Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Yes Be Annem'

17 Ocak 2012 Salı
\n

Kıbrıs davasının efsanevi ismi Rauf Denktaş ile yüz yüze teğet de olsa karşılaşmalarımız, Kıbrıs ve Türkiyedeki iktidarların, savunduğu değerler nedeniyle kendisini en çok dışladıkları, karaladıkları, horladıkları, ellerinden gelse konuşturmak istemedikleri, Yes be annem..günleri ağırlıklı.. Hani doğma büyüme Kıbrıslıların ağırlıklı KKTC vatandaşlarına, en çok birleşik Kıbrıs, AB vatandaşı olmanın, özgürleşme, zenginleşmenin, düş görmenin tek yolu olarak pazarlandığı kampanyalardan söz ediyorum.. Ünlü Annan Planının geçerli kılınması, asıl sorun ABnin kendi ilkelerini, hukukunu ayaklar altına alarak Birleşik Kıbrısı anlaşma olmadan üye almakta bir sakınca görmediği, çözüm için de Türkiye ve KKTCnin öngörülen formüllere uymaya çok sıkı zorlandıkları referandum günleri...

\n

Kıbrıs davasının efsanevi ismi olduğu için seyahat ve konuşma yasağı getirilemeyen Denktaş, kimi yerlerde çok ağır yalnızlaştırmanın ötesinde, hakaretleri, ağır suçlamaları göze alarak, inatla çok iyi bildiği konular, sorunlar üzerinden Yes be annemmodasına uymayan gerçekleri tek başına anlatabilmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Annan Planı etkisi altındaki KKTC vatandaşlarının çıkarlarına aykırı gerçekleri bir bir saymanın ötesinde, ayrıntılarını en iyi kendisinin bildiği bir uzun soluklu hak savaşımının satır aralarını, tuzaklarını anlatıyor, KKTC vatandaşlarının haklarına giden yol ile Türkiye çıkarlarının, gerçeklerin moda, sıkı pazarlanan reçetelerin tam tersi olduğuna, kurulan tuzaklara ışık tutmaya çalışıyordu. Dışlanmışlığı, dinlemek isteyenlerin, hele de örgütlenmelerin cılızlığı yanında, tek başına onurlu, dik duruşu, inadı, sabrı ile ister istemez farklı bir saygıyı da uyandırıyordu. Azına, çoğuna bakmadan, karşısında bulabildiği, dinlemeye hazır herkesi, her ortamı değerlendiriyor, inandığı davayı anlatabilme uğruna iğne ile kuyu kazıyordu..

\n

İnadı, inancı ile söylediklerinin en yaşamsal konularında ne kadar haklı olduğunu kanıtlamayı, belki tek başına değil, çok hızlı ekonomik-toplumsal-siyasal değişimlerle birlikte kanıtlamayı başarmış, saygınlığını anlamlı yeniden kazanmış, kendisini silmeye kalkanları cenaze töreninde saygı göstermek zorunda bırakmış olarak aramızdan ayrılmış, bugün toprağa veriliyor.

\n

***

\n

AB üyelik haklarını otomatik olarak koparmış, dünyanın tanıdığı, istediği uluslararası desteği almış Rum yönetimi, aslında KKTC vatandaşları için ağır tuzaklar içeren Annan Planını bile, geldiği noktadan geriye gidiş olarak görüp referandumdan hayır sonucunu çıkarınca, bizimkilerin pompalanmış evet oylarına kenetlenmiş düşleri düş kırıklığına dönmüştü. AB, Rum yönetimlerinden peşpeşe gelen olumsuz yeni kararlar, KKTC yönetimi ile birlikte, belki de daha çok Erdoğan hükümetlerini zora soktu. Asıl soğuk duşu bir kez daha halk, KKTC vatandaşları yemişlerdi.

\n

Türkiyenin siyaseten zorunlu büyük desteği, içerik olarak taşıma suyla değirmen döndürmenin ötesine hiç geçemediğinden, AB, Rum yönetimlerinin yeni olumsuz kararları, genel olumsuz gidiş, dünya, hele de Avrupanın çok derin ekonomik, siyasete de yansıyan krizi, KKTC vatandaşlarını çok daha olumsuz koşullara çekiyor, KKTC, Türkiye çıkarlarından vazgeçerek, kendileri, çıkarları için barış, kurtuluş düşlerini buharlaştırıyordu. Denktaşı çözüm reçetelerinde engel, çaktırmasalar da düşman olarak görenler, resmen ilan etmeseler de, pek çok konuda söylediklerinde ne kadar haklı olduğunu teslim etmek noktasına gelmişlerdi. Çıkış yolu bulamamaktan gelen değişim, KKTCnin seçimlerine, iktidar yapısına da yansımıştı.

\n

Erdoğan hükümetleri ise, AB üyelik düşleri yolunda varılmış kimi anlaşmaların AB cephesinden gelen, takvim öncelikleri dayatmalarına da artık evetdiyemeyecek konumdalar. Köprülerin altından çok sular aktı, görüşme masalarında en kolay uzlaşılacak, çoktan aşılmış olması gereken maddeler bile, tekmili birden Kıbrıs Rum ve Yunanistan cephesinden veto yemişken, artık anlaşmalar gereği de olsa limanlarımızı Rum yönetimine açamayacak bir noktadalar.

\n

Başbakan Erdoğan, iktidar yetkililerinin yakın tarih açıklamalarında, Yes be annemsözcüklerinin içerdiği anlamlar, çoktan Denktaşın savunduğu tezler çizgisine taşınmış bulunuyor. Denktaşa Kıbrıs davasının efsane ismisıfatı ile, hak ettiği saygınlık iade edilirken, bu yoldaki çabalarının, yaptıklarının, liderlik kimliğinin teslim edilmesi; geleneğimiz, ölümle tehdit olmaktan çıkanın değerinin geç teslim edilmesi... ile sınırlı değil elbet. Kıbrıs, Türkiye gerçeğinde, gerçekçi olmayan, masa başı, uçuk kaçık, emperyal projelerin, dayatmaların, bir kez daha işletilememesi, iflas etmeleri ile ilişkili bir durum .Tek başına kalmışken bile inandığı değerlerden ödün vermeyen, haklılığına inandığı tezleri savunan Denktaş, Kıbrıs davasının efsane ismi, kendisi için yapılacak anıt mezardaki yerinde, bugün toprağa verilirken, bize yukardan Yes be annem..diyerek gülümsüyor olabilir mi?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları