Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gündem Millet’te Cumhur Cephesi gündemin peşinde

27 Ağustos 2022 Cumartesi

Yandaşlık yapmak eskisi gibi kolay, getirisi olan bir iş değil. Güncel para pul getirilerini yükseltiyor olmalarına bakmayın. Duvara tosladıklarının, yolun sonlarına yaklaştıklarının ayırımına varacak kadar deneyimliler. En ustaları sinirlerini bozmamak üzere özenli, olamayanları hiç beklenmedik noktalarda ipin ucunu kaçırabilecek kadar öfkeliler. Biraz daha kurnazları olası gelecek siyasal senaryolar üzerinde işlerini yürütebilmeye yönelik yatırımlarını bile yapma çabasındalar.

Diyeceksiniz ki siyasal yandaşlıkta en uzun soluklu, en yüksek getirisi olan ballı yıllardan sonra korkacak neleri olabilir? Servetler, birikimler bizlerin düşlerine sığamayacak katlarda dudak uçuklatıcı. Gelin görün ki çok genç olanları henüz ayamıyor olsalar da üç kuşağa doğru deneyim kazanmışları, haksız, haram kazançlarla abartılı zenginleşmelerin ömrünün pek de uzun olamayacağının çok fazla örneği ile yüzleşmişlerdir. “Haydan gelen huya gider” atasözünü unutmayalım. Ne saltanatlar bazen birkaç yıla bile dayanamayıp birkaç ayda uçuveriyor.

İnsanlık dünyanın her yerinde ne haram saltanatların ne kadar da çabuk tükenip sönüverdiğine tanık oluveriyor. Hele çağımızda, medya güdülemesi teknolojisi ağırlıklı ne medyatik, günübirlik kazançlar, servetlerin, bir çırpıda uçuverdiğininin örneklerine tanıklık ediyor. Ülkemiz, rejimleri şeklen bile olsa demokrasi gibi pazarlanabilen örneklerin hiçbirinde yaşanamamış bir uzun soluklu, uzatmaları oynamış, haksız hukuksuz güç, iktidar gösterilerine tanıklık etti.

Üstelik iktidar erkinin dayanabilirliği üzerinden değil başka ülkelerin emperyal çıkar hesaplarında ters düşülen anlar sayesinde, sonrasında iktidarda kalabilmenin formülleriyle. Şimdi çoklu emperyal çıkar çatışmalarında en akılcı, mantıklı yapılan hesaplarla uzatmaları yaratabilmek gerçekten de olası gibi görünmüyor. Yeni teknolojik gelişmelerin, yeni beyin güdüleme yöntemlerinin ustalıklı çarklarında, ipte oynayan cambazların hangilerinin yukarıda kalabilecekleri, hangilerinin tepetaklak düşebileceklerini öngörmek, hesaplayabilmek hem çok zor hem de kimi koşullarda olanaksız hale dönüşüveriyor.

***

Özetle ülkemizin seçmen vatandaşlarının çok ama çok yüksek oranlardaki yüzdeleri bu kadar yoksullaştırılmış yoksunlaşmışlarsa, bu kadar çok ağır yaşamları karabasana dönüşmüşse.. Doğada dipsiz kuyuda suyun kalmış olması olasılığı yoksa.. Kirli, haksız, haram vurgunlar bu kadar ortalığa saçılmışsa.. Canlı yaşamın tümü için geçerli olmak üzere, dahası cansız kaynaklardan söz edilebilecekse.. Yaşamların devam edebileceğine ilişkin inanç, umutları besleyebilecek bir şeylerin değişmesi gerek. En önemlisi de boş sözler üzerinden değil, inandırıcılık üzerinden başarılı olabilmenin kanıtlarını üretmek gerek.

Toplumsal geçmişimizde, fıkra gibi, bir zamanlar sol, toplumsal ideolojiler, devrimcilikte öne çıkmış insanlardan örneklerle çok kafalarımıza kazınmış bir gerçeği anımsıyorum. Hapislerden çıkanlar, sonraki yaşamlarında çok etkin görevlerde, pazarlamacılıkta, reklam, ilanlarda çok önemli patronajlık görevlerini kapmışlardı. Marksist-Leninist çizgiden, demokrasiyi bile reddeden, sosyalisti unutun, liberal manifestoya bile, Türkçesi demokrasiye sırtlarını dönmüşler, umurları olmuyor. İhanet eden marka olarak öne çıkan çok fazla kişi tanıdım.

Hâlâ yaşıyor ya da yaşamıyor olsunlar, geçmişin sıcak dostlukları anısına sevmemem, unutmam, yoka saymam olanaksız. Gözlerini kırpmadan savundukları tüm değerleri çok kolayına, ucuzuna satıverdiler. Hem de sadece ünlü isim, marka kalabilmek uğruna. Kimilerinin utanma perdesi kalkmış, gelin görün ki insanlık adına utanmamak olanaksız.. Sonuç olarak dünyada olduğu üzere, ülkemiz geleceği adına da azıcık bile olsa biraz nefes almanın zamanı geldi de geçti bile..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları