Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kişiye Özel FormülErdoğan'a Hak

17 Mayıs 2012 Perşembe
\n

\n

\n

\n

\n

Anımsatmak aklımın ucundan geçmezdi. O tarihlerde de siyasi partisine lider olmuş, partisi seçim kazanmış bir kişinin düşünce suçu mahkûmiyeti bağlantılı yasaklı olmasını savunmam söz konusu olamazdı. Ancak Erdoğanın önünü açmak üzere bulunmuş formüller paketi çok fazla kişiye özeldi. Siyaseten çok doğru bir kararla Baykal ve CHPnin desteği sayesinde anayasa değişikliği yapılmış, tek milletvekili çıkaran il seçilerek milletvekili istifa ettirilmiş, yapılan seçim yenilenmesi ile de Erdoğanın Meclise girmesi ve başbakan olmasının önü açılmıştı...\n

\n

Başbakan olmadan önce ABDde, Beyaz Sarayda önüne kırmızı halı serilerek karşılanmasının uluslararası siyaset oyunları içindeki yerini, anlamını tartışmadan, Başbakan Erdoğan için yaratılmış kişiye özel formül bulunma olayı üzerinde durmamak, bugünkü acımasız, çifte standartlı bakışı nedeniyle vicdansızlık olacak. Çünkü dün Başbakanın ta kendisi, siyaseten, ahlaken tutuklu milletvekilleri, aileleri, dostlarının duyguları ile bir kez daha çok ağır biçimde oynanmış olarak, Meclis Başkanının girişimi ile yapılan arayışlar, bulunmuş uzlaşma formüllerinin tümünü reddetmenin ötesinde,Bunun formülü olmazdiyerek Meclisten yeni formüller üretilmesine kapıları kapattı...\n

\n

Erdoğana özel anayasal, yasal çözümler üretildiği tarihlerde, demokratik açılım, siyasal çözüm arayışlarına hak vermekle birlikte, bu kişiye özel çözüm formülleripaketinin sakıncalarına dikkat çekmeye çalışıyordum. Erdoğana çok yakın, dönemin Meclis Başkanlığını yapan Mehmet Ali Şahin ile bir televizyon açıkoturumunda, canlı yayındaydık. Hukukçu kimliğine yönelttiğim sorularda Hukuka aykırı bir durum yokgenel tezinde, tek tek sorulanlara yanıt vermeden ısrar ediyordu. Ben de yasalar kalıpları, kişiye özel değişiklikler paketinin bütünü içinde bir teknik yasadışılıktan değil ama ilkesel hukuksuzluktan, daha doğrusu kişiye özel hukukla çözüm üretmenin sakıncalarının altının çizilmesinden yana ısrarcıydım. Sonuçta hukukçu olduğu için altını çizdiğim olgular üzerinde söz söylemeden susarak onay verme noktasına gelmişti.\n

\n

Başbakan Erdoğan, tutuklu milletvekillerinin, anayasal, yasal durumlar bilinerek aday yapıldıklarını suçmuş gibi gündeme getirirken kendisinin önünün açılması için kişiye özel yapılmış anayasal, yasal değişiklikleri herhalde toplumsal belleğimizin zayıflığına güvenerek yok sayıyor. Partilerinin içinden çıkmış, habersiz olduğu söz konusu olamayacak Meclis Başkanının girişiminde, muhalefet partilerinin uzlaştıkları formüle, Anayasa, yasaların kenarından köşelerinden dolanılarak atılmış adımlar..değerlendirmesi yapıyorlar...\n

\n

***\n

\n

Aslına bakılırsa bağımsız yargının işlediği, hukuk devleti düzenlerinde, zaten halkın oyu ile seçilmiş milletvekilinin, yasalarda öngörülmüş cezai mahkûmiyetler olmaksızın, ceza niteliği kazandırılmış ön tutukluluklarla milletvekilliği yapma haklarının gasp edildiği örnekler yaşanmaz. Daha önce ülkemizde de örnekleri yaşandığı üzere; seçme-seçilme hakları olan, yargı denetiminde yapılan seçimlere katılabilmiş, seçilmiş kişilerin mahkûmiyetsiz ön tutukluluklarının söz konusu olduğu hallerde görüldüğü üzere, milletvekili seçilmiş olmak tek başına yargı için önemli bir ölçüdür. Kaçma, delil karatma şüphesi gerekçeli, bizde siyasi ceza içeriği de kazandırılmış ön tutukluluklar seçilmiş olma ile bağlantılı kaldırılır. Milletvekiline Meclisteki görev yerine gitme hakkı verilir.\n

\n

Anımsarsanız hukuken engel olmayan adaylıklar sürecinde daha Başbakan Erdoğanın sert eleştirileri, Meclise giremeyebilecekleri tehdidi başlamıştı. Arkası teamüllere, daha doğrusu hak-hukukun da özüne aykırı olarak özel yargı elindeki mahkemelerin tutuklulukları kaldırmamaları ile siyasi bir sorun olarak gündemimize girdi. Halkın iradesinin, oylarının yoka sayılması, tutuklu milletvekilleri kara tablosu ile dünya demokrasi gündeminde kara tahtaya yazılmış olduk. CHP, BDPnin Meclisteki boykot eylemleri etkili olamadığı gibi AKP iktidarı ile özel yargının sorumlulukta top paslaşması olarak giderek derinleşen bir hak-hukuk ihlalleri zinciri örüldü. Arada çözüm formülleri aranıyormuş gibi hem içerdekiler hem dışardaki sevenleri için işkenceye dönüşen senaryoların yazılıp, siyasi oyunların oynanması cabası...\n

\n

Şimdi bir de Başbakan Erdoğanın ileri demokrasi, ilk özgürlükçü sivil anayasa çalışmaları kapsamında, Mecliste sözde titizlikle uzlaşma aranırken tartışmaya açtığı başkanlık sistemine bakarsak... Kör kör parmağım gözüne örnek gösterilen ABD benzeri modeller arayışının söz konusu olmadığını da olmazsa olmaz temel ilkeler üzerinden kabul etmek zorunda kalırsak... Savlandığı üzere demokrasiden, ülkemiz koşullarından çok daha kopuk, olumsuz sonuçlar üretecek yarı başkanlık düzeni bile olamayacağını itiraf edersek... Geriye bugünün başbakanı Erdoğanın çok daha sivil ama diktatoryal yetkilerle donatıldığı bir cumhurbaşkanlığı yetkisi, makamının donanımı kalıyor. Halkımız tutuklu milletvekillerinin çıkmasından yana değilmiş... Doğru mu?\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları