Ülkü Tamer

Arif Güzel'leri Yaşatmalıyız

04 Ağustos 2012 Cumartesi
\n

Kimdi Arif Güzel?

\n

Kitapçıydı.

\n

Gaziantepte, 1940larda, 50lerde Maarif Kahvesinin yanında ufacık bir dükkânı vardı. Beş, bilemedin altı metrekare.

\n

Dükkânın yarısını tezgâhı kaplardı. Defter, kalem, elişi kâğıdı, kitap satardı Arif Bey Amca. Ciltçilik de yapardı. Dünyanın en sessiz insanıydı belki. Babamın arkadaşıydı. Ama arkadaşlıklarını bana borçluydular.

\n

İlkokula giderken dost olmuştum onunla. Okul çıkışlarında dükkânına uğrardım. Akşamüstü babam işten dönerken beni alırdı. Yaz günlerinde saatler geçirirdim küçücük dükkânda. İki müşteri gelirse, sorun yok. Ama üçüncü bir kişi gelirse, sokağa, kapı önüne çıkmak zorunda kalırdım. O kadar adam dükkâna sığmazdık çünkü.

\n

Arif Bey Amca, başı önünde, kitap ciltlerdi hep. Bana da öğretmişti bunu. Hemen çiriş, kınnap almış, kolları sıvayıp evde ne kadar dergi varsa hepsini ciltlemiştim.

\n

İlkokul dördüncü sınıfa geldiğimde koca adamdım artık. Arif Bey Amca, gelen paketleri almak için postaneye gittiğinde dükkânı bekleyebilirdim.

\n

Daha sonra, ortaöğrenimimi İstanbulda yapmaya başlayıp da yazları Antepe döndüğümde, bu bekleyişler, özellikle ay başlarında, sürdü. Ayın 6sı. Varlıkla birlikte, o ay çıkan yeni kitaplar gelirdi. Ayın 7si, 22si. Yeditepe. Uzaktan posta treninin sesi duyulur duyulmaz, Hadi, Arif Bey Amca, paketler geliyor, sen postaneye gitderdim. Gülerdi. Acelen ne? Daha iki saati var.

\n

Neyse, sonunda doğrulur, postaneye yollanırdı. Getirdiği paketleri heyecanla açar, Varlıkımı, kitaplarımı taze taze alırdım. Baraganın Dikenleri, Bir Garip Adam, Fareler ve İnsanlar...

\n

***

\n

Sadece ben mi? Onat Kutlar, Arif Erkin, Cevat Özer, Fevzi Günenç, Atılay Arsan ve tanımadığım, bugün hatırlayamadığım niceleri, okuma alışkanlığımıza ilk adımlarımızı o kitabevinde atmıştık. Arif Bey Amca kitap satmazdı sadece, kitap sevgisini, okuma tutkusunu aşılardı bize. Önerilerde bulunurdu. Parası çıkışmayana okuması için ödünç kitap verirdi.

\n

Aramızdan bazıları, ben de dahil, yazar olduysak, bunda Arif Bey Amcanın payı büyüktü.

\n

***

\n

Bugün küçük kentlerde ya da büyük kentlerin kuytu köşelerinde kimbilir nice Arif Güzeller vardır. Bir yandan okumama alışkanlığıyla, bir yandan da ticarethane gibi işleyen büyük kitabevleriyle ne savaşlar veriyorlardır

\n

Onları desteklememiz gerek diye düşünüyorum. Aklıma bir ödül geliyor: Arif Güzel Ödülü. Neden olmasın? Yazarlar ödül alıyor da, onların yapıtlarını okutmak, sevdirmek için gerçekten çetin savaşlar veren, hep gölgede kalan kişiler neden ödüllendirilmesin?

\n

Bir yönetmelik düzenlenebilir. Okurlar kendi çevrelerindeki küçük kitabevlerini aday gösterebilir. Bir kurul da adaylar arasından bir kitapçıya bu ödülü verebilir.

\n

Ödül ne olacak? Bir plaketle sınırlı kalmamalı. O kitabevini maddi açıdan rahatlatacak bir para ödülü de konmalı.

\n

Bunu sağlayacak en mantıklı kurum Gaziantep Büyükşehir Belediyesi. Ama o da olacak gibi değil. Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Arif Bey Amcanın oğlu çünkü. Binbir laf üretilir. Ama Gaziantepte dev kuruluşlar var. Onlardan biri bu girişimin sponsorluğunu yüklenebilir. Yayınevleri de kitaplarla ödüle katkıda bulunabilir. (Büyük yayınevlerinin desteğini sağlamak görevini ben keyifle yüklenebilirim.)

\n

Arif Güzeli yaşatmalıyız diyorum.

\n

Sadece Arif Güzeli mi, bugün ülkemizde ayakta kalmak için inanılmaz direnç gösteren bütün Arif Güzelleri

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Notlar... 5 Ocak 2013
Yoksul Köylü 29 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları