Gündem Suriye'ye Takılıp Kaldı...

23 Temmuz 2013 Salı

Plak hoyratça kullanılmış, orası burası çizilmiş, oradan buradan takılıp kalıyor... Bu ülkenin birikimi, insan emeği ile hak edilmiş yaşam biçiminin güzelim müziğini yansıtacak sesleri alamıyoruz... Plağın cızırtısı içinde takılınan yerlerde kulağı tırmalayan seslerden bunalıyoruz... Bu haftanın gündemine göre, canımızı en çok yakan sorun, elbette Suriye sınırından gelen, sınır tanımayan kurşunların sonuçları... Yine ağzı olan konuşuyor, her kafadan bir ses çıkıyor. Sonuçta olup bitenleri öğrenmek hak getire, ne olup bittiğine, bedellerine ilişkin olasılıklar, kaygıları ile birlikte karabasanımız oluyor...
Dünkü uzman(!) görüşleri arasında, birisi ne kadarı ile şaka, ne kadarı ile ciddi bilinmez, esprisini patlatıverdi:
“Türkiye’nin üç yanı ile denizle çevrili olmasına alışık olduğumuz gibi, kara sınırlarının Kürtlerle çevrilmesine alışmalıyız... Birlikte yaşayacağımıza göre ya dövüşmeye devam edeceğiz ya da barış içinde yaşamayı öğreneceğiz...” Şakanın içindeki gerçeklik payı, elbette dört bölgeli, her ülke koşulunda sürdürülecek çalışmaların sonucunda öngörülmüş, Kürt cephesi üst örgütlenmesi adına yapılan açıklamalarda “ucu açık” olarak vurgulanan çözüme, büyük Kürdistan düşleri çerçevesinde ulaşılmış olması halinin beklentisini yansıtıyordu. Günlük gündem bu kadar hızlı değişmiyor, birkaç gündür Suriye sınırına, arkasındaki boyutlarını tam bilemediğimiz PYD-El Nusra çatışmasına takılmış gözüküyor...
Bu yazı yazılırken sonuçlanmamış, açıklaması yapılmamış Bakanlar Kurulu kararından, Suriye’de olanlar, olacaklara ilişkin bir sonuç izlenim alabileceğimizi hiç sanmıyorum. Bir süre bizim bozuk plak Gezi Parkı’na takılı, Başbakan
Erdoğan’ın her gün bir başka boyut kazanan cepheleşme, nerede ise karşı cephe, düşman ilan etiği Cumhuriyet değerleri, kazanımlarını yaşam biçimi olarak seçmişlere duyduğu öfkenin, çeşitli biçimlerde tehdit, şantajlarını dinliyorduk kii... Gezi direnişçileri, yanlarında durduklarını varsaydıkları bireyler ve örgütlenmeleri tümü ile karşı cephede gören, çeşitli hesaplaşma yöntemleri üreten yeni tehditlere takılıp kalmıştık ki... Yaklaşık bir iki aydır unutmuş gibi olduğumuz Suriye gelişmeleri, plağın takılan tekerlemelerinde yeniden öne çıktı...

\n

***

\n

Sorun elbette sınır tanımayan kurşunların Ceylanpınarlılara verdiği zararlarla sınırlı değildi. Suriye gündemine yeniden takılıp kaldığımızda gördük ki, İktidarlarımızın Suriye politikaları tümden çökmüş, Esad iktidarının öngörülmeyen biçimde ömrünün uzatılması ile kalınmamış, çok garip bir gözle görülmeyen, olamayacak gibi gelen İran-ABD-Rusya-AB gözlemlenemeyen işbirliği anlamına da gelebilecek sonuç gelişmiş, Türkiye sınırı boyunca fiilen olamayacağı varsayılan bir haritanın kendisi değilse bile gölgesi düşmüştü. Suriye Kürtleri, Irak Kürtleri gibi bir yerleşim bölgesinde toplanmış olmasalar da, yukarıda sayılan ülkeler ve diğerlerinin Suriye muhalefeti için hiç de öngörmedikleri El Nusra egemenliğine karşı olmalarından beslenen, bir kendiliğinden ittifak oluşmuş, devrilmek istenen Esad yönetimi de içinde olmak üzere PKK destekli Suriye Kürtlerinin önü açılmıştı...
Sonrasında olabilecekler üzerine hesaplar tabii ki çok yönlü, çok boyutlu... Tabii ki Irak işgalinin başrol oyuncuları ABD iktidarları, AB ülkeleri, yandaş politikalar izleyenlerinin dolaylı Büyük Kürdistan projesine karşı çıkmayacakları varsayılsa bile en azından güncel koşullarda yeni haritaları savunmayı düşünecek noktada değiller. ABD baştan sona oluşumunda katkıda bulunduğu Irak Kürdistanı’nın bile Irak merkezi yönetiminden kopmasına izin vermiyor ya da veremiyor. Daha dün Irak’ta ırk ve mezhep çatışmaları odaklı 50’ye yakın insanın öldüğü gerçeği, diz boyu sorunları ortada iken, ABD yönetimi doğrudan devreye girerek Irak merkezi yönetimi ile
Barzani arasındaki görüşmeleri yeniden başlattı.
Türkiye Kürt açılımı sürecinde iken, İktidarlarını bu açılımda zora sokacak Suriye Kürdistanı projesinin gündeme girmesi olabilirliği bir yana, kavram olarak bile yaratacağı sorunlarla her cephe için bir dizi sakıncalar içerebilir... Bizi ilgilendireni elbette ve de öncelikle Türkiye’ye, vatandaşlarımıza yansıyan, yansıyacak boyutları ile olacak... Doğal olarak sınır kapısından görünen PYD bayrakları ile birlikte başlayan tartışmalar bu olası gelişmeler üzerinden... Takılı plaktan duyduğumuz sözler, bizim Kürt açılımı projemize neleri getirip neleri götürebileceği üzerinden... Daha da doğrusu bizde barış içinde birlikte yaşam arayışlarını ne kadarı ile kırabileceği, bozabileceği yönünden... Ne de olsa Türkiye en azından İran kadar Kürt sorunu çözümünde toprak vermeyi, sınırdan çekilerek küçülmeyi gündemine taşıyabilecek noktadan çok uzakta. Gerçeği aranırsa iç savaş bataklığına sürüklenmiş Irak ve Suriye için de parçalanma ne kadar ciddi tehdit oluşturursa oluştursun, toplumsal kabul görmüş kavramlar değil... Ve en doğrusu barış içinde birlikte yaşam formüllerinde, gerçek insan hakları, evrensel ölçeklerde, ırklar, dinler, mezhepler üzerinden yeni sınır savaşlarının yeri yok...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları