Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sandıktaki oyumuz en değerli gücümüz!

28 Mart 2023 Salı

Benimkisi bir siyasetçinin oy avcılığı kapsamında olmadığına göre, birazcık da aymazlığımıza dönük bir uyarı olabilir. Kendimize dönük haksızlıklar, hukuksuzluklardan, yaşamamızı karabasana çeviren, yüz yüze kaldığımız çaresizliklerden yakınıp duruyoruz. Sokaktaki güncel tepkilerimiz üzerinden sonuç çıkarmaya kalkışsak ülkemiz tüm seçmenlerinin ne kadar da güçlü bir ortak paydada buluşuyor oldukları sonucuna varabiliriz. Gerçeğinde ne kadar da gelip geçici algıların, öfkelerin, egoların, önyargıların, ne yazık ki ağırlıkta siyaset oyunlarında kirli çıkarların belirleyici olabilmeleri nedeniyle, sandıkla demokrasiyi buluşturamamanın sorunları yumağında diplere çekildiğimizi göremeyiz.

Çok doğru dünya ölçeğinde benzer sorunlar yaşanıyor. Demokrasinin hiç değilse, haklar hukukların işleyişi ölçeklerinde var olduğu ülkelerde bile, en ağırı insanın beynine algılarına işletilen medyatik güdülemeler sayesinde gerçeklerin çok güçlü çarpıtılabilmeleri ortada. Sadece beynini kullanma zahmetine katlanmayan, sürü güdüsüyle kör inançlar peşinde koşanların ya da kirli çıkar hesaplarının ötesinde davranışları seçenlerin değil, çarpık önyargılardan kurtulamamanın da bedelleri ağır oluyor.

Gelin görün ki artık yaşamın hangi alanına bakarsanız bakın, bu ülkenin vatandaşları olarak yaşamın her alanına dönük konumlarımızda, dünyanın en yoksul, en çaresiz, en geri kalmış ülkelerinin gerisinde konumlara düşürülmüş durumdayız. Cumhuriyetimiz kazanımları sonrasında, üstüne 1960’ın yaşamın her alanına dönük çok değerli anayasal, yasal demokratik açılımları, hak ile özgürlüklerin bileşkesinde alınmış çok hızlı toplumsal kalkınmanın tadına da varmış ülke olmamıza karşın.

Birkaçı tam ya da yarım askeri, en ağır ile uzunları sivil diktatoryal açılımların bedelleri ile düştüğümüz hallere artık sandıkta çözüm üretmek zorunda olduğumuzu kavrayabildiğimiz noktalardayız. Toplumsal har aramayı, “Yetti gayrı” diyebilmeyi sandıktan başarmak zorundayız. Birikimlerimizle artık bu gerçeği kavrama, toplumsal patlamayı sandıkta başarmak zorundaysak en değerli gücümüzün sandıktaki oyumuz olduğunu bilerek davranmaktan başkaca çıkış yolumuz yok ki...

Kralın çıplak halinin saklanabilirliğinin kalmadığı koşullarda, bu topraklarda yaşayan çoğunluğa ne yaparsanız yapın, padişahlığın en çarpık uygulamalarında bile söz konusu olamamış diktatoryal, tek adam rejimi uygulamasının kirli sonuçları üzerinden oy ittifaklarının işlerliğinden yana oyu çıkaramazsınız. Bu toprakların mayasına işlemiş birlikte yaşama kültürünü birikimlerini yok sayamazsınız. Şeriat üzerinden, dinlerin gerçekçi inançları sınırlarının içinde yeri olamayacak düşmanlıklar üzerinden siyaseti çoğunluğa asla dayatamazsınız. Ortalığa saçılmış çarpık kirli çıkarlar üzerinden vurgunlara katlanmaya zorlayamazsınız.

Hele de bu çağda kadını yeniden birey olmaktan çıkarıp cariye köle sınıfı ile eşdüzey yaşamlara kapatamasınız. Fay hatlarının en bilinen depremlerinden bu kadar ağır kırıma yol açacak suçların, kirli sonuçları, arka arkaya ortaya saçılmışken yapmacık bir utanma arlanma içinde gösterişte olsun hiçbir adım atmamak. Üstüne üstük aynı kirli çıkar ağları üzerinden geleceğe dönük kayırmacılıklar için, yine bilime aykırı yandaş ayırmacılığı ile sonu gelmeyecek ihalelerle oy toplamaya kalkışmak nasıl bir aymazlıktır?

Biz biz olalım, bu kez sandıktaki oyumuzun değerini bilelim değil mi?




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları