Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Düzeyli Bir Yönetmeni Anarken
Sanırım 1959’du. Saraçhane’de, bulvar üstündeki küçük kahvede (yani a dergisi’nin yazıhanesinde) oturuyorduk. Yılmaz geldi. Yılmaz Pütün. Işıl ışıldı.
\n“Hayrola?” dedik. “Yeni bir öykü mü yazdın?”
\n“Bir filmde oynuyorum,” dedi. “Bu Vatanın Çocukları’nda. Hem de başrol.”
\n“Sen şaşırmışsın,” dedik.
\n“Atıf Yılmaz yönetiyor” dedi.
\n“Atıf Yılmaz da şaşırmış. Senden oyuncu mu olur!”
\nİki Yılmaz’ın da şaşırmadığı kısa sürede kanıtlandı. Bu Vatanın Çocukları’nı aynı ikilinin Alageyik’i izledi.
\nYılmaz Pütün de Yılmaz Güney oldu.
\n***
\nGeçen hafta Atıf Yılmaz’ın anılarını yeniden okurken hatırladım bunu. Yılmaz bu rolü neredeyse kopara kopara almış. (Aynı filmle ilgili bir başka şey daha: Küçük kızı oynayan çocuk da ileride Nesrin Topkapı olup çıkacakmış.)
\nAtıf Yılmaz en çalışkan yönetmenlerimizden biriydi. 119 filme imza atmıştı. 51 filmin senaryosunu yazmış, 27 filmin yapımcılığını üstlenmişti. Bu kadar çok film yapan bir yönetmenin düzeyini sürekli koruyabilmesi kolay değildi doğrusu.
\nResim denilince sadece iskambil kâğıtlarındaki oğlanı, kızı, papazı düşünen kişilerin kol gezdiği bir ortamda Atıf Yılmaz elbette öne çıkıyordu. (Ama hakkını yemeyeyim, Yeşilçam, yokluktan var etmeyi becerebilen Musa’ların sokağıdır. Boyuna mucizelere tanıklık eder. Oturup Kierkegaard’dan söz edebileceğiniz kişiler de vardır orada, Yahya Kemal deyince boş gözlerle yüzünüze bakanlar da.)
\n***
\nAtıf Yılmaz’ın başarısının arkasında sanatçının kültür birikiminin, dünyayla, çevresiyle ilgilerinin, başka sanat dallarıyla yakın ilişkilerinin yattığını düşünüyorum.
\nAtıf Yılmaz, Orhan Kemal’den Yaşar Kemal’e, Kemal Tahir’e uzanan dostluklardan kendisini besleyen kaynaklar yaratmayı bilmiş, o kaynakları da kişiliğini ve mesleğinin onurunu koruyarak kullanmayı başarmıştı.
\nBu başarının bir başka nedenini de yine anılarında görmüştüm: İşini seviyordu. Ona tutkuyla bağlıydı. Sinemayı yaşamının odak noktasına yerleştirmişti. Hollywood’da 1940’ların Altın Çağ döneminin yaratıcıları gibi düşünüyordu: Sinema olmazsa olmaz!
\n***
\nAma o sinemayı yapmak pek kolay değildi. (Sorunlar değişti gerçi... şimdi de değil.) Atıf Yılmaz’ın dorukta olduğu yıllarda Yeşilçam son derece sınırlı klişeler içinde çalışıyordu. Öykülerin, değil anahatları, ayrıntıları bile kopya kâğıdıyla çoğaltılmış gibiydi. Bir filmin afişine bakınca, oyuncuların adlarını okuyunca o filmi daha sinema salonuna girmeden görmüş gibi oluyordunuz. İşletmecilerden alınan avanslarla yaratılmaya çalışılan yapıtlar iki haftada kotarılıp seyirci karşısına çıkarılıyordu.
\nAtıf Yılmaz da bu kasırganın içindeydi. Ama Beş Kardeştiler, Battı Balık, İki Gemi Yanyana gibi filmlerini yaparken bile o kasırganın içine incelikler yerleştirmeye çalıştı. Kendi görüşlerini benimsemiş bir avuç yapımcıyla işbirliği ederken ya da yapımcılığını da üstlendiği filmlerde ise sinemamızın hep onur duyacağı yapıtlar yarattı.
\n***
\nAtıf Yılmaz’ın bir özelliğinden daha söz etmeliyim. Birçok değerli sanatçı onun yanında yetişti. Yılmaz Güney, Halit Refiğ, Zeki Ökten, Şerif Gören, Ali Özgentürk mesleğe onun yardımcılığını yaparak adım attılar. Düzeyli bir usta-çırak ilişkisi sonunda usta oldular.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel okulların ücretleri uçtu
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
En Çok Okunan Haberler
- Görevlerine son verilmesi talebiyle dava açıldı
- İşte 2 milyon liranın aylık faiz getirisi
- Oğluna sahip çıktı, Özel'e hakaret etti!
- CHP, belediye operasyonlarına karşı kartını çekti
- ‘Öcalan istedi, heyete katıldı’
- 'Madem hedefiniz benim...'
- Evde boğazları kesilmiş halde bulundular!
- Özlem Gürses'ten 'Bahçeli' itirafı
- Kürsüde Kürşad Yılmaz'a sert yanıt!
- Suriye'den Türkiye'ye görülmemiş gümrük vergisi!