Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sahte Ergenekon Davası’ndan beraat

02 Temmuz 2019 Salı

12 yıl geç çıktı.. Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyet Gazetesi, TSK.. mağdur oldu. İlhan Selçuk aralarında, çok sayıda asker, sivil, 18 aydınlanmacının canlarına mal oldu. Olmayan örgüt, tanığı çok, sanığı yok, çok sayıda asker, sivil kendi vatanında hukuka aykırı yıllarca tutsak, sahte kanıtlarla, örgüt talimatlarıyla, kurgulanmış davada sanık oldular..
6 ay her işgünü tanıklar davetsiz dinlenecek, 90 bin sayfa bilirkişi raporunu incelemek için 15 gün verilecek.. Savunmaya inanç ne kadar yüksek olursa olsun, devletin, yürütmenin seyirci kaldığı hukuksuz yargılama süreçlerinde, işe yarayacağı inancından çok, tarihe not düşme adına yapılmış savunmalar.. Sistem adına ödetilmiş bedellerin, açılmış yaraların onarılabilmesi olamasa da, devlet adına özür dilenmesi zorunlu bir tablo..
Komplo senaryolarıyla, 15 Temmuz’a kadar yürünen yolda, çok ağır suç niteliklerini içeren adımlara araç yapılmış operasyonlarda, yaratılmış mağduriyetlerin, kurumlara verilen zararların geri dönüşleri olamasa da, gerek sorumlu erkler, gerekse bireyler adına, kendi kirli çıkarları, haksız siyasal hesapları adına, suç ortaklıklarına ilişkin iç hesaplaşmalarını, dersler çıkarmanın tam da yeri ve zamanı değil mi ?..

***

Önceki gün İlhan Selçuk-Turhan Selçuk kardeşlerin, Anadolu aydınlanması, buluşması adına yaptıkları çok anlamlı seçimlerinin sorumluluğunda, mezarları başında anma, güne özgün gelişmeler ışığında değerlendirmeler yapma adına, Hacıbektaş’ta ortak etkinlikler buluşmasındaydık.. Yerimiz elverdiği ölçeklerde gazete sayfalarımızda, dijital platformlarımızda sizlerle paylaşıyoruz.. Asıl insan sıcaklığını kuşkusuz Hacıbektaş etkinliklerimize katılabilenler yaşıyor, kendi olanaklarıyla kendi çevreleriyle yapabildikleri eylemlerle de paylaşıyorlar..
Kendi adıma uzun otobüs yolculuklarında gözlerimi kapattığım anlarda en çok İlhan Selçuk’un, sonunda yaşamına mal olan haksız hukuksuz suçlamalarla sorgulanması sonrası ilk karşılaşmalardaki göz göze gelişlerimizin okumaları vardı.. 12 Mart’ın ağır işkence süreçleri, tutukluluk, yargılama süreçlerinde hiç gölge düşmemiş, güçlü onurlu gülüşü, 12 Eylül, gazetenin, ülkenin en zorlu süreçlerinde hiç kaybolmamış direngenliğinden çok ayrışmış, haksız karalamaları isyanı yansıtan buruk, kırgın bakışı. Bir iki cümle fısıldaması ile birlikte, yaşam boyu savaşım verdiği, ödün vermeyeceği değerlere ilişkin çamur atma, karalama çabalarına isyanı..
Elbette bu yılki anma etkinliğimizde bu kirli çabaların kırıldığının muştusu sayılabilecek yeni toplumsal gelişmeleri paylaşma lüksümüz de vardı. Sevgili Selçuk kardeşlerin tanıklık etmek isteyecekleri yine umutlu, ufuk açıcı gelişmeleri paylaşmanın sevinciyle, Anadolu uygarlığı, aydınlanması öncülüklerindeki yol göstericilikleri için minnet, sevgi duygularımızı paylaşma günüydü..

***

Doğrusu Ergenekon Davası için dün karar günü olacağını unutmuşum. Hacıbektaş buluşması, Anadolu aydınlanmacılığında Selçuk kardeşlerin oraya gömülmek istemeleri kararlarının ne kadar anlamlı, öğretici bir adım olduğuna bir kez daha tanıklık yapmış olarak, iki gece uzun otobüs yolculuklarının yaşım için yoruculuğunu da bir kenara atma çabası içinde.. Sizlerle paylaşacağım yazıya güncel gelişmelerden bir şeyler katabilme adına taze haberlere, gelişmelere kulak kabarttığımda duyduklarımla yüreğim buruk bir sevinçle kabardı..
Kirli komplolardaki suç ortaklıklarını unutturabilme adına en çok olarak, sürekli uzatılan, ertelenen davanın sonuç açıklamasında saklanamayan gerçeklerin, eğer yaşıyor olsalardı, duyabilselerdi, en çok İlhan Selçuk için ne kadar da onur verici olduğunu sizlere anlatmaya çalışmak gereksiz.
İlhan Selçuk, kirli işlerin anahtarı olarak kullanılmış ünlü Feto’cu, kaçmak zorunda kalmış Savcı’nın üstlendiği kirli rol adına bile, kendinden çok onun adına kaygı duyabilmişti. Savcı, İlhan Selçuk’u gazetedeki yazıları ile olmayan, sahte Ergenekon terör örgütünün düşünce önderi suçlusu yapmaya çabalarken, kalp krizi geçirdiğinin bile ayırdında olmadan, bir savcının kendisini bu kadar çirkin bir göreve sürüklemesinin vicdan sorgulamasını yapabilmiş, ilerideki yıllarda çocuklarının yüzüne nasıl bakabileceğini sorgulayabilmiş, adına insan, sevgi dolu yüreği ile üzülebilmişti..
Alevilerin toprağa verirken, Türkçe sözlerle paylaştıkları inançlarıyla, Hakk’a kavuşma yolundan bizleri duyuyorlar mıdır? Bizler Anadolu uygarlığı, aydınlanmacılığında, katkı yolundaki yol göstericilikleri nedeniyle de, tüm ufkumuzu açan çabaları, ürünleriyle onur duyuyor olarak, bir kez daha sevgi ve özlemle anıyoruz..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları