Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Soruşturmuş Gibi Aklama-Paklama...

23 Aralık 2014 Salı

Meclis Soruşturma Komisyonu’nun oylama toplantısından bir gün önce Başbakan Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan daha yüksek bir ses perdesinden, İktidarlarının içinden yolsuzluk niyeti ile yaklaşanlar, harama bulaşanlar olursa “kolunu koparırız” çıkışı, medyatik algılama aracı olarak medya haber ve yorumlarında çok etkin kullanıldı. Komisyonda AKP oyları ile ortaya çıkan 4 bakana ilişkin ayrı ayrı oylama konularının oluşturulmasının bile, soruşturma konusunun içeriğine göre farklı oy kullanılabilmesi olanağını yarattığı sonucu çıkarıldı...
Zaten komisyondan ne karar çıkarsa çıksın, konunun Meclis’te oylanması zorunluluğu olduğu da anımsatılarak, AKP içinden özellikle yeniden seçilme şansları olmayan milletvekillerinin farklı oy kullanabilecekleri olgusu ile de AKP’nin toptan Yüce Divan’a gidiş yolunu tıkama gibi siyaseten çok olumsuz bir tablodan sıyrılmasının önünü açtığının altı çizildi. Kimi ağır sonuçlar getirmeyecek ya da kimi bakanları sınırlı hesap vermeye zorlayacak sonuç karar paketi ile, seçime yakın bir tarihte AKP’nin yolsuzluklardan siyaseten çok ağır yara almasının önelenebileceği sonucunun hesaplandığı değerlendirmeleri yapıldı.
Bilindiği üzere sonuçta Yüce Divan’da yargılama sonuç kararı çıksa da, suçluluğun kesinleşmesi anlamına gelmiyor... Hele de Yüce Divan’a gidilebilecek konular, argo diliyle “eften püften” olursa, hem İktidarlarını gerçekten zorda bırakacak sonuçlara ulaşılmayacak, hem de tam tersi hükümetin yolsuzluklarla hesaplaşmaya karşı çıkmadığı gibi bir imajın yaratılabilmesi yolunda elde koz olacak. Seçimlere, yolsuzluklara ilişkin kara bulutlar dağıtılmış olarak gidilebilecek. Yolsuzluklar soruşturulmuş gibi bir aklama-paklama gerçekten olmadan, siyaseten algı yönetimi ustalığı sayesinde seçmene yutturulmuş olacak...

***

Öncelikle medya oluşturma görevlisi yandaşlar korosunun, daha şimdiden “Cemaatin darbe operasyonu” algısını kullanarak, yargılama dosyalarının kapatılması üzerinden “Ortada yolsuzluk suçları yok, Cemaatin İktidarı devirme darbe operasyonu için suç dinlemeler, sahte belgelerle düzenlediği komplolar var...” çoksesli korosunun aynı sonuca varan değerlendirmelerini, haykırışlarını anımsatırım. En önemlisi, en etkili kampanya olarak Cumhurbaşkanı-Başbakan-Bakanlar ön saflarda AKP kadrolarının ülke ve dünya kamuoyuna dönük, kendi örgüt etkinliklerinde de yineleyip durdukları çok keskin çıkışları, Cemaate dönük bu anlamdaki suçlamaları var. Daha da önemlisi Cemaate dönük gündeme girmiş yargı operasyonlarının özü “İktidarlarını, kadrolarını yolsuzluklarla suçlayarak, sahte suç kanıtları oluşturarak, oluşturulan yolsuzluk suçlamaları operasyonları ile İktidarı devirmek, darbe örgütü kurmak..” değil mi?
Cemaatin lideri Gülen hakkında hazırlandığı duyurulan ülkeye iade edilmesi başvurusunda, adı geçen örgütün lideri olma suçlamasının yer alacağı şimdiden açıklanmadı mı? Ki bu işin uzmanları şimdiden “darbe operasyonu kap-samında örgüt liderliği suçlaması ile” yapılacak bu türden bir genellenmiş metinle, Gülen’in Türkiye’ye gönderilmesinin ABD penceresinden, hele de siyasal hesaplarının bütününde çok da olası olmadığının altını çiziyorlar. Siyaseten İktidarları açısından çok da önemli ya da varılması amaçlanan bir sonuç da olmayabilir. Önemli olanı seçim kampanyasına geçişte İktidarları hem yolsuzluk suçlamalarının kanıtlanmasının önünü kesmediklerini söyleyebilecekler hem de Cemaate yönelik suçlamalarda yargısal gerçek hesaplaşmanın yapılamaması ya da yapılmamasında topu başkalarına atacaklar...
Gerçek şu ki eski iktidar ortaklarının, Erdoğan cephesi, hükümet-Cemaat odaklı iktidarı ele geçirme savaşlarında kuralsız vuruşma, inanılmaz hesaplaşma, karşılıklı siyasi operasyonlarda ortalığa saçılan sivil darbe hukuku içerikli hukuksuzlukların boyutları öylesine sonuçlar üretti ki... İçerden bu kadar derin darbenin açtığı yaraların boyutlarında muhalefetin etkin sonuç alabilmesinin olanağı yoktu... Düşünün ki hükümet cephesi, Cemaatin isterse baştan sona hukuksuz, komplo, darbe amaçlı operasyonu olsun, yolsuzluk üzerinden başlattığı yargılama sürecini durdurabilmek için Cemaatin belirleyici olduğu sayısız yargıç ve savcıyı, operasyona bulaştıkları öngörülen binlerce polisi görevden almak zorunda kaldı. Doğal olarak da yolsuzluk yargılanması dosyalarının kapatılmasının inandırıcılığı kalmadı...
Meclis soruşturmasında ise geçmişteki 77 yolsuzluk dosyasında uygulaması olmayan basın yasağı getirildi. Şimdi sadece AKP’nin kalkacak parmakları ile Yüce Divan yolunun kapatılması, siyaseten suçun kabul edilip sonuçlarından çok korkulması kadar karanlık bulutların, önyargının ortada kalmasını getirebilir. Sonuçta hükümet, Erdoğan İktidarları cephesi, büyük yasal ve kadro operasyonları sonrası, güdümlerindeki yargı düzeni içinde... Cemaatin kendilerine dönük darbe operasyonu suçlaması için çok çarpıcı kanıtlar sergileyebilecek olsalar da kamuoyunu inandırmakta zorlanacaklar... Siyaseten yolsuzluktan aklanamayacaklar...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları