Resim sanatının 'hal'i...

20 Ekim 2008 Pazartesi

Dağlarca gibi bir büyük şair Fransa, Almanya ya da İngilterede yaşamış olsaydı, o ülkelerin dillerinde bunca güzel eserler verseydi, o ülkelerin ses bayrağı olan dillerini yüceltseydi, ölümünün ardından tüm ülkede yas ilan edilip bayraklar yarıya indirilir miydi?..

Frankfurt Kitap Fuarında Türkiye yılı olmasından, orada yapılan tanıtım etkinliklerden daha önemlidir, bu sorunun yanıtı ve dilini, edebiyatı gerçekten sevenlerin, yani bu konuda pazarlama kaygısı olmayanların yanıt karşısındaki mahcubiyeti ve de suskunluğu

Türkçenin en güzel şiirlerinin yankılandığı Dağlarcayı kaybetmenin hüznüyle gezdim Contemporary İstanbul fuarının koridorlarınıBedri Baykamın eserlerini hayranlıkla izlerken, aklımda DağlarcanınAlmanyalarda Çöpçülerimiz şiirinin dizeleri vardı: Ne duruyoruz, aylık bin yeşil mark,/ Varalım, dağılalım, kartal Anadoludan yeryüzüne./ Beyler altın uykularından uyanmak üzre,/ Hadi yollarını temizleyelim

Harun dayım, işçi olarak çalışmak için gittiği Almanyadan göndermişti Öyle harika bir kartpostaldı ki, günlerce yastığımın altına koyarak uyumuştum. Ağacın dalına konmuş bir kuş vardı üstünde Ama ne kuş!.. Parmağım sanki kartın içine girecek, onu ürküterek kaçıracak gibiydi Bedri Baykamın son resimleri karşısında öylece kalakalmam, hayranlıkla seyretmemin nedeni de, sanatçının o kartpostalların büyüsü üzerine duyarlığını aktarması oldu. Neler yok ki, Baykamın resimlerinde; Van Goghun gökyüzü, minyatürlerden kopup gelen bir kalyon, Picassonun bakışları, Ayhan Işıklı bir öpüşme sahnesi Bugün serginin son günü Mutlaka ama mutlaka gidin ve Lütfi Kırdardaki bu resimleri görün.

Ressam Yusuf Kâtipoğlu Kuzguncukun sakinlerindendir. Böyle dediğime bakmayın, o koca yüreğinde çağlayanlar taşar, Yusuf Reisin Asmalımescitteki atölyesine gitmek için her gün Üsküdardan vapura biner sanatçı... Ve, her gün, cebindeki kâğıtlara Kız Kulesinin resmini yapar. Böylelikle Kız Kulesinin Günlüğütutulmuş olur. Aslında, Kâtipoğlu ustamız, her gün elinde kalem, vapurun penceresinden Kız Kulesine bakarak bir keman gibi kendini akort etmektedir. Sanatçının coşkusu, hüznü, özlemi, umudu, kızgınlığı, o günkü ruh hali Kız Kulesi şeklinde kâğıda yansıyor. Yusuf Kâtipoğlunun Kız Kulesi Günlüğüfuarda, Teksin Sanat Galerisinde sizleri bekliyor Onay Akbaşbitmemişlerinden daha çok getirmeliydi. Ne yazık ki, fuarda beş tabloyla yer alıyor sanatçı Modern sanatın en özgün, en ele avuca sığmaz eserlerini üreten Akbaştan bir sonraki fuara daha çok tabloyla katılmasını bekliyorum. Sanırım alçakgönüllüğünde, sanatçının, Paristeki atölyesinde komşusu olan heykeltıraş Jack Vapnarskynin eserlerine de yer açma çabası yer alıyor Arjantin kökenli heykeltıraşın eserlerinin hareket ettiklerini söylesem, eminim onları bulmanız zor olmayacaktır!..

Mehmet Uygunun, her birinin karşısından ayrılmak istemediğim resimleri, fuarın en etkileyici bölümlerinden birini oluşturuyor. Öyle bir dünyası var ki Uygunun, ne zaman resimleriyle karşılaşsam, düş duvarlarım yıkılıyor!.. Evet, düşlerimizin de yıkılması gereken duvarları olduğunu anlatıyor Uygunun tabloları O kadar güzel eserler var ki fuarda; Mahmut Karatoprak, Mark Kostabi, Merih Akoğul, Burhan Doğançay, Güzide İslamoğlu, Gönül Nuhoğlu, Tamer Aydın ve daha niceleri Hele ki, Kemal Tufanın üç tekerlekli bisikleti, Emine Konukun aynaları!..

Özgür ve Deniz Şamlı kardeşler, yanıma gelip, birlikte fotoğraf çektirmek için izin istediler Erciyes Üniversitesi Resim Bölümünde okuyorlar. Sergiye gelebilmek için Kayseri halinden bir kamyona binmişler Ve aynı yolla geri dönecekler; yani, İstanbul halinden Kayseriye giden bir kamyonla!.. Anladım ki, tüm bu eserler aslında bu iki güzel insan için bir araya toplanmış. Fuarın tenhalaştığı son dakikalarda, alkol denizinde polemik kulaçları atan sanatçıların birkaçına tanık olunca, Şamlı kardeşlerin kamyon yolculuğu umutla doldurdu içimi. Yolunuz açık, sözüm ona marjinalliğin çamurlu yollarından uzak olsun; sözleri, dünyaları Erciyesin karları kadar ak olan ressam kardeşler!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları