Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Suç kanıtlarını karartma çabaları kurtarmanın önünde

14 Şubat 2023 Salı

Şeriat kasasının öncelikle kurtarılması çabasının, enkazdan kurtarılacakların önüne alınmasının görüntülü kanıtları geçtiğimiz haftanın gelişmeleri arasında tarihe yazıldı. Hafta sonundan düne uzanan gelişmelerin içinde, çok geç kalınmış olmasına karşın uluslararası katkıların da ağır bastığı çabalarla hâlâ enkazların altından canlı çıkarılabilmesi başarısı ile acılara moral katılabilmesi bir yanda. Fay hatları üzerinde katliam niteliğinde işlenmiş suçlar zincirlerinin halkaları üzerinden delilleri karartma, gerçeği ile yok etme çabaları, suçüstülerinin çarpıcı örnekleriyle yüzleşip durmaktayız.

İktidar erki, en tepesinden zincirleme sorumluluk, Türkçesi sorumsuzluk halkaları eylemlerinde başrolde. Elbette, suç ortaklıklarında ödenmesi kaçınılmaz olan kanıtların yok edilmesinde seferberlik gündemde. İnanılacak gibi gelmese de dünya çapında kameralar deprem bölgesine uzanmış olduğundan, suç kanıtlarının yok edilmeleri operasyonları da gözlerden kaçırılamamaktan öte belgelenmiş oluyor. Sadece gerçeklerin peşinden koşmaya çabalayan azınlık yayınların çok ötesinde istenmiyor olsalar da yandan yayınlara çarpıcı boyutları ile yansımış oluyorlar.

Bir bakıyoruz ki depremden hiç hasar almamış, yasal belgelerin, inşaatlara ilişkin tüm kayıtların bulunduğu depoları yıkma operasyonları yaşanıyor. Üstelik bir avuç hukukçu, ileride kaçınılmaz gündeme gelecek davalarda kullanılması zorunlu söz konusu belgelerin yok edilmesi çabalarına ilişkin kamuoyunu uyarmaları da engel oluşturmuyor. Tam tersine nasıl bir ortak korku, çaresizlik söz konusu ise iktidar erkinin sorumlu olabilecek kadroları ile inşaatların suç ortakları işbirliğinde acele yok etme operasyonları görsel sonuçları ile kayıtlara girmiş oluyor.

***

Bir bakıyoruz ki paramparça edilmiş dosya yığınları ortalığa saçılmış. Ancak bir ana grubu da uzaklaştırılmak istenen, ancak her tür engellemeye karşı hukukçuluk yetenekleriyle direnebilenlerin çabaları ile, koruma altına alınabilmiş dosyaların varlığını halen görüntüleri ile paylaşabiliyoruz. Yetmiyor katliam gibi yaşanan yıkımların bilinen sorumlu müteahhitlerinden kurtuluşu kaçmakta bulanların girişimleri ile kendi kendilerini yakalatmaları eylemleri de yaşanıyor.

Hukuk dili ile suçüstü, halk diliyle pişti oluveriyor, tutuklanmak zorunda kalıyorlar. Suç ortaklıklarının korku, kaygıları öylesine kendiliğinden ortalığa saçılıveriyorlar ki bir kendini çok akıllı sanan delinin aklına parlak bir kurtuluş projesi geliveriyor. Başkanlık rejimi içindeki kısa yoldan yürüme, otoriterlik çözümleri işletilerek, bir açıklama ile üniversitelerin çözüm adına tek çare olarak süresiz kapatılıverdiğini öğreniveriyoruz. Deprem bölgesindeki öngörülemez boyutlardaki toptan yıkımların sonuçlarında besbelli bölgede kalıcı çözüm projelerini üretebilme çareleri yaratılamıyor. Üniversitelerin yurtlarına yerleştirilmeleri çözüm gerekçesi olarak açıklanabiliyor.

Arada aklı başında olanlar art niyetsiz, çözüm olarak gösterilenlerin çözüm olamayacağı üzerinden mantıklı açıklamalar yapıyorlar. Besbelli daha bir fazlasıyla paniğe de yol açılmış oluyor. Akılcı çözümlere kulaklar tıkanıyor. İlk ağızdan çıkmış açıklamalar üzerinden inatlaşmayla her şey biraz daha zorlaşıp karmaşıklaşıyor. Meclis, muhalefete daha bir bilenmiş olarak dayatma üzerinden yeni dayatmaların üretilmesi adımları atılıyor.. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları