Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gözünü Dolar Bürümüşler...

06 Mayıs 2014 Salı

Dünkü CNN “Parametre” programından aktarıyorum... Cenevre’de dünyanın en güzel korunmuş cennet köşelerinden göl kıyısında, görevli gazeteci arkadaşlarımız ile iktidarlarının bakanları, en tepelere kadar uzanan yeşilin her tonu, çiçek, ağaç, korumacılığın kuşaklar boyu emek ürünü güzelliklerine hayran söyleşirlerken yetkin bir siyasetçi dayanamayıp gönlündekini; “Şu yeşil tepelere ne güzel villalar yapılır” cümlesi ile patlatıyor...
Kim bilir kaç kez kitlelere dönük konuşmalarında, ağzından çıkan her söze keramet yüklenip alkışlanan Başbakan Erdoğan’ın, yüksek yargıdan en çok neden, hangi konular üzerinden şikâyet ettiğini şöyle bir anımsayın... Belleklere en çok kazınanı, siyasal bir kırılma noktası olduğu için Gezi Direnişi bağlantılı meslek örgütlerinin açtıkları ve kazandıkları davalarla ilgili Başbakan’ın iktidar icraatlarının üst yargı tarafından engellendiği yakınmaları olabilir...
Oysa iktidara geldiklerinden günümüze, yüzler değil belki de binlerce davada, iktidar icraatlarına karşı kamu yararı, çevre koruma gerekçeli uzman meslek örgütlerinin açtıkları, kazandıkları, ancak yargı kararlarının da çiğnendiği örnekler söz konusudur... Pek çoğunda iktidarlarının elinde, yönetiminde olan belediyelerden de rant eksenli, kamu yararına aykırı, çevre düşmanı projelere onay almak kolay olamamaktadır... Tam da bu nedenlerle iktidarlarının içerikleri hakkında kamu denetiminden sorumlu kurumlar, olayın sonuçlarından mağdur olabilecek halk kitleleri, bölge yaşayanları yok sayılarak, bilgileri dışında, torba yasalar içinde gizlenen yasa hükümleri ile işler kotarılmaktadır. Var olan hukuk düzenini tepetaklak eden denetimsiz yetkilerle donatılan bakanlıklar, laf aramızda fiilen bakanlar, elbette Başbakan onaylı icraat gücü ile donatılmaktadırlar... Gerisi kapalı kapılar arkasında kotarılan, damdan düşer gibi kamuoyuna yansıyan projeler, ihalelerle, fiili dayatma, icraatlar olarak gündemimize düşmektedir... Ülkenin her köşesinde doğa dengeleri, güzellikler katledilip geleceğimiz karartılırken yaratılan ürkütücü rakamlı rantların ihale karşılıkları ile iktidar gücü katlanmakta, yandaş sermayeler destek görmektedir...

***

Yasadışılıklara, haksız kazançlara hiç girmeyelim. Dünün gündeminde dört eski bakana ilişkin soruşturma önergesi görüşülüyordu... Şimdiden Meclisimizin var olan iktidarları elindeki işleyişinde bir sonuç çıkamayacağını söylemek kehanet olmasa gerek... 17 Aralık depremiyle ortaya çıkan dudak uçuklatan iddianame içeriklerinden zaten söz etmenin olanağı yok. Tabii ki oluşturulmalarının hukuksuzluğu, şu yaratılmış ünlü kavramla “paralel devlet, paralel yargı” hesaplaşması da iktidarlarının sorumluluğunda olarak, suçlama dosyaları, yerlerine gelen yargı kadroları eliyle açılmadan kapatıldığına göre, şimdilik buharlaşmış, içerikleri tartışılamaz dosyalar olarak raflara kaldırıldılar...
Uzman meslek örgütlenmelerinin bedeller ödeyerek açtıkları davalardan sonuçlanmışlar, Başbakanımızı çok kızdıran, iktidar icraatları için “yürütmeyi durdurma” kararı verilmişler için yargı kararlarına uymama suçunun, anayasal, yasal hukuk devleti düzenine aykırılık, hükümetin doğrudan sorumluluk taşıdığı suçlar olduğunu, ancak anımsatabiliyoruz... Örneğin inatla, meydan okuma içerikli Atatürk’ün gözbebeği Atatürk Orman Çiftliği alanındaki Başbakanlık binasının hızla bitiriliyor olması... İşte böylesi haksız, hukuksuz, çarpık örnek...
Size binlerce benzeri arasında anlamlı görünmeyebilir... Gözümüz gibi korumamız gereken İstanbul Bizans surlarının dibinde, uyduruk, fışkırtılmış sözde tarihi ahşap mimarimiz adına sırıtan bitişik nizam apartmanların, AB’nin de uyarısına ve çok açık yargı karalarına karşın bitiriliyor olmasını anımsatmak istiyorum. Bir zamanların burada yaşayan Romanlarını Karagümrük’e doğru çok daha çaresiz, yoksul, iç içe kiralık evlere püskürten “kentsel dönüşüm” yalanı cabası... Yoksul Romanların sırtından yaratılan ranttan hangi yandaşların, neler kazandıkları sadece ayrıntı... O kadar çok yargı kararı, o kadar çok tarihi değer, çevre koruması katliamı söz konusu ki...
Gözünü dolar bürümüşler, bu ülkenin satılacak, özelleştirilecek kamu kaynakları tüketilmişse, elbette dolarların gelişini sağlayacak yollarda kamu yararını hiçe sayan, çevreye çok daha ağır zararlar verecek projeler peşinde koşacaklardır... İktidarlarının ilk icratlarında kamu işletmelerinin, oluşmuş değerlerin rantla doğrudan ilişkili olarak satılmaları sıralaması öncelikliydi. Sonraları, hele de günümüzde doğal kaynaklar, doğa, gelecek kuşakların yaşam alanları ile yaşam haklarının katledilmekte olduğu “çılgın projeler” gündemde... Geleceğimizi karartan yağma düzeninde dur durak olamayabilir... Gözünü dolar bürümüşlerin gözleri gerçekleri göremez... Çılgın proje ihalelerini kapanların, haksız ranttan kazandıklarının karşılığı vergilerini ödemelerine bile tanıklık edemiyoruz...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları