Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İktidarlarının Yargısı
Başbakan Erdoğan, iktidarlarının penceresinden olaya bakışlarını, itiraz noktalarını anlattı. Kürt açılımında görevlendirdikleri, görüşmelere gönderdikleri şimdiki MİT Müsteşarı’nın özel yargı eliyle sorguya çağırılmasını, tutuklanması olasılığına isyanını, anlamını, “Beni tutuklasınlar” diyerek özetledi. İçlerinden, bire bir yargıdaki kadrolaşmaları bilenlerin açık açık yazdıklarından öğrendiğimiz kadarıyla, ortada ağırlıklı cemaat yandaşlığı, yapılaşması ile Erdoğan iktidarları arasındaki üslup, yorum farklarından çıkan, derinlik kazanmış, sonuçları ile su yüzüne de çıkmış bir çatışma var.
\nDahası bire bir cemaat sözcüsü kimliğini kazanmış yazarlar ile Başbakan yandaşları arasında, özel yargının yetkilerinin kısıtlanması için öngörülen yasa değişikliği eksenli tartışmalarda, en açık görüldüğü üzere özel yargının terör örgütü yorumlaması, kitlesel tutuklamalarında önceden var olan ittifak, kimi sonuçlarının siyasi iktidara zarar verme boyutları kazanmış olması, bağlantılı Erdoğan odaklı iktidar cephesini rahatsız ediyor. Kişisel kanım, Başbakan Erdoğan cephesi, seçilmiş tututlu milletvekilleri sorununun çözümlenmesinde siyasal sorumluluk almadan, yargının hemen değil ama uzunca bir cezalandırma sürecinden sonra serbest bırakma kararları ile sorunu çözme beklentisi içindeydi. Uzayan süreç, iktidar açısından, özellikle dışarıdan gelen baskılar bağlantılı siyasi getirisi değil, götürüsü ağır basan bir tabloya dönüştü.
\nAynı sonucu, şikeyi katı terör örgütlenmesi olarak yorumlamada sakınca görmeyen cemaat yakın çevresinin “Sıra futbol baronlarında” katı yaklaşımları, futbolda yandaş kadrolaşmayı sağlama amacı için aşırı sert suçlama, yargılama, tutuklulukların tersine tepen silaha dönüşmesi, beklenenin üstünde muhalefet sesine dönüşen taraftar tepkileri, Erdoğan iktidarları için siyaseten getirisi olan bir tabloyu oluşturmuyor. Çok etkin, yandaş, ele geçirilmiş, teslim alınmış medya gücü bombardımanında TSK kadrolarını hedef alan; insan hakları, hukuk devleti düzeni içinde, çok ağır insan hakları ihlalleri boyutu içeren operasyonlar, kamuoyuna çok etkili “askeri darbe operasyonları, darbelerin kökünü kazımak” anlamında çok başarılı pazarlanıyor olsa da, en çok bu yargılamalarda ipin ucu kaçtı.
\n***
\nSiyaseten simge operasyonlardan birinde, Erdoğan iktidarlarında görev yapmış Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un da hukuken suçluluğunu ortaya açıkça koyan belgeler olmadan, aynı birkaç cümle ile terör örgütü üyesi, lideri olarak tutuklanabilmesi işin rengini değiştiren uç örnek oldu. Başbuğ’un “Terörle mücadele eden TSK’nin Genelkurmay Başkanı olarak, terör örgütünün başı suçlaması ile tutuklanıyorum” sözünün anlamını anlamayacak, “dindar ve kindar” duyguları ne kadar kabarık olursa olsun rahatsız olmayacak tek bir AKP seçmeni var mıdır? Elbette siyaseten bu gerçeği gören Başbakan Erdoğan, bu noktada tutuksuz yargılanabilirliği siyaseten gündeme getirmek zorunda kalmıştır.
\nKusura bakmasınlar ama Başbakan Erdoğan bizim medya korosuna göre sürpriz televizyon söyleşisinde özel yargının yetkilerinin tartışılmasını, daha doğrusu kısıtlanmasını gündeme getirirken, verdiği örneklerle, gerekçeleriyle hiç de bağımsız yargı, hukuk devleti düzeni, insan hakları kaygılarından yola çıktıkları izlenimini vermedi. İktidarda büyürken “dindar kindar” cepheleşmede sınır tanımaz kadrolaşma, icraatları içinde iktidara gelirlerken görünme gereğini duydukları demokrat kimlikten öylesine büyük kopuşlar yaşadılar ki... Müsteşarlarını savunurken çok haklı gündeme getirdikleri uygulamaların yüzler değil, binlercesine aldırmazlıklarını da ortaya koymuş oldular...
\nİçeride var olan terör örgütü kavramını, yasanın amacının, maksadının tümden dışında, geniş yorumlarıyla tutuklanmış binler aylar, yıllardır yargısız infazla yatıyor. Başbakan’ın önünde parasız eğitim istekleri için pankart açmış Ferhat ve Berna’ya, her birine 8 buçuk yıl hapis cezasını verebilen özel yargı kararı, dün artık bu teslim olmuş medyanın bile vicdanını rahatsız eden bir boyutla gündemimizdeydi. Hapis yatan yüzlerce öğrencinin tümünün eylemleri benzer içeriklerde, ama kanıt zahmetine katlanılmayan “terör örgütlenmesi” yaftasıyla önyargısız infaz olarak yıllarca tutuklu kalıyor, mahkûm oluyorlar. Okullarından atılmaları, hayatlarının kaydırılmış olması cabası. TSK’den en yukarıdan en aşağıya kaç komutanın aynı konumda hayatları kaydı biliyor muyuz? KCK operasyonlarında ipin ucu tamamen kaçık... Bu davalar mahşerde biter...
\nGazeteci tutukluları neyse ki bizim meslek örgütlenmelerimiz hâlâ sayabiliyorlar! Rejimi demokrasi olan ülkelerde tutuklu gazeteci rekoru bizde. Tututlu gazetecilerin kısa öyküleri ile gruplar halinde tanıklık eylemlerimiz var. Nöbet sıralı meslek örgütü liderlerimiz, bir avuç genç arkadaşları dışında dayanışmaya gelebilenler yok. En hafifi ile işinden olmak, içeri alınmak korkusu egemen. Kızdığında Başbakan kimlik vererek hakaret de ediyor. Zaten toptan bizleri tasmalı ilan etti de ona bile örgütlü, kitlesel sesimiz çıkamadı.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!