Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sözün Yoksa Küfredersin...

12 Aralık 2013 Perşembe

Meclis’te bütçe görüşmelerinde yaşanan gerilimden kuşkusuz haklı yakınan medya yorumcularımız, gazetecilik tarafsızlığı adına en kolay yapılanıyla, genellemeye geçerek siyasi üslup, en çok da partilerin yetkin kişilerinin çıkışlarının altını çiziyorlar. Elbette doğruluk payı var; siyasi liderlerin sıkıştıkları noktada, cepheci gerilim yaratan sert çıkışları en azından cepheleşmiş en ateşli seçmen tabanı çok mutlu ediyor.. Bozuk yumurtadan hasta tavuk mu çıkıyor, hasta tavuğun yumurtası mı bozuk oluyor.. türünden bir ilişkiden, çıkmazdan yakınıp duruyoruz..
Dün yine Cemaat-İktidar, aslında artık doğrudan Gülen Hoca ile Başbakan Erdoğan ekseninde, en yakın, yetkin sözcülerinin içinde oldukları atışmalarda, Kuran’dan ayetlerden alıntılarla, Arapça sözcüklerin egemen olduğu taşlamaların içeriğinden çok, birkaç daha yeni sert sözcüğüne takılıp kalınması işe yarıyor.. Medya üzerinden giderek derinleşen bu kavgada bence amaca fazlası ile ulaşılmış oluyor.. İktidar cephesi yandaşları çoğunlukla bu kutsanmış, sürüp gidecek sandıkları, kendi cepheleri adına da fazlası ile yararlandıkları birlikteliğin sallanmasından ne kadar korkarlarsa korksunlar, içeriğinden uzak kaldıkları, en azından bilebildikleri için bile dedikodu ile yetinilen çatışmaların çıplak biçimde ortalığa saçılmamasından hoşnutlar.. Dikkatinizden kaçmamalı, şimdilik bir dershane, bir de MGK kararının ortaya çıkmasının sonuçlarından sarsıldılar. Çıkar çatışmasının ortalığa saçılan somut gerçeklerinin somut sarsıcı sonuçları da oluyor. İğneli, kapalı, herkesin bilemediği şantaj ağırlıklı üslup, daha çok iki tarafın bir diğerini yapılabileceklere ilişkin uyarması, yola getirmeye yönelik çıkışları sayılıyor..
Bu içeriklerini tam bilemediğimiz, sonuçta ne pahasına olursa olsun cephenin korunması için de çaba gösterilen kavgada, bir tek sertleşen üslup, sözcükler, öfke dikkat çekici oluyor.. Söylüyor gibi yapılıp söylenmeyenlerdeki sertleşen dil, ağdalı olsa da küfre yaklaştıkça, kavganın, çıkar çatışmasının kolay kolay uzlaşılamayacak noktalara doğru sürüklendiğinin ipuçları sayılıyor. Birkaç kez cephe taraftarlarının karşı cepheden gelen Arapça, dini yorumla küfür yerine geçebilecek tek sözcükten bile nasıl ürktükleri, etkilendiklerini gözlemlemiş olduğumu da söylemeliyim..

***

Dün yine çok yakınılan, bütçe görüşmeleri bağlantılı da çok çarpıcı ortaya çıkan Meclis’teki partiler, liderler ve yetkin kişilerinin giderek demokratik geleneklerden kopan, cepheleşmeyi, tabandaki çatışmaları büyüten, toplumu geren, çok sakıncalı söylenecek söz yerine küfre dönüşen diyaloglarına gelince.. Orada da Arapça sözcükler, Kuran’dan ayet alıntıları çok az olsa da, tartışmanın içeriğini anlaşılmaz kılan, küfür diline daha yakın sözcüklere takılma, gerçek tartışma gündeminin kamuoyunun dikkatinden uzaklaştırmaya yarıyor. Doğrusu halkın bütçe üzerinden yaşanan gerçek kavgayı algılamasını engelleyen; “Hangi küfür daha ağırdı, hangisi daha sorumlu, hangisi hangisinden özür dilemeliydi..” kısır tartışması doğrudan İktidarlarına yarıyor..
Medyamız kasıtlı olmasa da haberlerde tartışmanın içeriğini değil de küfrünü öne çıkardıkça, zannedildiği kadarı ile sadece medyatik getirisinden, sansasyon habercilik yapmış olmaktan yararlanmıyor; uzun zamandır İktidarlarının sınır tanımaz medyaya baskıları, hesap sorma, bedel ödetme sonuçlarından da daha bir kolay sıyrılınmış oluyor.. Gazetecilik ilkeleri geçerli olsa, Meclis haberlerinde kaçınılmaz verilen kavgalar, küfür dili haberlerinin yanına, bütçenin içeriğinden yapılmaya çalışılan, bir anlamda da yapılamayan gerçek kavga daha bir ortaya çıkmış olacak..
Bu işin şakası, oluru yok aslında.. İktidarları daha önceki yıllardan da denetimsiz bütçe yapmaktan sabıkalı.. Ancak bu yılki bütçenin Sayıştay raporlarının olmamasının anlamı, boyutları çok farklı.. Bizim vergilerimizle, bizim kesemizden yapılan keyfi uygulamaların, hakhukuk- suç niteliğini oluşturabilecek, daha açıkçası vatandaş olarak AKP yandaşlarının bile rıza gösteremeyecekleri, helallik veremeyecekleri öylesine çok gizlenen ayağı var ki.. Bir tek CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun verebildiği birkaç çarpıcı örnek, sosyal medyaya yansımış boyutlar bile fazlası ile iç karartıcı.. Gelin görün ki, en aklı başında olanlarımız bile bunları öğrenmiş olsak da, genel algılama içinde içeriklerine takılmak yerine, küfür diline yansıyan kavgalara takılıyoruz..
Sizin anlayacağınız; gerilim patlaması ile tırmanan küfür dili, cepheleşmenin boyutlarını yansıtan alarm zilleri evet.. Ancak bir yandan da cepheleşmiş tarafların öfke patlaması içinde gerçekleri görebilmelerinin önündeki en büyük engel olarak, kaosta kitlenmeyi üretiyor.. Uzun solukla tersine kırılmayı da üretebilecekse de şimdilik hâlâ İktidarlarının işine yarar gibi görünüyor.. Bence Başbakan Erdoğan’ın bile bile lades, küfür dilini tırmandıran, tehdit ağırlıklı yönetim üslubu, belki riskli ama çok bilinçli sürdürülüyor..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları