Osmanlı'nın Sarayında

03 Aralık 2011 Cumartesi
\n

\n

Libyalı Samirin Topkapı Sarayı terör eylemi üzerinden yazılan senaryolar akla kara kadar birbiriyle uyumsuz. Nasılsa eylemci operasyonda öldürüldü, ifade veremeyecek, mahkemeye çıkamayacak, At atabildiğin kadar. Asparagasa sınır yok, en renklisine prim var...Tekmili birden gazeteciliğin etiği, olmazlarına ihanet içindeki medyamızın gerçek dışı imajlar yaratma görevine sınır yok... Akıl sağlığını yitirmemek, olabildiğince gerçekleri algılamak için çaba gösterenlere, profesyonel bir gazeteci olarak, haber ve yorumların satır aralarındaki yalan olması söz konusu olamayacak bilgilere çok dikkat etmelerini ancak önerebilirim...

\n

Bizim medyada Libyalı eylemcinin pompalıları satın aldığı yerin görüntüleri bile var. Ancak kocaman kocaman haberlerde yabancıların ekmek alır gibi pompalı tüfek alabileceklerinin sadece, elbette haberlerde yer alması gereken önemli bir boyut olarak altı çizilmiş. Yılmaz Özdilin köşesinden, pompalının satıldığı Fatihteki merkezin WikiLeaks belgelerinde geçtiğini, Türk hükümetinin Ortadoğu bağlantılı silah satışlarına ilişkin uyarıldığını öğreniyoruz... Tetikçi kişisel gözlemime göre bilinçli bir intihar bombacısı Libyalı, önceden doğru adres almış olarak mı silah donanımını yapmıştı?.. Sorunun yanıtını soruşturma sonunda emniyet güçlerimiz verebilirler. Kendi adıma yanıtı alınmasa da Libyalı tetikçinin, amacını bilen, bilinçli bir intihar bombacısı olduğunda ısrarlıyım...

\n

Tabii ki Libyadaki iç savaş, aşiretler arası diktatörlük iktidar savaşlarında, ABD - AB - Türkiyenin destekledikleri yeni iktidar karşısında bir aşiret - siyaset kökenli olduğu kesin. Topkapı Sarayını eylem yeri olarak seçmiş olmasının bir nedeni bol turistle yüz yüze gelmek, yaptığı tehditlere ilişkin sözlerinin haberleri doğruysa çok insanı vurabilmek, öldürüleceğini bile bile çok can yakarak, terör eylemi ile dünyanın ilgisini çekmek olsa bile... Hiç dillendirilmeyen çok anlamlı asıl mesajı,Yeni Osmanlıcılıkmisyonuna heveslendirilen iktidarımıza, Topkapı Sarayından yanıt vermek, meydan okumak olamaz mı? Yine doğruluğunu bilemediğimiz kesin gibi verilmiş haberlere göre, ateş açarak etrafa dehşet saçarken, Allah adını ağzından düşürmeden, Suriyeli olduğunu da ilan ediyormuş...

\n

***

\n

Libya ve Irakın bugünkü, ABD eksenli dizayn edilmiş iktidarlarının dahi Arap Birliğinin Suriyeye karşı aldığı ambargo kararını onaylamadıklarını, oy vermemenin ötesinde karşı duracaklarını dünya kamuoyuna ilan etmelerini de unutmayalım. Bidenın ABDnin Iraktan askeri güçlerini çekmedeki son pazarlıkları için gittiği bölgeden Türkiyeye geçerken, bizim medyaya verdiği mesajı Türkiye, Suriyede gerçek bir liderlik gösterdiövgüsünün de anlamını sorgulayalım...

\n

ABDnin 2. adamı Bidenle görüşme sürecinde Kuzey Irak yönetiminden gelen, PKKden ateşkes istedikleriaçıklamalarının zamanlaması da yerine oturuyor değil mi? Türkiyenin Suriyede değil sadece Ortadoğu bataklığı, Arap ülkelerinde giden, gidecek diktatörler yerine, ABD yanlısı iktidarlar oluşturmada önde rol üstlenmesi; kaçınılmaz, geri dönüşü olamaz bir yol olarak dayatılıyor. Elbette iktidarımızın ne derece gönüllü, ne derece zorunlu, hangi sınırlara kadar bu tehlikeli rolü üstleneceği konusunda bilgi sahibi değiliz... ABDnin Irak işgalinde, 1. tezkerenin geri dönmesi benzeri, tam sıyıramasak da bataklığın içine saplanmamak şansımız hâlâ var mı?.. Onu da kestiremiyoruz...

\n

Belki bugünün ekonomik - siyasal koşulları, dibi görünmeyen kriz koşullarında, emperyal siyasal erkin güç, karar odakları, Suriyede tam da iç savaşın içine bulaşılması, ucu Ortadoğudaki bütün dengeleri sarsacak, kanlı iç savaş boyutunda Esadın devrilmesine kesin karar verebilmiş değillerdir. Libyada çatışan Kaddafi karşıtı aşiretlere silah, para desteği, NATO ambargosu, havadan bombardıman desteği yeterli gelmiş olsa da, Suriye denkleminde Rusyanın askeri gemileri ile Bu çorbada benim de tuzum olacakdemiş olması sadece bir boyut. Asıl İran, İsrailin durumları, işin içinde olmaları ile büyüyecek kaosta, işlerin Çine, Hindistana bile uzanma boyutları hesaplanıyordur.

\n

Malum, Irakta muhteşem bir senaryo ile işgal çok kolay gerçekleşmişken bile, şimdi bataklığın içinde en az zararla kurtulmanın çırpınışları yaşanıyor. Irakta sadık, güçlü iktidar dengelerini kurabilmek nerede ise bir düş. Irak petrolü, savaş ganimetleri öylesine pahalıya mal oldu, olmaya devam ediyor ki... Dünyada yaşanan büyük piyasalar krizinde, ABD-AB zengin kuzey dünyası ülkelerinin kredi notlarının düşmesindeki olumsuz payı saklanamıyor...

\n

AKP iktidarının, emniyet yetkililerinin kendi halinde bir meczupolarak ilan ettikleri Osmanlı Sarayında gerçekleştirilen, gerçekten çok basitmiş gibi görülen, terör estirme eyleminin simgesel anlamını hafife almamasında yarar olabilir. Hükümetimizin, Ortadoğu, Arap dünyası içindeki ırklar - mezhepler - aşiretler - cemaatler eksenindeki iç savaşlara, bataklığa iteklenmenin bedelini sağduyulu sorgulamasını, ülkemiz, çocuklarımızın geleceği adına diliyorum...

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları