Olaylar Ve Görüşler

Sözde adı konmamış iyi niyetli başlangıç - Nejat Eslen

09 Ocak 2025 Perşembe

Her şey Don Kişot’un yel değirmenini hedef yapması gibi Hamas’ın İsrail’e saldırısı ile başladı ve hızla gelişti. Hamas, Hizbullah vekil güçleri ağır darbeler yiyen İran’ın, Akdeniz’e uzanan direnç ekseni etkisini kaybetti. Şimdi İran, Ortadoğu’da öncelikli hedefe dönüşmüş durumda. İsrail tankları Şam’a 20 kilometre mesafede nöbet tutuyor. Suriye’de prestij kaybeden Rusya ise bu ülkedeki üslerini kurtarmaya çalışıyor.

Eski el Kaide teröristi Colani emrindeki HTŞ’nin, Toyota kamyonetlere bindirilmiş kıtaları ile trafik kazası bile yapmadan kısa sürede Şam’a kadar ilerlemesi ile Suriye’de Esad rejimi devrildi; Arap Baharı ve kaos bu ülkede yeni safhaya girdi. Savaş sanatı tarihi, HTŞ’nin uyguladığı bu yeni savaş türünü şaşkınlıkla izledi. 

COLANI’NIN İŞİ KOLAY DEĞİL

Bu gelişme, Suriye coğrafyasında Türkiye ile İsrail arasında tehlikeli güç boşluğu oluştururken Arap Baharı, eğer iyi kurgulanırsa, eski bir teröristin devlet başkanı bile yapılabileceğini kanıtlamış oldu. Ancak, Colani’nin işi hiç de kolay değil. Suriye’de HTŞ’den başka Sunni, Alevi Araplar, Amerika’nın kara gücü olarak tanımladığı YPG ve Kürtler, Suriye Türkleri (Türkmenler), Dürziler, Hıristiyanlar, hapishanelerde depolanmış IŞİD teröristleri; bu ülke ile ilgili çıkarları örtüşen veya çatışan birçok ülke var. Bakalım Colani, üst aklının ürettiği Suriye’nin yeni haritasını tamamlama görevini başarabilecek mi? 

Suriye’deki gelişmeler ile Türkiye’yi birlikte düşünmek gerekir. Çünkü, iki ülke de ABD ve İsrail destekli Kürt jeopolitiğinin etkisi altında. Komşumuz Suriye’deki kaos ve harita yenileme gayretlerinin paralelinde, Türkiye’deki gelişmelere gelince... Bize Irak’ın kuzeyinde kilidin kapandığını, PKK’nin etkinliğinin kırıldığını söylemişlerdi. Çelişki gibi görünse de şimdi PKK’ye silahların bıraktırılması gayretleri gündemde. Asıl amaç ise Ortadoğu’daki gelişmelere uyum sağlayarak hâlâ tanımı bile yapılamamış sözde Kürt sorununu çözmek. Önce “iç cephenin güçlendirilmesi” arzusu vurgulanmıştı. 

YENİ PARADİGMA(?) 

Tuhaf ama iç cepheyi güçlendirmek için İmralı’daki terörist Abdullah Öcalan’dan yardım istendi. Devlet Bahçeli’nin hamlesi ile başlatılan ve Ahmet Türk tarafından “adı konulmamış iyi niyetli başlangıç” olarak tanımlanan bu yeni girişimde, Abdullah Öcalan’ın “yeni paradigma” sözcüğü gündeme oturtuldu. 

“Yeni paradigma”, sanki, üst aklın onayından geçmiş, Ortadoğu’daki gelişmelerle ve istenilen yeni haritalarla uyumlu, şimdilik bilinmesi istenilmeyen tehlikeli planın yeni uygulama modeli. Bu yeni paradigma içinde, devleti yönetenler, PKK’nin silahları bırakmasını istemekte. Ancak, PKK silah bırakmaya razı olacak mı? Razı olacaksa neyin karşılığında silahları bırakacak? PKK’nin silah bırakması, yeniden hazırlanması istenilen anayasaya ve Ortadoğu’nun yeni haritasına nasıl yansıyacak? 

İşte bütün bunlar, adı koyulmamış iyi niyetli başlangıcın içinde gizli. Trump döneminde ABD’nin askerlerini Suriye’den çekme olasılığı PKK-YPG’yi tedirgin etmiş gibi. Yine de KCK’nin dağdaki üst düzey yetkilisinin, “Öz savunma alanlarında öyle başarılı olduk ki Türkiye barış istemek zorunda kaldı” ifadesi ile psikolojik harekât hamlesi başlatıldı bile. PKK’nin TBMM’deki temsilcisi ise televizyonda, “Bu kardeşlik değil, eşitlik meselesidir; eşitlik, yasal güvenceye alınmalıdır” diyerek yeni anayasada, Fırat-Dicle havzasında özerklik talep etmekte. Adı koyulmamış bu sözde iyi niyetli başlangıcın, Suriye’de YPG varlığının tanınması, su zengini Fırat-Dicle havzasının özerk bölgeye dönüştürülmesi ile ilgili olduğunu ve bu nedenle de yeni anayasa istenildiğini anlamak gerek.

NEJAT ESLEN
EMEKLİ TUĞGENERAL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları