Sanki Bahçeli’nin İmralı tutuklusuna yaptığı çağrı ile başladığı düşünülen yeni “çözüm süreci”ne geniş açıdan bakarsak ne görürüz?

Bugün siyasi partilerin ve ülkenin kucağına bırakılan paketin Bahçeli’den önce başladığını kuvvetle varsaymalıyız.

Kimse Bahçeli’nin durup dururken çağrı yaptığını düşünmesin.

İktidarın kontrolü altındaki Öcalan ile devlet yetkilileri, şüphesiz ki MİT öncelikle görüşmüştür. Zaten Bahçeli çağrısından önce DEM çevresinden yeni bir sürecin başlayacağına ilişkin hareketlenmeler konuşulmaya başlanmıştır.

Bir zamanların terör lideri ile belirli bir mutabakatın önceden sağlandığını bilmeliyiz.

Bu aşamadan sonra Bahçeli sazı eline aldı ve o ünlü çağrısını yaptı, gel DEM sıralarında konuş, umut hakkını kullan, PKK’yi feshettiğini duyur, terörü son verme çağrısı yap...

BİR ADIM DAHA GERİ

Bugüne varılan sürecin geriye dönük kısa kronolojisi bize her şeyi anlatıyor.

• Bahçeli 1 Ekim’de Meclis açılışında DEM Parti sıralarına gidip el sıkıştı. Bu şaşkınlık yarattı. Ama 22 Ekim’de yapacağı çağrının ön hazırlığı idi.
• Erdoğan 3 Ekim’de Bahçeli’yi evinde ziyaret etti, 45 dakika konuştular, hiçbir açıklama yapılmadı. Belli ki yeni süreç ele alındı.
• Bahçeli ünlü çağrısını 22 Ekim’de yaptı. Öcalan gelsin konuşsun, umut hakkı alsın, PKK’yi feshettiğini açıklasın.
• 5 Kasım. Bahçeli Meclis grubunda yaptığı konuşmada Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ülke için büyük bir zorunluluk olduğunu açıklıyor, tek adaydır diyor. Bahçeli aslında daha önce de Erdoğan’ın yeniden başkan olmasını istiyordu.
• 5 Kasım konuşmasında Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için anayasa değişikliğini öneriyordu. Aynı konuşmasında 22 Ekim’de yaptığı çağrının da arkasında durduğunu söyledi.
• Bu konuşmasında tek aday, yeni anayasa ve İmralı’ya çağrı konularının birleştiğini görüyoruz.

YENİ ANAYASA İÇİN

Erdoğan’ın yeni anayasa ile seçimi için şüphesiz anayasa değişimi şart. Veya Meclis’in belirli bir süre önce seçim kararı alması, Erdoğan’a seçime katılma hakkının açılması için şart.

Yeni anayasa veya Meclis’in seçim kararı için en az 360 oy gerekli. Ya fesih ile var olan anayasa ile seçime gidilecek veya 360 oy ile yeni anayasa referanduma götürülecek.

Öncelikle tercihin yeni anayasa olduğunu görüyoruz. Referandumla bunu halka kabul ettireceklerini düşünüyorlar.

İşte bu noktada, her iki koşulda da DEM’lilerin oy vermesi zorunlu.

Yeni anayasada DEM’in ve İmralı’nın istediği değişikler yer alırsa, Bahçeli’nin çağrısına İmralı kesin evet der ve umut hakkı da kazanırsa, Öcalan ve DEM referandum için yeni anayasaya evet çağrısı yapar.

BELLİ OLAN HİÇBİR ŞEY YOK

Evet yeni anayasa taslağı Saray’ın koltuk altında duruyor. Ama içinde ne var, hangi değişiklikler söz konusu kimse bilmiyor.  DEM ile anlaşma olursa, taslakta bazı değişiklikler yapılır.

DEM heyeti 2 saati aşkın Öcalan ile, devlet gözetiminde ne konuştu bilmiyoruz. Süreç gizli. Sadece bazı ilkeler açıklandı. Ama Erdoğan da biliyor Bahçeli de DEM de.

Ziyaret ettikleri partilerin hiçbiri bilmiyor.

Bir iktidar oyunu-planı ile karşı karşıyayız.

Amaç kesin cumhurbaşkanının yeniden seçilmesi.

Şu veya bu şekilde.

Ve DEM ile İmralı kilidi ellerinde tutuyor, baş oyuncu Bahçeli değil, onlar.

***

NOT: Kanada, Grönland ve Panama konusunda Trump’ın yayılmacı ve işgalci politikası üzerine yazdıklarımı, Trump dünkü basın toplantısında doğruladı: Ya şantajla ya askeri seçenekle hedefe varacak. Bu arada Meksika Körfezi’nin adını da Amerikan Körfezi yapacağım dedi. Konu önemli, artık pazara!