Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir Bayram Anısı
Çocukluğumda en sevdiğim, yüreğim kıpır kıpır beklediğim bayramlar Şeker Bayramı ile Kurban Bayramı’ydı. Öteki bayramlardan daha uzunlardı çünkü, sinemalar dörder film oynatırlardı, babam da bayram hediyeleri alırdı.\n
\nAma belki de en önemli neden, Çukurbostan’da bayram yeri kurulmasıydı. Atlıkarınca, döner dolap… Çocukluğumun en coşkulu şenliği.\n
\nBayram yerine Şükrü Ağabey götürürdü beni. Babamın en sevdiği çalışanı. Tezgâhının başına astığı bir resmi hiç unutamam. Taşbaskısı bir resim. Bizim o yaştaki ressamlığımızdan belki yarım gömlek üstün bir ressamın çizdiği tombul bir kadın resmi. Altında koca harflerle “Dünya Güzeli” yazıyordu. O yaşta bile merak ederdim: Onu kim Dünya Güzeli seçmiş? Olacak iş değil. Ama Şükrü Ağabey’e sormaya utanırdım.\n
\n***\n
\nBir Kurban Bayramı sabahı Şükrü Ağabey erkenden damladı. Doğru Çukurbostan’a. Bayram yerine. Atlıkarıncaya bindim önce. Sonra motosiklet gösterisine gittik. Ahşaptan yapılmış dev bir silindir. Yüksek mi yüksek. Merdivenle tepeye tırmanıyoruz. Öteki seyircilerle birlikte. Silindirin içindeki boşlukta bir motosiklet. Sürücüsü geliyor. Sonra yüreğimizi ağzımıza getiren gösteri başlıyor. Silindirin içinde yerçekimine meydan okurcasına dönüyor da dönüyor motosiklet. Sürücüsü yüzünü Türk bayrağıyla kapattığı zaman başlıyoruz alkışlamaya. Gösterinin sonu. Sanki motosikleti biz kullanmışız gibi soluk soluğa iniyoruz silindirden. \n
\nSonra yine atlıkarınca. Arkasından kahvede Hacivat seyredeceğiz. Karagöz demezdik Antep’te. Hacivat derdik.\n
\n***\n
\nAtlıkarıncadan inince çıkşağı satan bir adam ilişti gözüme. Çıkşağı. Yoyo. Ama “yoyo”yu bilmezdik biz. Çıkşağı derdik. Yıllar sonra öğrendim. Çıkşağı, “çık yukarı in aşağı”nın ilk ve son hecelerinden üretilmiş bir sözcükmüş. Başka kentlerde satılan yoyolardan farkı, tenekeden yapılmış olmasıydı.\n
\nBabamın verdiği bayram harçlığıyla bir çıkşağı aldım hemen. Başladım çevirmeye. Öyle yukarı-aşağı yok… Onu herkes yapar. Ben bu işin ustasıyım. İleri fırlatıp çekiyorum.\n
\nFırlattım çıkşağıyı. İpi çürükmüş meğer. Gitti çıkşağı, biraz ötedeki, benden bir-iki yaş büyük bir çocuğun kaşında patladı.\n
\nElini alnına götürüp yere yığıldı çocuk. Kan akıyor.\n
\n“Eyvah” dedim içimden. Şimdi dövüşeceğiz. Beni dövebilecek birine benzemiyor, ama olsun. Rezillik.\n
\nŞükrü Ağabey’le koştuk yanına. Çocuk şöyle bir doğruldu. Bana baktı. Sanki kaşı yarılan o değil de, benim. Başladı teselli etmeye: “Ziyanı yok. Bir şey olmadı. Kanar, geçer. Aldırma.”\n
\n***\n
\nAyrıldık. Doğru Hacivat’a. Küçük kürsülere oturduk. Biraz sonra omzuma bir el dokundu. Kafamı kaldırıp baktım. Biraz önce yaraladığım çocuk. Yanıma ilişti. Nereden bulduysa bir pamuk koymuş kaşının üstüne. Bir eliyle onu tutuyor.\n
\nGülümsedi. “Az önce tanıştık ama adını bilmiyorum” dedi.\n
\n“Benim adım Ülkü” dedim.\n
\nElimi uzattım.\n
\n“Benim adım da Onat” dedi.\n
\nYıllar sürecek sıcak bir dostluğun başlangıcıydı bu.\n
\nOnat’la. Onat Kutlar’la.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt