Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İktidarları 'Cumhur'a Karşı

30 Ekim 2012 Salı

Önceki gece saat 01.00 sıralarında uykudan uyandıran eczacı dostum, özür üstüne özür dileyerek, öfkesinin üstüne geçmiş incinmişliğini sadece paylaşmak istemişti.. İstanbul çıkışında trajik komik gerekçeli trafik belgeleri eksiklikleri ile, polis gücüyle yollarından çevrilen otobüslerden birinden indirilmişler, Ankaraya gidememişlerdi.. Dün sabahın derlenebilen haberleri içinde Türkiyenin ne kadar çok ilinden, ne kadar çok yolcu dolu otobüsün Ankaraya gidişinin engellendiğinin toplu bilgisi yoktu. Çok sayıda keyfi, gülünç trafik suçları üretilerek yola çıkışları engellenen araçlardan indirilen yolcularla, Cumhuriyet Bayramı kutlaması için, demokrasi ile ilişkilendirilemeyecek, keyfi, orantısız polis gücünün kullanılması sonucu Ankarada kalabalığın oluşmamasına çalışıldığı ortadaydı..

\n

Yetmedi; l. Meclisin bulunduğu Ulustaki toplanmayı önlemeye yönelik, Ankaranın tüm ana ulaşım yolları çok daha orantısız polis gücü, barikatları ile kapatılmıştı.. Kılıçdaroğlunun bilgilendirmesi ile ellerinde sadece ve sadece bayrakları olan insanlar polisin tekmelerine hedef oluyor, bayraklarını açmaları Ulusta buluşmaları engellenmeye çalışılıyordu.. Bayramlarda izin alınmayacağı, halkın istediği gibi kutlama yapacağı hakkı yoka sayılmış, toplanmaya çalışanlara basınçlı su, biber gazı kullanılmasında bir sakınca görülmemişti..

\n

Ulusta Heykelin önünde toplanmış sıradan Ankaralı kadınlar arasında dururken, ortada polis bile görünmüyor, bir sürtüşme olmamışken beklenmedik biçimde, durup dururken püskürtülen biber gazından payını alan CHP miletvekili Gülsün Bilgehan, kimi polislerin bile evlerinden çıkmış kadınlara layık görülen bu şiddetten utandıklarının altını çiziyordu.. CHP olarak katılımları ile Ulusta 1. Meclisin önünde polis barikatlarıyla birbirlerine kavuşamayan on binleri buluşturmuş olmakla görevlerini yerine getirdiklerini söyleyen Kılıçdaroğlunun söylemi ile, Devletin polisi, copu, biber gazı, tankları vardı. Bayramını kutlamak isteyen on binler ise ellerinde sadece ve sadece bayraklarıyla, marşlar söyleyerek polisten gelen en sert tahriklere kapılmadan sloganlarla yanıt verdiler...

\n

***

\n

Canlı yayın yapan televizyon kanallarının kameraları da basınçlı su, biber gazı püskürtmelerinde hedef alındığı için, polisin orantısız güç kullanma sahneleri canlı yayın kameralarından pek de yansıtılamadı. Uzaktan uzun süreli basınçlı su, gaz püskürtülmesini gördük ancak. Yine de CHPnin lider ve milletvekili kadroları ile devreye girmesiyle, Ulusta buluşamayan iki ayrı barikat arkasında kalan on binlerin dağılmamaları, direnmeleri sonucunda, düzenleyenlerin öngördükleri Cumhuriyeti kutlama programı gerçekleştirilemese de önce dağılmama, sonra buluşma, farklı güzergâhlardan Anıtkabire istenen yürüyüşler gerçekleşmiş oldu...

\n

Halkın, iktidarlarının Cumhuriyet Bayramını kutlamalarına önce yönetmelikler, sonra polisiye kararlarla getirdiği yasaklara tepkisi alternatif kutlamalara katılımlar, resmi törenlere katılımları katladı. İstanbulda Kadıköy fener alayında on binlerin toplanmasına vapur seferlerinin iptali engel oluşturamadı... Bayramın anlamı ile çatışan yasaklar, orantısız polis gücü, şiddet kullanımları da bu yılın kutlamalarına damgasını vurdu.. İktidara geliş günlerinden bu yana AKPnin Cumhuriyet-Atatürk devrimleri-laiklik karşıtı icraatlarına destek veren kimi sitelerde bile dünün gelişmeleri, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına getirilen yasaklara ilişkin, AKP kendi tabu ve yasaklarını üretmede sınır tanımıyordeğerlendirmesi vardı.

\n

Halka, yerleşik dilimizdeki sözcük yerine cumhurdemekle halkın yanında olunmuyor. Cumhuriyete anlamı, kazanımları, değerleriyle sahip çıkma anlamına ise hiç gelmiyor.. Geleneksel Cumhuriyet değerlerinde buluşmuş olanların, iktidarlarına yönelik kaygılarınıparanoya olarak değerlendirenler bugüne kadar iktidarlarının Değiştik, AB üyeliğinden yanayız, darbelerle hesaplaşıyoruz, ileri demokrasiyi kuracağız..” tezlerine sığınıyorlardı.. İktidarlarının icraatlarındaki militan kadrolaşmaları, demokrasinin olmazsa olmazları güçler ayrılığı, hukuk devleti ilkelerinden sapmaları, icraatlarına damgasını vuran sivil ama diktatoryal eğilimleri hafife almada yarışıyorlardı..

\n

Yetmez ama evetçilerin gafletleri, iç desteklerinden çok, zengin kuzey dünyasına, emperyal çıkarlara hizmetlerin karşılığı gelen dış siyasal destekler.. İnsan hakları, hukuk devleti düzeni, laiklik, demokrasiden sapmalarına göz yumulması.. İktidarda sandıktan gelen destekle büyüme gözü kara gidişi de perçinlemiş olmalı ki.. İktidarlarının iktidarda yeni bir boyuta geçiş süreci yaşanıyor.. İktidarları kendilerine boyun eğemeyen, teba olmayı reddeden cumhura karşı doğrudan savaş ilan edebiliyorlar...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları