Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kafa Buluyorlar

24 Ocak 2012 Salı
\n

\n

Kendi söylediklerine kendilerinin inandıklarını sanacak kadar saf oldukları kanısında hiç değilim... Hrant Dink davası sonrası ortaya çıkan hukuk garabeti gündemli, hemen hemen tüm açık oturumlarda, soldan ya da İslamdan yola çıkarak AKP iktidarları ile Türkiyenin liberal çizgide ileri demokrasiye gitmekte olduğunu savunanlar korosu, etkin televizyon kanallarının açık oturumlarında yine büyük çoğunluktaydılar. Tabii ki hak-hukukun yerlerde sürüklenmesi anlamına gelen sonuç kararı savunmaya kalkışmadılar. Cumhurbaşkanı-Başbakan başta iktidar sözcülerinin kararı onaylamadıkları anlamı çıkarılan açıklamalarından yola çıkarak, davanın bitmediği, asıl faillere ulaşılabileceği tezini işlediler...

\n

Göstere göstere, AKP iktidar süreci içinde, iktidarın egemen olduğu emniyet, istihbarat, yani derin devlet kadrolarının bilgilendirildikleri, tetikçilerin izlendiği saklanamayacak kadar ortada olan Hrant Dink cinayetinde, iktidar sorumluluğunu hafife almak, tek başına bizleri aptal yerine koymak, bizlerle kafa bulmak değil de ne? Sözde tarafsız tek sesli yayınlar, açık oturumların anlamı, amacı ne? Kamuoyu oluşturma, medya aracılığı ile yönlendirme derslerinde bunun adı;kitleleri güdüleme”. Ne kadar eğitimli, aklı başında ya da yönlendirmeye açık olursanız olun, sonuçta bilinçaltınızla bu ortak güdüleme çalışmalarından üzerinize düşen payı alıyor, bir biçimde, ayrımında olsanız da olmasanız da tek tip düşündürme, gerçek dışı da olsa bilgilendirmenin, değerlendirmelerin etkisinde kalıyorsunuz...

\n

***

\n

Kimi doğruları bilseniz de, sık sık duymadığınız, kanıtları ile ortaya saçılmadığı için unutabiliyor, görmezlikten gelebiliyor, bilinçaltınıza yerleştiriyor... Altı kalın kalın çizilen doğru olmasa da doğru gibi pazarlananlara inanmaya, kanmaya başlıyorsunuz. Bağımsız, dürüst, namuslu, bilge.. havasında size anlatılan gerçek gibi gerçek olmayanlara inanmaya başlıyorsunuz. İktidarın sorumluluğundaki polisin, istihbaratın, derin devlete gücünün yetmediği, derin devlet kadrolarının eskisi-yeni geleni birbirlerini kolladıkları için Dink davasında cinayetin önlenemediği yalanları ya da masallarına inanmaya başlıyorsunuz...

\n

Bir adım ileri göstere göstere işlenen cinayette, tetikçileri izleyen derin devlet yapılanmasının içindeki suçlulara AKP iktidarının ulaşamadığı gibi bir gerekçeye sığınabiliyor, bundan sonraki yargılama sürecinde bu hesaplaşmanın olabileceğine inanmaya kalkışabiliyorsunuz. Mahkemenin örgütsüz adi cinayet kararında, yargıda benzeri görülmeyen bir açık tartışmaya göre yargıcın dediği gibi delil yetersizliği ya da savcının dediği üzere eksik kalmış delillendirmeye mahkemenin ağırlığını koyamamış olması.. durumlarının yol açtığına, toplumsal duyarlılık, tepkiler sayesinde de bundan sonraki yargılama süreçlerinde durumların düzeltileceğine inanmak istiyorsunuz...

\n

***

\n

Görmezlikten gelip, zaman içinde tümden unutma olasılığı çok yüksek, işin özünü, kralın çıplak olduğunu gösteren kanıtlar birbirinden anlamlı, önemliymiş, şeytan hep ayrıntıda gizliymiş... Ne yazar? Hrant Dink cinayetinde göstere göstere katledilmeye yol açan ayrıntılardan sorumlu sivil polis, jandarma, istihbaratçı derin devlet görevlilerinden ödünsüz hesap sormakla sorumlu iktidar, içlerinden kimilerini terfi ettirerek, örneğin milletvekili, emniyette en üst görevlere getirerek ödüllendirmiş... Örtbas edilen idari soruşturmalar, yargılamalarda teğet geçildikten sonra ne sakıncası var değil mi?

\n

Cinayetin işlendiği ilk günden bugüne, en ucuzundan siyasetleinsan hakları, ileri demokrasiye yürürken, tarihimizde işlenmiş suçlarla hesaplaşma, yüzleşme..edebiyatında, iktidara muhalefet olabilecek tüm siyasi, demokratik örgütlenmeleri, gazeteci, aydın, öğrenci, iktidara eleştiri getiren herkesi; ele geçirilmiş özel yargı eliyle, gerçek suçlularla aynı potada eritme, kitlesel denebilecek insan hakları, hukuk devleti, adil yargılanma haklarını katletme operasyonlarında, seyircinin ötesinde destekçi iktidar gücü, hukuk devleti ihlalleri ortada. Her nasılsa iktidarın gücü bir tek kazara ipliğin pazara çıktığı kendi iktidarındaki Dink cinayeti benzerlerinde işletilemiyor...

\n

Demokrasiye gerçekten açılmak istenen bir toplumda, geçmişle yüzleşebilme, hukuk devletini işletmenin bir tek yolu vardır; Öncelikle, ödünsüz iktidar gücünün elinde olan insan hakları ihlalleri, toplumsal suçlarla yüzleşme, hesaplaşma, hukuk devletinin işletilmesi, ödünsüz, kaçınılmaz kılınır. Erdoğan hükümetleri, iktidarlarının Hrant Dink, Trabzonda Rahip Santoro, Malatya katliamları, İstanbul Fatih Camii linç cinayetleri, failleri ile hesaplaşmadan, yüzleşmeden.. geçmişimizle yüzleşmede inandırıcı olma lüksleri yok. Ancak başından beri söylediğim gibi siyaseten sıkar... Sıktığı için de yüzleşilmez. Kitlesel oyu olan siyasal İslamcı seçmen kimliği, cemaat örgütlenmeleri meselesi yani...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları