Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yetmez Ama Evet...

21 Ocak 2012 Cumartesi
\n

\n

Hrant Dinkin katledilişinin 5. yıldönümünde, asıl azmettirenler, örgütlü suçun sahiplerinin gizlenmesi-kollanması sonuçlarını getiren, hak-adalet duygusunu yaralayan mahkeme kararını protesto eden on binler, medyanın da yansıttığı üzere geniş bir yelpazeden ortak tepkilerini dile getirdi. Aynı tarihlerde özel yargı elindeki bir başka davada İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlunun, belediye çalışmaları, harcamaları kapsamında 33 ayrı suçtan, suç işleme maksadı ile örgüt kurma, ihaleye fesat karıştırma iddiaları ile 153 ile 397 yıl arasında hapsi istenirken Dinkin Trabzon-İstanbul Emniyet-istihbarat ekseninde aylar, belki de yıllar öncesinden biline biline, izlene izlene katledilişinde tetikçilerin örgüt-terör bağlantısı yok sayılarak bireysel mahkûm olmalarını öngören kararın yarattığı toplumsal travmanın doğal bir tepkisiydi bu...

\n

Bu dava burada bitmez uyarısı ile, düşünceleri, kimliği nedeniyle katledilen gazeteci Hrantın yaşam hakkının elinden alınmasına karşı tepki içinHepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyizdemek, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti arayışları, yaşananları protesto etme anlamında çok anlamlı bir toplumsal duruş; yetmez ama evet”...

\n

Profesyonelce 46 yılı bulmuş gazetecilik yaşamımda İstanbuldaki sokakların, toplumsal duruş, eylemlerin en önemlilerini, tamamına yakını ile yakından izlemiş, içinde olmuş bir gazeteci olarak, Yetmez ama evetderken, sadece tepki eyleminin yanına eklenmesi gereken toplumsal çalışmaların bütününü eklemlenmesi gereken hak arama yollarının, çok uzun soluklu bir hak arama savaşımını gerektirdiğinin sadece altını çizmek istemedim... Gelinen noktada hukuk devletinin, bağımsız yargının ayaklar altına alınışı, Dink cinayeti, katliamında, özelinde, göz göre göre, çorap söküğü gibi asıl faillere ulaşılabilecekken siyaseten, hem de iktidar, Emniyet, istihbarat, özel yargı sorumluluğunda örtbas edilmesi olgusunun, şok mahkeme kararı ile ortaya çırılçıplak çıkmasının üzerine toplumsal duruşumuzun, protestonun, yetmez ama evetboyutunda kaldığını da vurgulamak istedim...

\n

***

\n

Evet, sayısal değilse de cenaze töreninde katılanlardan daha yüksek oranda bir Ermeni cemaati katılımı vardı. Çünkü bir gün önce televizyon oturumlarına katılan Ermeni kökenli vatandaşlarımız, hukukçuların da belirttikleri gibi, göstere göstere işlenmiş bir cinayetin, katliamın kanıtları ortadayken, ortaya çıkan yargı kararı, Ermeni kökenli vatandaşlarımızın güven duygularını sarsan, tehdit algılamasını katlayan bir içerik kazanmıştı... Kapalıçarşı, Kumkapı esnafı ile birlikte çok kalabalık ev-iş kadınları, gençleri ile.. bu ülkenin vatandaşı olma duygularını hiç yitirmemiş Ermeni kökenli insanlarımız, kırgınlıkları, kaygıları ile birlikte, kimliklerini de ortaya koyarak tepki verme sorumluluğunu duymuşlardı... On binlerin içinden binlerce tanıdık, pek çoğu ile de selamlaştığım yüzleri ise;yaşamlarının her dönemlerinde toplumsal sorumluluk duymuş, birbirlerinden çok farklı düşünce ve değerlerle de olsa sivil toplum, siyasal örgütlenmeler içinde, çeşitli etkinlikler, eylemler içinde yerlerini alma sorumluluğunu taşımışları..” ağırlıklı olarak tanımlayabilirim.

\n

Doğrusu örgütlenmeler çatısı altında, ne kadar demokrat, insan hakları, hukuk devleti savunucusu olarak görünürsek görünelim ancak kendi gettomuz içinde, kendimiz için yontarak ilkeleri savunma hastalığımızdan kurtulamadığımız bir kez daha sırıttı... İlkeler çerçevesinde geniş bir demokrasi yelpazesi ise ancak bireysel sınavlarında aklanıp cephe oluşturmayı başaranlar sayesinde oluşuyordu... Yani bu kadar travma yaratacak bir ağır yargı kararından sonra bile, örgütsel birliktelikler cephesi, bir Irak işgali karşıtı, barış eylemleri ölçeğine bile varamadı. Düşünün ki yargı kararının travması, tepkisi ile medyada, televizyon canlı yayınlarında ilk kez anlamlı toplu katılım çağrıları yapıldı. Hrantın Arkadaşları, verilen sözlere bakarak Yarın göreceksiniz, İslamcı kesim çok geniş katılımla aramızda olacak..umutlarını dile getirdi. Baktım da Hrantın ötekileştirmeye karşışiddetle savunduğu türbanlılar, İslamcı kesimler parmakla sayılacak kadar azdı.

\n

Örgütsel katılımlarda, en sert bildirileri yayımlamış, tepki göstermişlerin ağırlıkları hak getire. Hrantın düşüncelerini paylaşmayan, canına katledilişine, terör örgütü cinayeti işleyişinin örtbas edilmesine, hukuk devleti ilkelerinin ayaklar altına alınmasına karşı protesto için.. bireysel sorumlulukla gelenler daha bir saygı topladıl... Hrant Dink cinayeti, sadece ülkesini seven Ermeni kökenli vatandaşının, güçlü devlet kadrolaşmasına egemen bu iktidar döneminde, devlet içindeki polis, istihbarat ilişkilerini de göstere göstere işlenmiş bir cinayet olarak hesaplaşılması kaçınılmaz bir dava değil. Tetikçilerden ileri azmettirenlere ulaşmak, kendi gettosu, ideolojisi, ırkı, inancı, cemaati çerçevesinde demokrasi, hukuk devleti, insan hakları aranamayacağı, olamayacağının bir kanıtı, adımı olabileceği için çok ama çok önemli...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları