Turgay Fişekçi
Turgay Fişekçi turgay@fisekci.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mahmud Derviş Ne Diyor?

07 Mart 2012 Çarşamba
\n

\n

Adı Filistin halkının mücadelesiyle bütünleşmiş bir şair Mahmud Derviş. İlk şiirlerinin yayımlandığı 1960’lardan günümüze Filistin halkının sesinin bütün dünyaya duyurulmasında sanatıyla büyük katkıda bulundu. Öte yandan siyasal mücadelenin içinde de Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafatın yakın çalışma arkadaşlarından biri olarak yer aldı.

\n

Nâzım Hikmet Vakfınca verilen Uluslararası Nâzım Hikmet Ödülünü almak için 2003 yılında ülkemize gelmişti. Tüyap Kitap Fuarında yapılan ödül töreni sırasında tanıştığı Selahattin Yıldırım ile sonraki üç gün boyunca, bütün hayatı, düşünceleri, eylemleri, sanatı... gibi akla gelebilecek her konuyu kapsayan bir dizi uzun söyleşi yaptılar.

\n

İşte bu söyleşi Sözcükler dergisinin yeni yayımlanan Mart-Nisan sayısında kapsamlı biçimde yer alıyor.

\n

Daha altı yaşında doğduğu toprakların İsrail işgaline uğramasıyla sürgünle tanışan Derviş için sonraki yıllar hiç bitmeyen bir göçmenlik olarak sürdü. Ailesi önce Lübnana sığındı, sonra yeniden kendi topraklarına bu kez mülteci olarak geri döndü. Gençlik yılları Hayfada geçen Derviş sürekli konuğu olduğu cezaevlerinden ve ev hapisliğinden yılarak önce Moskovaya gitti. Bir yıl kaldığı ve fazla ısınamadığı bu kentin ardından her biri yıllar süren Kahire, Beyrut, Şam, Tunus, Paris duraklarından geçip 1990larda Filistine dönerek Ramallaha yerleşti.

\n

Bütün bu yıllar boyunca yazdığı şiirler, sınırları, dilleri aşarak dünyaya Filistin halkının çilesini, yaşama kültürünü, insan yanını anlatan şarkılara dönüştü.

\n

Yurdunu ve şiirini tanımlayan açıklaması ne denli geniş bakışlı bir dünya insanı olduğunu gösteriyor: Farklı inanç ve dinlerin toprağından gelmiş olmam (Filistin biraz da bu değil midir?), İsrail okullarında eğitim görmüş olmam ve kuşkusuz hep içimizde olan Kudüs beni etkilemiş olmalı. Filistinli olarak içimde tüm inançlar mevcut. O toprağın, peyzajın, kültürün ve tarihin varisiyim. Çocukluğumda Müslüman, Musevi veya Hıristiyan ayrımı bilmezdim. Aynı mahallenin çocuklarıydık. Dinsel çatışmaların, temelde ekonomik-siyasal kökenli olduğuna inanırım.”

\n

***

\n

Söyleşide çok ustalıklı bir yöntem izlenmiş. Ozanın kişisel özelliklerinden, yakın çevresinden, ailesinden, evinden, yurdundan, dostlarından şiire doğru yol alınıyor. Bu yolculukta gerçek bir ozanı yaratan gerçek hayat öyküleri dinliyoruz peş peşe. Şiirin, hayatın kaynağı, enerjisi olduğunu söyleyen ozan, yaşamak, şiirleştiği ölçüde buna değer diyerek şiir sanatını hayatın başköşesine yerleştiriyor.

\n

Konu tarihsel mirasa geldiğinde ise, sanki bize de seslenen, geniş evrensel bakış ortaya çıkıyor: Bu toprak benim toprağım. Tüm farklı, çoğul kültür ve gelenekleriyle benim: Kenani, Musevi, Eski-Yunan, Roma, Fars, Mısır, Arap, Osmanlı ve Batı. Bu topraklar üzerinde yankı bulmuş tüm bu seslerle kendimi özdeşleştirmeyi hem hak hem de ödev sayıyorum. Ben ne davetsiz misafir, ne de yoldan gelip geçenim. Doğu Akdeniz, büyük ve kalıcı insani uygarlıkların beşiğidir. Dünya çocukluğunun bahçesidir.”

\n

Mahmud Dervişin bu benzersiz söyleşisi bütün aydınlar, bütün insanlar için bir hesaplaşma aynası olabilir. İnsan bu dünyada nasıl yaşamalı? Nasıl aydın, nasıl insan olmalı? Hayatın anlamı, insan olmanın anlamı üstüne benzersiz bir kendine bakma durağı. Kırk bir dergi sayfası boyunca unutulmaz anlar, unutulmaz hesaplaşmalar, unutulmaz güzellikler yaşatan bir ayna. Bakmasını, görmesini bilene elbet...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları