Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ne Ekersen...
İster piyasa, isterse toplumsal gelişmeleri tanımlama amaçlı olsun, yapılan kimi araştırma sonuçlarının öne çıkan başlıklarına baktıkça, kimilerine hayıflanmamak elde değil. Şüphesiz bilimsel verilerle yapılıyorlardır, şüphesiz durum saptaması anlamında öğretici, yol gösterici, yararlanılmaya elverişli sonuçları vardır. Ama kimi sonuçlar, bilinenin, kaçınılmaz yaratılmış sonuçların öylesine ilanı olarak sırıtıyorlar ki, bazen içimi fazlası ile acıtıyorlar...
\nSiyasi parti liderlerini diktatör ölçeğinde güçlendiren seçim sisteminin üzerine, iğne oyası gibi işlenen medyatik toplumsal dayatmaları ekleyin... İnsan hakları, demokrasi ilkeleri, güçler ayrılığı, özgürlüklere ait ne kadar önemli alan varsa, tümünde yaratılan çarpık algılamalarla sivil diktatörlük içerikli icraatları, eğilimleri alkışlamanın ötesinde geçerli kılan bir düzen yaratacaksınız. Siyasi varoluşlarını Başbakan’a, parti liderine borçlu siyasi kadrolar, milletvekilleri yapılanmasını yaratacaksınız...
\nSonra da araştırma sonuçlarına bakarak, “çoğunluk, sağcı ve güçlü lideri parlamentoya tercih ediyor” gerçeğine varacaksınız. Katılımcıların yüzde 84’ünün eşcinselleri, farklı dinlerden insanları en çok da Yahudileri komşu olarak görmek istememelerine uygarlaşamamanın, insan gibi insan olamamanın ölçüsü olarak hayıflanacaksınız... Yüzde 61 nüfusun plajda mayo giyilmesini günah olarak algılamasını doğal bir muhafazakârlaşmak gibi yorumlayacaksınız... Yıllardır ne ekiyorsak, onu biçiyoruz... Sadece kendimizin değil, çocuklarımızın geleceğini ona göre biçimlemekle kalmıyor, karartıyoruz...
\nOrduya güven yüzde 91’den 75’e gerilemiş... Bu sonucu olumlu ya da olumsuz yorumlayan iki keskinleşmiş cepheden hangisinden olduğunuz fark etmez. Niye gerilemiş sorusuna farklı bir yanıt verilebilir mi ki... Uzun yıllar ülke bütünlüğünün güvencesi olarak kabul edilmiş, sorgulanmayan TSK’den, her kademeden komutanı, yetkileri hukuk üstü özel yargı eliyle, toptancı, başı sonu belli olmayan yılan hikâyesine dönüşmüş iddianamelerle darbeci olarak yargılanan, karalanan, infaz niteliğinde tutuklu komutanları çoğunlukta bir TSK olgusu ile yüz yüze kalmışız. Medyaya özel servis edilen senaryoların kan damlayan satırları arasında hâlâ yüzde 75’lik bir güven, geçmişin kemikleşmiş bağlılığının ürünü olmalı...
\n***
\nBir başka çiçeği burnunda araştırma sonucu dünyadan... İslam batı hattı gerginliğinin sonuçları dünya ülkelerinden araştırma örnekleri ile, kaygı verici bir durum olarak aktarılıyor... İslam dünyası, Kurtuluş Savaşı Destanı, Atatürk devrimleri sayesinde önce çağdaş demokrasiye doğru gelişen, sonra da bildik gelişmelerle ancak biçimsel, çoğunluk demokrasisini koruyabilmiş Türkiye dışında, giderek birbiri ile ilkelleşmede yarışan İslami diktatörlüklerle yönetiliyor. Zengin kuzey dünyası, Batı, başta petrol zengin doğal kaynaklar üzerinde de yerleşik, çoğalan İslam dünyasında, bugüne kadar ittifaklarını, çıkarlarının daha çok önünü açan radikal İslami akımlar, daha bağnaz ama yandaş diktatörlüklerden yana oluşturmuş. Zengin kuzey dünyasındaki paylaşım kavgasında ise ötekileştirmelerle en aykırılar en geri dışlanmış yaşam koşullarına yönlendirilmiş, itelenmişler...
\nGünümüzde nüfus olarak çok büyümüş, çok yaygın topraklar üzerinde yaşayan ama giderek daha fanatik yorumlarla gettolaşmış yaşamları seçen, elbette çok daha ağır yoksullaşmış, yoksunlaşmış bir İslam dünyası gerçeği ile yüz yüzeyiz. Sonra da araştırmaların sonuçlarına bakıp büyüyen İslam-Batı gerginliği üzerinden kafa patlatıyoruz. İlk işçilerimizin Almanya’ya gönderilişinin 50. yıl etkinliklerine, tartışmalarına, gündemine çok yakın olamadım. Ancak diş muayeneleri yapılıp Almanya’ya gönderilen ilk işçilerimizin kurum kapılarındaki sıralarına gazeteci olarak yetiştim. Günümüze, üçüncü kuşağa uzanan tüm sorunların, gelişmelerin yakın tanığı olabildim... “Sendikayı ne yapacaksınız? Size işle birlikte kalacağınız ev, mahalle, cami veriyorum..” diyen Alman patronların yarattıkları gettolarda yaşayan bizimkileri tanıdım. Minaresi çok görülmüş, duvarına cami resmi yapılması ile yetinilmiş bir binadan evlerine mikrofon düzeni ile 24 saat Kuran yayını yapılan ailelerin tek başına hiç sokağa çıkmamış kadınlarını, üçüncü kuşak çocuklarını yakından görebildim. Üçüncü kuşağın yargılanan çocuklarının dosyalarındaki adreslerden ulaşarak üstelik. Daha vahimi PKK’ye Alman yargısına göre para, silah desteğinde kaynak yapılan uyuşturucu ticaretinin başlangıcında, siyaseten kabul edilen göçmenlerin ancak yüzde 6’sı oranında ikamet hakkı verilmesinin, çaresizliğinin payını da incelemiş olarak...
\nİşin özü dün televizyon ekranlarında gördüğümüz üzere, kirli töre, namus algılaması uğruna, yaşayabilmek için çırpınan çocuklu genç bir kadının otobüs terminalinde yakalanıp amcası tarafından sürüklenerek götürülüşü, son çare arayış, yakarış sesleri çağdaş teknoloji sayesinde bize ulaşıyor... Kulakların tıkandığı bu sahneden bir gün sonra, aile meclisinin ortak cinayetinde öldürülüşü, gece toprağa verilişi önlenemiyor...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Kayyumdan ilk fotoğraf
- AKP'li Şamil Tayyar'dan yandaş medyaya tepki
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Mansur Yavaş'tan ilk 'Ahmet Özer' tepkisi
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'
- Amca Salim Güran cinayet gecesi dereye gitmiş!