Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gölge Oyunu

19 Ekim 2013 Cumartesi
En bize özgü, en ünlü olanı Karagöz. Tiyatroyu
anımsatan diyaloglar, görsellik var ancak
gerçek tiyatro ile uzaktan yakından bir ilişkisi
yok. Sahnede karakterleri canlandıran gerçek
tiyatro sanatçıları yok. Ustalık Karagöz oyununu
sahneleyen, seslendiren sahne arkasındaki
kuklacıda. İplerle bağlı kuklaları parmaklarının
becerisi ile hareket ettiriyor. Biz de ışık ve seslendirmenin
katkısı ile ortaya çıkan karakterlerin
diyaloglarını, öykülerini izliyoruz.
Kendi çapında sanat boyutu ne kadar geliştirilirse
geliştirilsin, gerçek tiyatro sanatının
verebilecekleri ile aynı tartıda tartılamaz. Söz
konusu benzetmeyi uysa da uymasa da gerçek
demokrasi ile sandığın kullanıldığı, demokrasilerin
olmazlara çok fazla kurum ve kavramın
gündemde olamadığı, en önemlisi toplumsal
algılamaların gerçek demokrasi öğretisi, bilincinden
çok uzakta kaldığı, biyat, baskıcı
toplum kültürü ile sandığa gidilen, seçmenin
komutlara, otoriteye boyun eğmeye eğilimli
olduğu ülkelerdeki gölge oyunları arasındaki
farkı anlatabilmek üzere kullandım.
Bayram günlerinden Rusya’dan, içlerinde
bir Türk çevreci kızın da bulunduğu kafeste
yargılama sahnesi bile tek başına fazlası ile
düşündürücü. Emperyal çıkarlarla dünyanın
hoyratça katledilmesine karşı, pasif, çarpıcı
eylemlerle karşı durmaları ile ünlü Greenpeace
eylemcileri dünyanın her yerinde bedeller
ödemeyi göze alarak insanı, doğayı yok sayan
sermaye çıkarlarından yana katliamlara karşı
duruş sergilemekteler. Demokrasinin iyi kötü
kuralları ile işlediği ülkelerde de aslında emperyal
çıkarlar egemen ve polis eylemcilerin
karşısına çıkmakta. Ancak 2. sınıf demokrasilerde
Rusya örneği kafes içinde yargılama,
acımasız sert operasyonlar gündeme giriyor.
Haberler doğru ise piyasalar düzeninin lideri
olsa da Alman başbakanı klasik demokrasinin
kalıpları içinde bu vahşi İktidar uygulamasına
karşı sert eleştiri yapabiliyor.
Rusya ekonomik gelişmişlik, uluslararası
ilişkilerde aklın, çıkarların kullanılması, bilimteknoloji,
sanatta dünyanın en gelişmiş ülkeleri
arasında yer alsa da, klasik kapitalst düzenin
demokrasi kurallarına uyumda hâlâ çok gerilerde.
Elbet siyasi parti yapılanması, seçim düzeni,sivil
demokratik kurumlar, örgütlenmelerin işleyişine,
yargıya yansımaları çok çarpıcı farklılıklar
gösteriyor. Sandıktan çıkan iktidar gücünün
kullanılmasında baskı, şiddet ögeleri çok ağır
basıyor, seçmenin oy kullanma refleksleri ise
ağırlıklı gerçek demokratik kriterlerden uzakta,
güce teslim olma içerikli gelişiyor. İktidardaki
güçlü lider, demokrasi ile uyumsuz otorite tutkusu,
istikrar adına başbakan-devlet başkanı
arasında takaslı değişimi üretiyor.
HHH
Bizde otorite tutkusunun ekseninde, Rusya’nın
ekonomi-teknoloji, petrol, askeri güç odaklarının
dünya çapında en büyükler arasında
olmanın etkisinin yerini, Ortadoğu merkezli,
din eksenli çimento, İslam dünyası içinde bir
mezhep üzerinden liderlik, dünyayı yöneten
merkez güçlerin stratejik ortağı olma gibi farklı
itici güçlerden yararlanılsa da çarkların işleyişi
2. sınıf demokrasilere giriyor. İktidar gücünün
yitirilmemesi uğruna Rusya’dan daha köklü
bir demokratik deneyime karşın, demokratik
kurumların işletilmemesi eğilimleri kimi alanlarda
çok daha geriye düşen ülkemizde, insan hakları,
demokrasi, hukuk devleti düzeni işleyişinde
yeni olumsuz icraatlar peşi peşine.
Bayram günlerine girmeden demokrasi paketi
adı altındaki dayatmaların, seçim kaygılı, bir
mezhep ağırlıklı inançlardan yana, çatışmacı
siyasette kullanılmasının bir sürü icraatının hoyratça
ugyulamaya sokulması yetmezmiş gibi. Bir
sanatçı çizilen inanç kalıplarının dışına çıkmadan,
hayvanları çok sevdiği için kurban kestirmek
yerine parası karşılığı yoksullara yardım etmeyi
seçtiğini söylüyor. Demokratik düzen işleyişi
içinde isteyen vatandaşların başvurularına yanıt
vermek, dini gereksinimlerini karşılamak olan
Diyanet İşleri Başkanlığı başkanı, şehülislam
fetvası verilircesine inanmış Müslümanların
bağış yaparak kuran kesme ibadetlerini yerine
getiremiyecekleri duyurusunu yapıyor. Kurban
kesmenin hayvan hakları kapsamında yasaklandığı
yabancı ülkelerde kurban parası karşılığı
dünyadaki yoksul İslamlara yardım yapanların
da dini yükümlüklerini yerine getirmedikleri
çağrısı geliyor. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin
Diyanet İşleri başka ülkelerdeki Müslümanların
çoluk çocuk ailelerini yasak olmayan ülkelere
götürüp izleyecekleri kurban ibadetine katılmalarını
öneriyor.
Laik Cumhuriyet’in cumhurbaşkanı görevi
başında iken konuk olarak davet edildiği hac
yükümlülüğünü eşi ile birlikte yerine getirirken
yanında Diyanet İşleri başkanı da kimi
en anlamlı ibadet törenleri Türkiye’deki pek
çok camiden canlı yayın olarak gösteriliyor.
İnanmış Müslümanın özel koşulları, olanakları
içinde yerine getirmesi gerekli olduğu bilinen
kutsal ibadet, resmi devlet görevleri ile iç içe.
Siyaseten başbakan ile cumhurbaşkanı arasında
yapılacağı izlenimi verilen görev takasına
hazırlık olarak değerlendiriliyor.__


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları