Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Silindir Gibi Ezme...
Televizyon haber kanalları için de bayram gününün magazin ağırlıklı havasını kabul edebiliriz... Ancak bir gün önce, gerçekten çok keyifli bir klasik Türk müziği programının yayın akışı kesilip Başbakan Erdoğan’ın KCK şemsiyesinde tutuklanan gazeteci-aydınlar operasyonunu sahiplenen, demokrasinin olmazları hak-hukuk-basın özgürlüğü-bağımsız yargı ilkelerini yok sayan yaklaşımlarını, suçlamalarını, “KCK’ye destek teröre destektir” diyen açıklamalarını canlı yayında vereceksiniz... Bir gün sonra tutuklu milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ı ziyaret ettikten sonra basın toplantısı düzenleyerek iktidarın “toplama kampı” mantığından yakınan, “Burada bir yargılama yapılmıyor, adalet dağıtımı söz konusu değil. Burada önyargılı, siyasi otaritenin emrinde olan yargıçların sadece oynadıkları bir tiyatro var..” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun basın toplantısını canlıyı unuttum, birkaç saat boyunca verilen haberler içine bile almayacaksınız...
\nÇoğunluk iktidar yandaşı, cemaat medyası yetmedi, göreceli holdinglerin elinde profesyonel medyanın iktidar yandaşlığını bu kadar uç noktalara çıkardığı bir dönemi 45 yıllık profesyonel gazetecilik yaşamımda, askeri darbeler sürecinde bile anımsamıyorum. Çok doğru, askeri darbeler sürecinde çok ağır bir yazılı, sözlü sansür süreci, yasaklar yaşandı... En azından yayımlanan haberlerin bu koşullar içinde düzenlendiğini bilerek algılama, bilinç süzgecimizden geçirerek mezhebimize göre değerlendirebiliyorduk... Şimdilerde göreceli en profesyonel yayın organlarında da hangi haberlerin sansürlendiğini, hangi olayların yok sayıldığını, hangi gerçeklerin toplumdan saklandığını, çarpıtıldığını bilme şansımız yok ki... İnsan hakları, demokrasinin işleyişi açısından çağımızın en büyük tehdidi, çağın en etkin silahı medya aracılığıyla güdülenme değil mi?
\nSonra da birileri insan hakları, demokrasi savunuculuğu adına ortalığa çıkıp “Çoğunluk iktidarının sivil diktatoryal eğilimleri, demokrasinin olmazsa olmaz ilkelerini giderek daha baskıcı yok sayma, çiğneme adımları karşısında”; “Sorun iktidarın gücü ile başı dönüp diktatoryal eğilimlerinin kamçılanmasında değil, iktidara dur diyebilecek siyaset, demokrasi, muhalefet güçlerinin örgütlülüğünün alternatifinin oluşmamasında...” diye fetva vermiyorlar mı? İşte en çok buna uyuz oluyorum...
\n***
\nErdoğan’ın özel yargının son KCK operasyonları, gazeteci, aydınları da içeren bir listede aydınları, bize aykırı gelse de düşünce açıklamalarını, “terör” suçu, örgütü kapsamında aynı torbaya sokmasını kamuoyuna karşı savunan konuşmasının mantığı, günlerdir tüm yandaş, AKP, cemaat yorumcularının yazılarında, söylemlerinde, aynı ustalıkla, sıradan izleyen, dinleyen için çok mantıklı gelebilecek bir içerikle besleniyor. 12 Mart, 12 Eylül darbe hukuku yargılamalarından, iddianamelerinden çok deneyimli olarak biliyorum... Aynı düz mantıkla insan hakları, demokrasi, hukuk, ceza, örgütlenme hakları... adına ne varsa ayaklar altına alındı. Kitleler olarak sayılabilecek çok sayıda birey örgütlenme, düşünce sahiplerinin üzerinden silindir gibi geçildi. İşkenceler, uzun tutukluluklar, sonunda düşen davalar ile insan hakları, hukukun nekadar ağır çiğnendiği madalyonun sadece görünen yüzü...
\nAsıl işlev 12 Mart 12 Eylül darbelerinin amaçladığı düzen için tehdit olarak görülen öncelikle sol, sosyal devlet, insan hakları, işçi hakları adına ne kadar düşünce sistemi, muhalefet örgütlenmesi, toplumsal dinamik varsa.. yok edilmeleriydi... O günün topumsal dinamikleri, insan hakları, sosyal devletten yana aydınlanmacı birikimi.. sol örgütlenmeleri ağırlıklı Marksist-Leninist illegal örgüt suçlamasının çatısı altında hukuk katledilerek toptancı yargılanmışsa... Suskun toplum yaratılıp, teslim alınıp, en yasaklı 1982 Anayasası çoğunluğun oyuyla referandumla kabul ettirilmişse...
\nAskeri darbelerin geçersiz, sivil darbelere geçişin yaşandığı günümüz dünyasında... Dünyaya ilan edilmiş rejim değişiklikleri, eksen kaymalarının söz konusu olduğu yeni iktidar düzeni dayatmalarında... Sandıktan çıkmış çoğunluk sivil iktidarın 9 yıllık uygulamaları sürecinde, bilinen en militan yandaş kamu kadrolaşmaları ile atbaşı demokrasinin laiklik, güçler ayrılığı ilkeleri adım adım, sindire sindire ayaklar altına alınma baskı süreci kesintisiz tırmanışta... Eksikli gedikli de olsa hukuk düzeni, rejim, demokrasinin denetim araçları, üst yargının bağımsızlığını toptan kaldıran bir de referandumlu anayasa değişikliğinin bir yıllık sonuçları ortada... İktidarın kalıcılığı, yeni hedeflerine yetmemiş olmalı ki... şimdi tüm muhalif düşünce, aydın, gazeteci, bilim insanı, ve örgütlenmenin “terör” torbasında silindirden geçirilmeleri gündemde...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!