Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Millet’ cephesini bölme düşleri bir başka bahara

04 Ekim 2022 Salı

“Millet” cephesini içeriden bölmek için kaos yaratma taktiklerinin, yandaşlığın getirileri giderek yükselse, ödülü çok olsa da başarılı olunabilmesi, sonuç olarak yapılabilmesi giderek zorlaşıyor.

Bilemiyorum belki bizler yaptığımız gazeteciliğin alışkanlığı ile yüzlerin, bedenlerin, seslerin dillerini okumayı daha bir alışkanlık haline getirmiş durumdayız. Adını anımsayamadığım insanların, ekrana bakmadan uzaktan konuşmasını dinlerken ses tonları, savundukları üzerinden kim olduğunu kavrayabiliyor, sesli tepkilerimi ortaya koymaktan kendimi alamıyorum. Bazen de kendi kendime yoklama yapmak üzere altyazıları ile kendimi denemeye kalkışıyorum.

Sonuç olarak geçmişte hevesle yapılan yandaşlığın sözcülerinin, en yukarıya uzanan hiyarşilerinin bütünlüğü içinde, besbelli vazgeçme hakları olamayacak görevlerini sürdürme uğruna ne kadar da çok zorlandıklarının kanıtlarını görüntülerinden çok da kolay yakalayabiliyorum. Her gün ekranlarda boy gösterenlerin özellikle, yüz çizgilerinin nasıl da hızla bozulduğunun hiç ayırımında mısınız? Gülen, sevimli, ışık saçan, moral veren görüntülerinin eseri kalmadı. Çok erken, yaşlarından çok daha fazla, asık yüzlü görüntülerinin kaçınılmazlığı tek sonuç da değil.

Örneğin çok genç ve de çok güzel fizikleri olanların bile gözlerinin içleri gülümseyemiyor. Hâlâ sevimli bir çizgide görünebilme uğruna ne kadar da kaçamak yollara sapmak zorunda kalıyorlar? Hele de meslek kökenleri hak hukuk, kamuoyu oluşturma, bağımsız kalma zorunluluğuna bağlı olanlarının haktan yana görünebilme uğruna ne kadar da çok çırpındıkları giderek daha gözlenir bir hal alıyor. Aralarından yıllardır tanıdıklarım, düşüncelerimiz aykırı olsa da ustalıklarına tanıklık ettiklerimin, eveleyip gevelemelerine ister inanın isterse inanmayın acıma damarım kabarıyor.

Artık para, maddi çıkarlar uğruna değil de dönemedikleri için zorunlu görevlerini sürdürdüklerine inanmak istiyorum. Ne de olsa seçimler olsa, bu iş bitse de sonrasında yaptıklarından utanmamak uğruna özel çaba sarf edip daha bir haktan yana üsluba kaydıklarını bile düşünmek istiyorum. Acaba hiç değilse “Seçimler sağ salim yüzümüze gözümüze bulaşmadan olsa bu işkence bir an önce bitse..” gibisinden bir ortak duyguyu paylaşıyor olabilir miyiz? Yoksa fazla Polyannacılık mı yapıyorum, ne dersiniz?

***

Gazetelerde, hele de gazetemizde yer alan haberler üzerinden paylaşım yapmamaya çalışsam da yalanların, suçüstülerin sonunun gelmemesi üzerinden kimi örnekleri paylaşmak kaçınılmaz oluyor. Diyanet İşleri Başkanı gözümüzün içine baka baka yaptığı açıklamasında, kendisine bağlı çalışanın açık suçunun karşılığı görevden alma cezasını vermek haddi olamayacağı için pişkinliği yeğleyerek “Diyanet’in bağı yok” açıklamasını yapıyor. İster televizyon canlı yayımlarından, ister internet haberciliğinde, isterse Cumhuriyet gazetesi sayfaları da içinde olmak üzere Karaman’da, “Hafızlık icazet töreninden” öğrencilerle birlikte çekilmiş, birlikte yer aldıkları görevlerinin, eylemi, kol kola fotoğrafları kanıt olarak karşımıza çıkıveriyor.

“Millet” cephesinin hafta sonu yapılan toplantısına kişisel fazlası ile sevindiğimin altını çizmeliyim. Sakın ola ki kavga kıyamet çıkmadığına sevinmem gibi bir gerekçemin olduğu gibi bir önyargıya kapılmış olmayasınız. Sevincim sürekli yayınlardan, “Millet” cephesi çatlağının biraz olsun tartışma gündeminden düşmesi olasılığı üzerinden. Baymıştık, daha fazlasını dinleyemeyecek noktalara geldiğimizden doğru dürüst bir müzik ya da film arayışına girmek zorunda olmamızdandı.

Gerçi çok ama çok büyük çoğunluğu ile yandaş kanallar üzerinden, yandaş reklamlar, günden sayamadığımız kadar Erdoğan açıklamaları dinlemek zorunluluğu değişmez. O kadar harcama ile ne kadar işe yarayacağı artık çok fazlasıyla tartışmalı. Yürekleri olsa da izlenirlikleri üzerinden maliyetleri ile, bizden alınan paralarla yapılan harcamaların katlanan yükselişleri arasındaki çelişkiden, ucundan da olsa kimi açıklamalar yapabilseler. Cebimizden çıkan hovardalıklarındaki katlanan, dudak uçuklatan rakamlar artık tümden sansürlü..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları