Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Öldüren yapılardan, rantla, canlar kurtarılamaz

19 Mart 2019 Salı

Yerel seçimlere geri dönüşlü gün sayılırken, elden kaçırılmamak istenen büyükşehirler belediye başkanlıklarına yönelik, en ballı kampanyalar, en etkin medyatik güdüleme araçlarının topuyla birden pazarlanıyor. Geçen haftanın Cumhur cephesi için moral toplama, kaçınılmaz ekonomik krizin yıkımında önlenemez mağdur yandaşlar dağılmasında toparlama adına, en çarpıcı projeler paketi inşaat sektöründeki çöküşün toparlanması üzerinden bir taşla birçok kuş birden vurma içerikliydi..
17. yılına giren iktidarları erkinin sihirli anahtarının, sınır tanımaz rant-vurgun düzenine açık inşaat sektörünün, hesapsız kitapsız dev kentleşme projelerinin tıkanmasıyla, sonuçta yaşamın her alanına dönük, ekonomiyi, kırılmayı üreten çöküşün de kilidini oluşturan boyutlarının saklanılabilecek halleri kalmadı.
Sadece en yoksullardan en sadık seçmenler kitlesi oluşturma adına 17 yıl içinde en büyük ölçeklerde desteklenen kaçak yapılaşmalar seçmenlerinin oyunu garantileme adına da değil, yeterince para toplanamadıkça süreleri de uzatılarak, imar affından gelecek paralara bile muhtaç hallere düşüldükten sonra, şansız bir zamanlama ile diyelim, en son İstanbul Kartal’da depremsiz bir binanın içerdeki yaşayanları öldüren yıkımından sonra akıllar başa devşirilmedi.

***

En vicdansızından cinayet suçu, kollanmış yandaşların önleri açılarak kaçak katlar, kaçak atölyeler, binayı taşıyamayacak temeller gerçeğinin suçüstü ortaya çıkmasının ardından, bizce bilinmeyen, ancak sorumlu AKP belediyesince çok iyi bilinen benzer suçları da kapatmak üzere, çevredeki hemen çökecek binalar hemen yıkılıverdi..
Büyük körfez depreminin ardından, 20 yıllık bir hazırlık zamanı tersine çok daha vahim yıkıma, yapılaşmaya, betonlaşmaya açılmış, kent yaşamını depremsiz karabasana çevirmiş İstanbul kenti için, artık en hafifi ile 20-100 binlerce can kaybını getirecek, yüzb inlerce üflesen devrilecek bina stokunun varlığının bilimsel gerçekliği tartışılamazdı.
Seçimlere gün sayarken, Saray’ın atanmış sorumlu bakanlıkları ile, acil yıkılması gerekli yapılar için yeniden yapılanmaya dönük kamu kaynakları, kamu projeleri büyük reklamlarla devreye sokuluverdi. Yüz binlerce satılamamış daireler enkazı altında kalmış inşaat sektörü için bu zorunlu taze aşı, bağlantılı saadet zinciri olarak yayılan büyük ekonomik çöküşten de çıkışta bir umut olabilir miydi? Üstelik bugüne kadar cinayet sayılabilecek betonlaştırma suçları işlenmeyecek.
Devreye sokulan kamu kaynakları, toplu konut projeleri, kamu bankaları kredileri ile gerçekten öldürecek yapıların en acillerinden başlanarak, yüz binlerce binanın acele yıkılıp, sağlam yapılaşmalara geçilecek. Proje örgütlenmesi, kaynakları, kamu işletmeleri, kamu bankaları tamam da.. Kamu sağlam evleri yapmıyor, inşaatlarda rant-vurgunlu kısa dönemli büyük kârlar sonrası, çöken inşaat sektörünün desteklenmesi, toparlanması amaçlı, yeniden özel sektöre devirler, yeni rant-vurgun yollarına açılmalar var. En acil yıkılacak evlerden çıkarılanlar, kurtarılacak özel inşaat sektörünün kâr marjları içinde yeniden yapılacaklara yerleştirilebilirler mi?
Hele bir kez daha yeni yerleşimlere açılması öngörülen alanlar, yeni rantvurgun alanları olarak seçilmişlerse?
Binali Yıldırım önce seçimin ertesi günü, imar affı başvurusu yapmış tüm kaçak yapılaşmalara, başkanı olacağını varsaydığı belediyenin, önceden işlenmiş sayısız rant, vurgun suçlarına, belediyenin suç ortaklıklarına bakılmaksızın tapu dağıtmayı vaat ediyor. Sonrası yok... Pardon sonrası seçmene, birlikte işlenmiş belediye, kaçak inşaat sahipleri, yandaşlık ilişkileri ağı içindeki suç orataklıklarına sorulacakmış..
Yandaş seçmen, partili inşaat kalfası kaçak çıktığı katlardan sonra, kimbilir kaç kat yükselen maliyetle sığınacak bir küçük daireye tav olacakmış.. Geçmişte çok kısa zamanda çok büyük paralar kazanmış yandaş müteahhitler, ellerinde kalan satamadıkları yüz binlerce dairenin zararını bu yolla kapatıp yeni inşaatlardan kazanacakları yeni paralarla hem sektörü, hem de üretim ekonomisini canlandırmanın kaynaklarını yaratacaklarmış.. Olur mu olur? Şunun şurasında seçimlere gün kalmış.. Umut fakirin ekmeği, bakarsınız oy bile getirir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları