Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İlhan Selçuk Korkusu?
Seçim süreci, seçim sonrası değerlendirmeler için televizyon yayınlarındayız... Cemaat, Başbakan Erdoğan’a yakınlıkları, yandaşlıklarıyla bilinen tartışmacılar, uysa da uymasa da sözü darbeciliğe, Ergenekon’a taşıyarak İlhan Selçuk’a karalama yapma, sataşma yarışındalar... Bir daha, bir daha, bir gece yarısı gözaltına alınan Sevgili İlhan Ağabey’in ileri yaşına, sağlık sorunlarına aldırılmaksızın, gündüz gece sandalye üzerinde günlerce süren sorgu süreçlerinde sadece ve sadece yayımlanmış yazılarından parçalar okunarak, darbecilere düşünce önderi olmakla suçlanmaya kalkışıldığını, sonuç olarak bu operasyonun yol açtığı ağır ve yeni bir kalp krizinin yaşamına mal olduğunu anlatmaya çalışıyoruz...
\nAydınlanma bilgesi İlhan Selçuk, yaşam boyu düşünceleri, yazdıklarıyla yargının önünde hesap verdi; göazltına alındı, tutuklandı, işkence gördü.. Kişisel en ağır bedeller 12 Mart, 12 Eylül askeri darbeleri, bir de ileri demokrasiye geçildiği iddia edilen Erdoğan iktidarlarında özel yargı eliyle ödetildi. Bir raslantı olabilir mi?
\nİlhan Selçuk’u 1964’lü yıllardan, Türkiye’nin düzeninin aydınlanmacı, sol pencereden sorgulandığı açık oturumlardan tanıyorum. Nefes almadan dinler, Fransız devriminden Marx’a, Kurtuluş Savaşı, Atatürk devrimlerine uzanan bir sentezde, aydınlanma penceresinden yaşama olup bitenlere bakışından dersler çıkarmaya çalışırdık...12 Mart darbecilerini korkuttuğu için 12 Mart sürecinde yargılanmayla birlikte en uzun soluklu cezaevinde tutuklu kalan, işkence gören aydınların başını çekti. Sonuçta hakkındaki davaların düşmesi, beraatla sonuçlanmasının moral değer hazzı kalsa da ödetilen bedeller ağır insan hakları ihlaleri kapsamında kayıtlara geçti. Bilincime kazılı olansa gerek yargı süreçlerinde, gerekse Maltepe Cezaevi ziyaretlerimde İlhan Ağabey’in insan olmanın onuru, savunduğu değerlerin gücü, inancıyla beslenen bilge kişilik, dik duruşun simgesi, gözlerinin içindeki hiç eksilmeyen gülümseyişi..
\n***
\n12 Eylül’de, çok daha etkin, sonuçlarının kalıcı olması hesaplanmış askeri darbeyle, Türkiye’nin kendi birikimleri ile doğal ekonomik, toplumsal, siyasal gelişimine darbe vurulması hedeflemişti. Emperyal düzende Türkiye’ye biçilen rollerle çelişkili toplumsal gelişmede, aydınlanmacı kimliği ile lokomotif aydınlardan İlhan Selçuk, doğaldır ki 1980 sürecine gelişte, hem Cumhuriyet gazetesindeki Pencere’sinden topluma ulaşan düşünceleri hem de Cumhuriyet’le özdeşleşmiş rol model, bilge, kültür birikimi, insanlık halleri ile hedef tahtasındaydı. Cumhuriyet gazetesinin 12 Eylül sürecinde en çok, en uzun soluklu kapatılan gazete olması, yazarlarının yargılanması eşyanın tabiatına uygun bir sonuç gibiydi..
\nAydınlanmacı, devrimci, Cumhuriyet değerlerine bağlılık kimliğinde Cumhuriyet gazetesi, Nadir Nadi, İlhan Selçuk.. yazarları kenetlendikçe, Cumhuriyet’i yayın yaşamının dışına atma planları, projeleri gündeme giriyor, aydınlanmacı Cumhuriyet okurlarının direnci, bütünleşmesinde kırılıyordu. Dünyada örneği görülmeyen bir olay, Cumhuriyetçi okurlarının Cumhuriyet gazetesine, yazarlarına sahip çıkmaları olgusu, gazeteyi susturma planlarının birçok kez kırılması, iki büyük operasyonunun da fiyasko ile noktalanmasını getirdi. 1971 askeri darbesi sürecinde Nadir Nadi’yi yönetim dışına atarak yapılan operasyonda olduğu üzere, Nadir Nadi’nin ölümünden sonra iflasa sürüklenişte yaşanan operasyonda da okurlar Cumhuriyet’in, Cumhuriyet kimliği, değerleri, yazarları ile ayakta kalması için akıl almaz bir direnişin sınavını verdiler..
\nAydınlanma bilgesi İlhan Selçuk için Cumhuriyet değerleri ile Cumhuriyet gazetesini birlikte ayakta tutmanın sorumluluğu ve bayrağını taşımak; seçim yapma hakkı olmaksızın yaşamını biçimledi... Bir yanı ile çok onurlu Cumhuriyet’i yaşatma sorumluluğu, diğer yanı ile yapmak istedikleri, yapabileceklerine set çeken bir olgu olarak özel yaşamını, bir biçimde özlemleri, iradesinin dışında öncelikleriyle altüst etti... Dünyada örneği olmayan patronsuz, okur desteğiyle ayakta durmaya çalışan gazetenin sorumlusu olarak iflas masasına gitmiş bir kurumun üzerinden vakıf statüsünde gazeteyi yaşatmak, ay başında çalışanların ücretlerinin denkleştirilmesinin hesabını yapmak... Yazılabilecek kaç kitaptan, bilgi, kültür, deneyim, değerler aktarımından bizi yoksun etmiştir hiç düşündük mü? Cumhuriyet’in tarihini yazmayı o kadar çok istemişti ki...
\nEmperyal güç odaklarının stratejik ortaklığında, İslam dünyası, Osmanlı toprakları üzerinde sahnelenen projelerde rol modelliğe özenenler İlhan Selçuk’tan neden bu kadar çok korktular? Ölümünde oynadıkları rolden utanmayıp korkmayı, kin kusmayı sürdürüyorlar? Newsweek’te yayımlanan son yoruma takıldım... Emperyal güç odaklarının İslam dünyasındaki diktatör, şeyh iktidar ittifaklarının ömürlerinin tükenmesi sürecinde... Korkulan senaryolar; İran benzeri modeller ya da kaos gelecek... Türkiye’nin başını çekeceği eski Osmanlı özlemi ise biat, sadakat koşuluyla kurtuluş sayılıyor...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Kan donduran 'taciz' iddiası
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı
- TÜPRAŞ'tan açıklama geldi