Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sayı Değil İnsan Olabilmek...

24 Temmuz 2014 Perşembe

Elimizi vicdanımıza koymayı, sayı değil insan olabilmeyi nasıl başaracağız? Yanıtı kolaymış gibi görünen ama çok zor bir soru. Hele de medya gücünün silahlı güçten daha etkin olduğu kitlelerin özellikle iç siyaset uğruna medyatik güdülendikleri bir çağda... Hele de dünya sorunlarının çözümlenmesinde aynı zamanda en ileri, en acımasız, en kuralsız savaş yöntemlerinin; üstün silah gücü teknolojisine sahip ülkelerin, zengini, yoksulu dünyaların çıkarları ile çaresizliğin dibine çekilmiş, iç savaşlar kaosu, ırklar, mezhepler, dinler, aşiretler çatışmaları ile terör örgütlenmelerinin bataklık, kaos ürettiği ülkeler ile zengin Kuzey yoksul Güney dünyalarının çıkarları karşı karşıya kalmışlarsa...
Dün Gazze’de insanlık dışı saldırılara hedef olan Filistinliler adına yapılan bir açıklamada, “Sayı değil, insan olmak istiyoruz”haykırışının haklılığı ile acımasızlığı kulağımı tırmalarken acı acı başka gerçekleri de anımsayıverdim. İsrail’in kuşkusuz insanlığın sınırlarını zorlayan, çeşitli savaş suçlarını kapsayan operasyonları üzerinden haykırış bizi insan olarak çarpabiliyorsa, ülkemizdeki duyarlılıkların medyatik uyarılması ile olan doğrudan ilişkisini yadsıma lüksümüz olabilir mi? Açıkçası medyamız her siyasal renk, bakış açısı bir arada, duyarlı, ayrıntılı, görüntülü olup bitenleri yansıtmasa Gazze’de yaşananlara ne kadar duyarlı olabilecektik.
İşte size ikiyüzlü, çifte standartlı yaklaşımlarımızdan birkaç anımsatma... İktidarları siyaseten partilerinin kuruluşundan iktidara gelişlerine... Stratejik ortak konumunda oldukları, ABD’nin Irak işgaline onay verdikleri yıllarda... Açıkçası Ecevit hükümetinin ekonomik krizden sorumlu olma sorumluluğu yanında, Irak işgali stratejik ortaklığına onay vermedikleri süreçler sonrası yaşananları dürüstçe bir anımsamaya çalışalım.. Başbakan olmadan Beyaz Saray’da kırmızı halıyla karşılanan dönemleri, AKP’nin çiçeği burnunda İktidarda hükümet olarak Irak işgali desteğinde tezkere çıkarmaya kalkıştığı, bir biçimde bizim de ülkemiz adına şapka çıkardığımız bir siyasi manevra ile... Kuzey’den işgale katılacak ABD askerleri için Türkiye’de üst olarak kullanılacak toprakların kiralandığı, gemilerden limanlarımıza asker indirilmeye başlandığı, yine de Erdoğan hükümetine şapka çıkaracağımız bir siyasi manevra ile 1. Meclis’ten onayı geri dönen tezkere günlerini düşünelim...

***

AKP İktidarı Meclis’ten geri dönen tezkerenin bedelini ABD katında hesabını vermekten sıyırttığı, TSK’nin Kuzey Irak’ta ABD’nin yeni paylaşım haritalarına engel oluşturmaması adına görevlilerinin başlarına çuval geçirildiği günleri şöyle üstünkörü anımsayalım.. “Sifonu çekmeyin, kullanın” danışman önerisi o günün ABD emperyal hesaplarına çok uygun düşmüş olmalı, İktidarları ortakları, “büyük askeri darbeler operasyonlarını” uyumlu görev bölüşümü içinde başlatmışlardı.
Hani “Kader utansın” denilen zamanlama, kişiler, rol model kahramanlıklarının sonuçları vardır ya.. Yeni demokrasi, İktidarlarının emperyal güç merkezleri ile kurulmuş stratejik ortaklıkları eksenli; “askeri darbelerle, tarihimizdeki kara günler, katliamlarla hesaplaşma” gündemli operasyonlarda fren tutmayan, intikam güdülerinin depreşmesinde, Cumhuriyet rejimi, laiklik, Atatürk devrimleri, eksikli gedikli de olsa insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzenimizin birikimleriyle de hesaplaşmaya kalkışılınca... 12 yıllık İktidarlarında, sandık, oylar sayılarak, sivil diktatoryal yapılanmada ortaya çıkan kaos, cepheleşme, düşmanlıklar, çifte standartlarda ipin ucunu, barış içinde birlikte yaşam koşullarını yakalamak giderek zorlaşmakta.
Elimizi vicdanımıza koyalım, İktidarlarının insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeninin katledilmesinde sabıkaları ile katkılarını, tartıdan geçirmeye çabalayalım.. Başbakan Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı’nda da hangi nedenlerle olursa olsun oy vermeye kararlı seçmenlere soruyorum sadece.. İktidar ortaklıklarında tüm icraatlarından sorumlu oldukları, gönülllü savcısı oldukları ağır sivil darbe hukuku icraatlarının cemaat cephesi sorumlularını yine sivil darbe hukuku niletiğine dönüşebilecek operasyonlarla cezalandırıp yargılayarak “İnlerine kadar girme..” kararlılıkları ile, ülkemizde evrensel değerlerde insan hakları, hukuk devleti düzenine katkıda bulunma oyununa, yalanına kefil olabilecekler mi?
Sayı değil, insan olabilmek, ülke çapında ya da dünya çapında, cepheleşme, çıkar çatışmalarının derinleştiği, kirli oyunlar, medya gücü, güdülemesinin çok kirli kulanılabildiği süreçlerde, beyaza kara çalınması gibidir. Bush’un evrensel savaş suçlarına giren yalanlarla Evangelizm adına başlattığı Irak işgali sürecinde ölen yüz binlerin acılarını değil paylaşmak, ne kadarı ile algılayabildik? Daha kötüsü kanlı petrolün öngörülemiyen yükselişinin zengin Kuzey dünyasını sallaması sonucu Bush dönemi kapatılıp Irak bataklığa, kaosa sürüklendikten sonra milyonlara ulaştığı söylenen iç çatışmalarda ölenlere, günümüzde IŞİD katliamlarında yaşananlara ne kadarı ile duyarlıyız? Uzatmadan, insan olma hallerimizi yitirdikçe, insan olarak sayılabilmekten de uzaklaşıyoruz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları