Halkımız Dayatılanı İstiyorsa?

24 Mart 2012 Cumartesi
\n

İnsan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeninin işlerliğinde en büyük sorun, medya çağında, medya gücü kullanılarak halkların kendi hakları, çıkarları açısından ne olup bittiğini anlayamadan, çıkarları ile çatışmalı kurulmuş tuzakların ayrımına, bilincine varamadan güdülenmesi değil mi? Kirli siyasette, çoğunluğun, insanlığın haklarına, insanla birlikte doğanın varoluşuna ters, işletilen düzenin çarklarının dönmesinde oynanan oyunlarda sınır, vicdan yok..

\n

İnsan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeninin, evrensel değerleri içinde halk iradesi, seçimler, referandumlarda geçerli oylar, kamuoyu destekleri ölçüsü işte bu nedenle yaşamsal önemdedir. Çok anlaşılır bir örnekle ABD vatandaşlarının, ABDnin 11 Eylül travmasında, yalanlarla uyutulup bir dizi savaş suçunun da işlendiği siyasi oyunlarla, medyatik güdülemelerle, Irak işgali için Amerikan halkının çoğunluğunun desteğinin alınmış olması emperyal çıkarlar adına işlenmiş ağır insan hakları ihlalleri suçlarını ortadan kaldırır mı? Amerikan seçmeninin çoğunluğunun, kamuoyunun büyük desteği, insan hakları, demokrasi, evrensel hukuk devleti düzenine aykırı güce dayalı işgalini meşrulaştırabilir, işlenmiş savaş suçlarını ortadan kaldırır mı?

\n

Dünya ölçeğinde, evrensel ölçekte insan haklarının, demokrasi, hukuk devleti kriterlerinin işletilmesinde etkin bir denetim örgütlenmesi yok, güç belirleyici oluyor, insanlık göz göre göre haksızlıklara karşı duramıyor. Küreselleşen bir tek paranın çıkarları, piyasalar düzeni. Bir de çokuluslu şirketlerin güdülediği güçlü devletlerin örgütlenmeleri gerçeği karşısında, şimdilik insanlık adına hak aramada boynumuz kıldan ince. Hukuk devleti düzeni, çok partili demokrasinin, iç hukuklarında geçerli olduğu ülkelerde, hatta totaliter rejimlerde dahi insan haklarından yana olmazsa olmaz ölçeklerde, insandan yana düzenin işletilmesinde hiç değilse söyleyecek sözümüz var, olmalı değil mi? Demokrasilerde geçerli evrensel kriterler, denetim var değil mi? Amerikada, İngilterede, Fransada, Türkiyede, hatta sistemlerinde demokrasiye geçişten uzak kalmış ülkelerde bile siyasete, seçimlere, referandumlara, hukuk devleti düzeninin işleyişine, insan hakları ihlallerine, olup bitenlere bakarken elimizde şaşmaz olması gereken tek bir pusula var...

\n

***

\n

Başbakan Erdoğanın, AKP iktidar kadrolarının medyatik siyaset yaparken ağızlarından düşürmedikleri halkımız, çoğunluk bize oy veriyor, bizi destekliyor, bizim gibi düşünüyor söylemi var ya... Demokratik hukuk devleti düzenlerinin bu şaşmaz kriterinin geçerli olabilmesi için, ölçümlemeye konu olan seçim sistemi, anayasal, yasal düzenlemeler, referandum oylaması, kamuoyu yoklaması konularının gerçekten haklı, insan haklarından yana olması önkoşulu söz konusudur.

\n

Yine çok anlaşılır bir örnekleme ile 12 Eylül darbesinin ürünü, baştan sona yasakçı 12 Eylül Anayasasının halkımızın yüzde 99una varan biri oy çoğunluğu ile referandumla kabul edilmiş olmasının; insan hakları, demokrasimizin başının belası olması gibi. Öylesine halkımızın çoğunluğunun hakları ile çelişen, birbirinden olumsuz sonuçları var ki... 12 Eylülün ürünü bugünün siyasi partilerinin, iktidarlarının oluşumunda gerçek demokrasinin çarkları işlemiyor. Halkımız demokratik işleyişten uzak siyasetin oluşumunda diktatoryal eğilimleri beslenen liderlerin dayatmaları ile yönetilmeye öylesine alıştırılmış ki, insan hakları, demokrasinin en anlamlı değerleriyle özgür birey olmaktan uzak, güce, biat kültürüne teslim yaşamaya, ayakta kalmaya çalışıyor.

\n

AKPnin 12 Eylül referandumuna oy veren çoğunluk, bağımsız yargı, hukuk devleti düzeninin ayaklar altına alındığı kriterlerinin ayrımına vararak mı oy verdi? Medya özgür işlese, toplumsal duyarlıklar hukuk devleti, yargı bağımsızlığı düzeninden yana işletilebilse, insan hakları, hukuk ihlallerinin sayısız örneği ile kabaran dosyaların geçerli olduğu özel yargı düzeni hâlâ dokunulmaz olabilir miydi?

\n

Neymiş efendim, AKP kamuoyu yoklaması yaptırmış, halkımızın yarısı4+4+4 olarak adlandırılan, dindar gençlik yetiştirme olarak pazarlanan, zaten çocuklarımız için çok yetersiz, çok bozuk eğitim sisteminin arapsaçına çevrilmesine onay veriyormuş... Anket sonucu, ne olup bittiğinin bilgisine ulaşmış, çocuklarının eğitiminde örülen yeni çorapları hakkıyla anlamış olmayı unutun, sezinleyebilmiş oyları mı yansıtıyor? Dindar, itaatkâr evlat özlemiyle yanıp tutuşuyor olsalar bile yoksul oy veren çoğunluk, eğitimde eşitsizliğin çok daha ağır kurbanı olacak, eskisinden bin beter, adam olabilecek çocuk yetiştirmelerinin çanına ot tıkılmasına oy veriyor olabilirler mi?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları