Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Halk, hak için öldürülenleriyle ayakta kalan ülkenin çocuklarıyız..

24 Ocak 2023 Salı

Örgütlü hak arayabilmenin ancak tadına varmış, haklarının en diplere indirgendiği, sivil, askeri otoriterleşme iktidarlarının altında çok ama çok ezildiğimiz uzun yılların sonrasında hak arama yolunda gazaba gelmeyi başaran bir kültürün çocuklarıyız. Gerçeğimiz şu ki ancak bizim için çok ağır bedeller ödemeyi göze alabilen liderleri sınadıktan sonra, arkalarında durmaya karar verdiğimizde, başkaldırmada da dünyanın değem demokrasi geleneği olan ülkelerin halklarından çok daha güçlü bedeller ödeyerek durmada, dünya tarihine yazılabilecek destanları yaratabiliriz.

Çanakkale savunması, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurtuluş-kuruluş savaşları destanlarının yazılması dünya tarihine silinemeyecek ölçeklerle kazılı. Ulusal kurtuluş savaşlarına Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile sağlanmış moral değerler, kirli emperyal çıkarlarının odak ülkeleri ile ideolojik iktidar erklerini her daim korkutacak, panikletecek. 2000’li yıllarda yeni bir atakla geliştirilen Kemalizm düşmanlığını öncelikle tam algılayamadan şaşkınlıkla izlemiştim. Dünya ülkelerinin tarihlerine kazılmış hiçbir lider için gündeme getirilen “Kemalizm” düşmanlığını kavrayamamıştım.

İlhan-Turhan Selçuk kardeşlerin yazı, çizgi mizahında ustalıkla gazetecilik üzerinden ödün vermez duruşları, Uğur Mumcu’nun dünyanın gerçek araştırmacı gazeteciliğinde dünya ölçeğinde en usta kalem kimliğine ulaşması.. Ülkemizin öznel koşullarının sentezleri.. Geçen hafta sonunda sokakta karşılaştığım Cumhuriyet’i hiç okumaktan vazgeçmemiş, bugünün öznel koşullarında dayanışma olarak Sözcü ile BirGün’ü de satın aldığını anlatan okurun sentezine “Hayır” diyebilir miyiz? Cumhuriyet değerleri ile sola, sosyal devlete, hak hukuka, doğrudan, halktan yana, dünya insanlığına, açılıma “Hayır” denebilir mi?

Canımız sivil, askeri diktatörlüklerin haksızlıkları ile ne kadar yoğun acıtılıyorsa Uğur Mumcu gibi topumuz adına savaşım veren önderlerimiz vahşetin en kanlı eylemleri ile katlediliyorlarsa.. Can yangınını patlama noktalarında onları çok daha coşkulu sıkı sıkıya sarılıyoruz..

***

ECELİ İLE ÖLEBİLEN MADENCİ YOK GİBİDİR

Dünkü gazetemizin manşetini “Madenciler böyle öldü” başlığını yok sayamazdım. Bugünkü yazımda gerçeği sorarsanız arkadaşımız, eski genel yayın müdürümüz Aykut Küçükkaya’nın babası, Büyük Madenci direnişinin direniş komitesi lideri Satılmış Küçükkaya’nın ölümü üzerinden yukarıdaki başlığın ayrıntılı gerçeklerini paylaşmak istemiştim. Ülkemizin giderek yeniden acımasızca vahşileştirilen maden üretim koşullarında eceli ile ölebilen madencilerin sayıları ancak parmakla sayılabilir.

Elbette cinayet boyutunda kirli kârlar uğruna işlenen maden cinayetleri sadece madalyonun görünen yüzü. Son cinayette olduğu üzere sayısız suçların örtülmesinin çirkin boyutlarını genç arkadaşlarım başarılı araştırmaları ile paylaşıyorlar. Kirli kazançlarda yarışılan sivil askeri diktatörlüklerin acımasız yağmacı üretim süreçleri sadece madenci iş cinayetlerini katlamıyor. Madencilerin çoğunluğunun emeklilik sonrası çok kısa süreçte ölüme mahkûm olmalarını getiren kömür tozu ile akciğerlerinin doldurulması koşullarını da patlatıyor.

Direnişin 500 kişilik eylem komitesinin lideri Satılmış Küçükkaya da virüse yakalanıp ateşlendikten sonra, dört gün boyunca aklınızdan geçiremeyeceğiniz acılar içinde kıvranmış olarak aramızdan ayrılıvermiş. İktidarları, Zonguldak’taki uzmanlık hastahanesini bile ortadan kaldırıvermişler. Cinayet içerikli suçlar zincirinin halkalarının sonu yok ki...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları