Ülkü Tamer

Anılar: Adnan Özyalçıner

20 Ekim 2012 Cumartesi
\n

Bu yazıyı yazdıktan hemen sonra Sökeye doğru yola çıkacağım. Bir edebiyat şenliğine katılmak için. Başka kimler konuk, bilmiyorum. Ama Adnan Özyalçınerin geleceğini öğrendim, mutlu oldum. En eski dostlarımdan biridir Adnan, 55 yıla dayanan bir geçmişimiz var. Çok uzun süredir görüşemiyorduk.

\n

Adnanın edebiyatçılığından söz etmeyeceğim. Şunu söyleyeyim sadece: Yazdıklarını büyük keyifle okuduğum ender yazarlardan biridir Adnan.

\n

A Dergisini yayımlarken her gün birlikteydik. Derginin hamallığını Kemal (Özer), Adnan, ben yapıyorduk. Basımdan dağıtıma kadar bütün fuzuli işler bizim üstümüzdeydi. Onatın (Kutlar), Doğanın (Hızlan), Demirin (Özlü), Konurun (Ertop), Feritin (Öngören) övgülerini de alçakgönüllülükle kabulleniyorduk.

\n

Ayrıntılara çok önem veren, onları gözden kaçırmayan biriydi Adnan. Öykülerine de yansıyordu bu. Hiç unutamam, bir gün Kemal, Onat, Adnan ve ben sinemaya gitmiştik. Fellininin La Stradasını seyretmeye. Film bitti, sinemadan çıkarken, Yahu, dedi Adnan, müthiş bir sahneydi. Anthony Quinnin Richard Basehartı öldürdüğü sahne. Herif ölmeden önce kol saatine baktı.”

\n

Üçümüzün de kaçırdığı o ayrıntıyı Adnan yakalamıştı.

\n

***

\n

A Dergisinin yönetim yeri Saraçhanede bir kahveydi. 1960 başlarında Cağaloğlunda bir hanın en üst katında pencereleri bile olmayan küçücük, karanlık bir oda kiraladık. Bir sabah orada buluştuk Adnanla. Anadoluya kitap postalanacaktı. Saatlerce uğraştık, paketleri yaptık, adresleri yazdık. Sonra aldık paketleri, aşağıya indik, gün ışığına çıktık.

\n

Bir de baktık, Cağaloğlundan tanklar geçiyor! Ortalık bir tuhaf. Adnanla şöyle bir bakıştık. Biz bugün paket postalayamayız dedi Adnan. Hana çıkıp paketleri bıraktık. Yine indik aşağıya. Sorup soruşturduk. Üniversitede öğrenciler ayaklanmışdedi biri.

\n

Üniversiteye koştuk hemen.

\n

28 Nisan. 1960.

\n

***

\n

Hafta sonları Altunizadeye giderdik. Memet Fuata. Sıkı edebiyat tartışmalarından sonra sıra futbola gelirdi. Küçücük sahada kıran kırana maç yapardık.

\n

Kemal, Adnan, ben en hasmüdavimlerdik. Adnan kalede oynuyordu. Kemal savunmanın belkemiğiydi. Memet Fuat, sırtında ceketi, orta alanda takımı yönetiyor, ayağına gelen topları milimetrik paslarla dağıtıyordu. Ben ise gole giden bir panter olarak koşturup duruyordum. Her keresinde 8-10 kişi oluyorduk mutlaka. Arada bir Demir Özlü, Ferit Öngören, Feridun Metin Aksın, Cemal Süreya, Edip Cansever de katılıyordu bize. Bir keresinde Asım Bezirci bile gelmişti.

\n

Adnanın kaleciliği müthişti. Hepimiz pantolon-gömlekle oynarken, o kaleci kazağını, şortunu giyiyor, dizlik bile takıyordu. Kendini bütünüyle oyuna veriyor, önündeki bekleri hırsla uyarıyordu. Sanki Altunizadede top tepmiyorduk da, Wembleyde final maçı oynuyorduk.

\n

Günün birinde, ayağıma gelen topa korkunç bir vole yapıştıracağım tuttu. Top gitti, kalenin üst direğinde patladı. Direk, bu Anteplinin vuruşuna dayanamadı, şöyle bir sallandı, sonra da küüt diye Adnanın kafasına düştü. Yere yığıldı Adnan, kısa bir tedavi süresinden sonra kalede yerini aldı,direk gazisi olarak köşeden köşeye uçmayı sürdürdü.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Notlar... 5 Ocak 2013
Yoksul Köylü 29 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları