukların evlilik yaşlarının başlangıcı yoktur görüşünden hareketle köylerde 12 yaşındaki kızlara düğün yaptığınızda çocukların ilgisi cinselliğe çekilmiyor mu?
Bazı çocuk oyunları saldırgan modeller sunuyor olabilir ancak haberler dahil televizyonlardaki pek çok yayın saldırganlık içeriyor. Çocukları, gençleri heveslendirmesin diye sigaraya, içkiye karlama olmasına taraftarım. Güzel de tabancalı, tüfekli maganda, mafya filmlerine niçin karlama yok? Ev sahibinin yemeğine “iğrenç” diyen misafirleri gösteren yarışma programları var, ahlak dışı ilişkilerin sergilendiği “reality” programları var. Geleneksel değerlerimize aykırı bu tür programlar niçin yasaklanmıyor? Asıl bu konuda sansür olmalıdır. Ancak bu sansür siyasi nitelikte, günden değiştirmeye yönelik türde olmamalıdır, pozitif bilime uygun olmalıdır.
BANDURA’NIN ARAŞTIRMASI
Çocuk ve sansür konusu bana 1960’lı yıllarda Bandura’nın artık klasik olmuş bir araştırmasını hatırlatıyor. Bu araştırmada anaokulu öğrencilerinin sınıfına Bobo isimli bezden büyük bir kukla, yanına da birkaç sopa konulmuş ve çocuklara da bu kuklaya benzeyen bir kuklayı sopalayarak parçalayan başka çocukların filmi gösterilmiş. Film gösterildikten sonra öğretmen sınıftan çıkıp çocukları yalnız bırakmış. Tahmin edilebileceği üzere çocuklar izledikleri filmdeki saldırgan davranışı taklit etmişler, Bobo’ya sopayla vurarak parçalamışlardır. Deneyin bu aşamasından çıkan sonuç çocukların saldırgan modelleri taklit ederek saldırganlığı öğrendikleri yolundadır. İkinci bir deneyde bir başka grup çocuğa aynı film gösterilmiştir, çocuklar filmde Bobo’yu parçalamışlardır, film bitince öğretmen izledikleri bu filmle ilgili olarak sınıfındaki çocuklarla bir tartışma başlatmıştır. Örneğin öğretmen çocuklara, “Bobo’yu parçalamaları iyi mi oldu, yoksa onunla oynasalar daha mı iyi olurdu” türünden sorular sormuştur. Öğretmen çocuklara belli bir sonucu empoze etmemiş sadece konuyla ilgili tartışmalarda katalizörlük etmiştir. Bunun üzerine öğretmen çocukları sınıfta yalnız bırakıp çıkmıştır ancak çocuklar sınıflarındaki Bobo’yu parçalamamışlar, onunla oynamışlardır.
İkinci deneyden çıkan sonuç şudur: Çocuklar saldırganlığı algılıyor olabilirler ancak izledikleri saldırgan model üzerinde bir yetişkinin rehberliği altında tartıştıklarında algıladıkları saldırganlığı davranışa dönüştürmemektedirler. Yani anlaşılan odur ki çocukların yaşlarına uygun filmleri izledikten sonra bir yetişkinle, özellikle anne babayla film üzerinde konuşmaları onların saldırganlığı taklit etmelerini önleyebilecektir. Bandura’nın deneyi tekrarlandığında benzeri sonuç ortaya çıkmıştır.
Anne, babalar çocuklarına bu kadar çok vakit ayıramayacaklarını söyleyebilirler ancak çocuk yetiştirmek iğneyle kuyu kazmak misali zahmetli ama kutsal bir iştir. Çocuklara televizyonu yasaklamak internete sansür koymak ise kolaycılıktır. Benzer şekilde binlerce köpeği kısırlaştırmak da zahmetlidir fakat bunun yerine öldürüvermek kolaydır. Kolaydır ancak ahlaki ve vicdani değildir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İki ünlü markanın balları sahte çıktı!
- 'Üs bölgesi' kamera görüntüleri ortaya çıktı
- Atatürk 'sticker'ına basan kişiyi uçarak dövdü
- 'Sessiz katil' konusunda önemli uyarılar
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Yazarımız Meydan'dan, Acemoğlu'na 'Atatürk' yanıtı
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Alnı secdeye düşenlerin iktidarında...'
- Bahçeli'nin videosu neye işaret ediyor?