Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türk Seçmeninin El Kitabı

08 Nisan 2023 Cumartesi

Dün sabah gazeteye geldiğimde posta kutumdan “Türk Seçmeninin El Kitabı” başlıklı bir uyarı kitapçığı çıktı. 68’li yıllardan başlamış dostluğumuza güvenerek, gazeteden gönderdiği yazarların kitapçıklarını da posta kutularına koyma görevini bırakmış. Okuması da çok kolay olduğu için, arkadaşlarımın eline geçmeden, kimi satır başlarını sizinle paylaşmak isterim. Galiba önce hazırlayanın kimliğini paylaşmam gerekiyor. O tarihler ülkemizin en geniş demokrasi uygulamaları yıllarına girdiği için, askeri öğrencilerin de ayrı bir yurdu, seçilmiş yurt başkanı vardı.

Sonraki yıllarının kimliği ile GATA’da kadın doğum uzmanı olarak en üst görevlere yükselmiş, en üst görevlerden emekli olmuş Op. Dr. Aytekin Ertuğrul’un uzmanlık alanları ağırlıklı pek çok çalışmasının kitabı da var. Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm nedenini halkımıza alkolizm olarak yutturmuş siyasal İslamcılara yanıt, yalanları yüzlere vuran içerikli bilimsel çalışması ile askeri görevleri bağlantılı takıntı yaptığına tanıklık ettiğim, denk bütçeler çalışmaları, bağlantılı yılların gelişmelerine dönük yayınları bende en çok iz bırakanları... Güncel gündemlere dönük çalışmalarına hiç nokta koymayacağını yaygın ulaştırma çabası ile de izliyorum.

Cumhuriyet değerlerinin unutturulmaması savaşımcıları arasında olarak, ülkemizin bağımsız kalabilmesi koşulları üzerinden kılı kırk yaran çalışmalar, verilerle karşımıza çıkar. Bütçe açıklarını büyüten siyasi iktidar erklerinin karşısında durarak ancak bağımsızlığımızı korumamızın olanaklı olduğunu savunarak ağır suçlardan sorumlu gördüğü siyasi erklerin karşısında durma zorunluluğunun altını çizer. Bu seçimlere dönük olarak da en şanslı varsayılan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP genel başkanı üzerinden, kişisel hiçbir yorum yapmadan günümüze dönük değerlendirme, uyarılarını yaparken siyasi erklerin işledikleri en büyük suçlar arasında, laik eğitimden vazgeçilmesi ile açık bütçe yaratma sorumsuzluklarının üzerinde durmuş.

Yeni seçilecek cumhurbaşkanımızda Türk milletinin aradığı özelliklerin sorgulamasını yaparken de Cumhuriyetimizin bugün laiklikten çok uzağa düştüğü uyarısını yapmış. 1950’ler sonrası, sorumsuz, savurgan liberal siyasi iktidar erklerinin elinde, sürekli bozulan karnelerin altını çizmiş. AKP’nin ekonomi üzerinden çok bozuk olan karnesinin çok çarpıcı ağır katkılarının da altını çizerek yaptığı sonuç uyarıysa sağlamasını yapma olanağımız olmasa bile kabaca doğruysa dudak uçuklatıcı: “Atatürk gününden sonra günümüze kadar yabancı paralar 19.000.000 defa değer kazanmış, TL ise 19.000.000 defa değer kaybetmiştir.”

***

Cumhuriyet TV için seçtiğim bu haftanın konuğu ise elbette seçime bu kadar yaklaşmışken toplum bilimlerinin her alanına bulaşık, özelinde ekonomi uzmanı Rüştü Bozkurt oldu. Meraklıları hemen kısa iletişim araçlarından özgeçmişine ulaşabilirler. Alanına dönük bilimsel birikimlerini uzmanları kolayca tartabilirler. Şişe Cam’ın emekliliğine kadar 25 yıla yakın genel sekreterliği, eğitim kariyerleri bir yana, ekonomi alanında başvuru yayın Dünya gazetesi başta 50 yıla ulaşmış, yazarlığı, tarımdan sanayiye her alandan, yıllarca sürdürülmüş araştırmaları, kitapları... Ülkemiz özeline dönük, dünya ile bağlantılı çalışmalarının içinde yok, yok.

Elbette uzmanlığı üzerinden seçimlere dönük uyarılarında, öngörülerinde seçmen olarak bizlere dönük uyarılarının içtenliği, algılanabilirliği çok daha değerli. Kuşkusuz sorgulamamızın, nasıl bir ekonomi, gidiş üzerinden sorgulamayla yola çıkmamız gerektiğini anımsatıyor. Ekonomist olmadığımıza göre, hele de oy kullanırken içine düşürüldüğümüz ekonomik koşullar üzerinden oy kullanma davranış kalıplarımızın olmadığı da gözetilirse? Bugüne kadar çok uzun yaşam süreçlerini paylaşmış olmamıza karşın hiç duymadığım, galiba felsefeden doğmuş ama sıradan insanlar olarak bizler için de çok kolay anlaşılacak sözcüklerle kimi uyarıları çok etkili görülüyor.

Rüştü Bozkurt, bir kez daha, gazeteci olarak benim için de çok geçerli ekonomi üzerinden tartışmalardaki hepsi de çok doğru gelen rakamlar, veriler üzerinden kafamın hep karşıyor olması gerçeğini, kısacık bir cümle içinde özetleyiveriyor: “Ekonominin bin bir yüzü var”. Hangi pencereden, hangi çıkarlar üzerinden baktığınıza bağlıdır. Sizin geleceğiniz, çıkarlarınız üzerinden hangileri geçerli ya da çok zararlı? Bizim seçmenimizin çoğunluğu ise önyargıları, bulundukları siyasal cepheler, örgütlenmelere göre oy verme eğilimindedirler...

Seçmene daha önce hiç duymadığım önerisi ise çok yalın, kendimize ayna tutmayı öneriyor. “Aynaların adaleti” kavramını çok sık kullanıyor. Eğitimci kökenli olarak da Cumhuriyetin devrimleri içinde Köy Enstitüleri devrimini daha iyi kavramış olması da doğal. Günümüzde en yaşamsal sorunumuz, insana yaraşır beslenememek, karnını doyuramamak olduğu gerçeğimizle yüzleşiyoruz. Köy Enstitülerinin, çoğunluğu köylü Anadolu’da, aç kalmadan, sanayiye geçiş projesi olduğu gerçeğinin ayrımına yeni varıyorum. Liberal-şeriatçı ittifakı siyasetlerin ülkemizde açtığı yaralar daha bir çıplak anlaşılır oluyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları