Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Evdeki Bulgurdan Olmak...

26 Temmuz 2012 Perşembe
\n

\n

Adı önemli değil, yetkin bir ABDlinin gazetemizde yayımlanan söyleşisinde, iktidarlarımızı, çerçevesini anlayamadığım nedenlerle, sanırım izledikleri dış politikada kendilerinin çizdiği sınırları aşmaları bağlantılı, tehdit içeren bir üslupla şu keskin cümlelerle uyarıyordu: Suriye yolunun kapanması ile Ortadoğu, Arap dünyası, İslam ülkeleri ile ticari bağlantılarınız, yollarınız kapandı...”

\n

AKP iktidarlarında yapısal çok önemli zaaflarına karşın piyasalar düzeni üzerinden ekonominin büyümesinde sihirli anahtarın, ABDnin Irak işgali sonrası yaşanan ekonomik-ticari gelişmelerin payı tartışılmaz. İşgal süecinde kayıt dışı gelen önemli paranın kaynağı üzerine, hiç açıklama yapılmadığını kimi sorumlu ekonomistlerin uyarılarından biliyorum. En yakın bölge olarak işgal bağlantılı artan tüketim ürünlerinde Türkiyenin resmi payı da büyük oldu. Merkezi Irak yönetimi ile daha sonra bozulan ilişkiler sürecinde Kuzey Irak Kürdistan yönetimi ile sıcak siyasi ilişkilerle atbaşı ticari ilişkiler imdada yetişti. Esad yönetimi ile ortak kabine oluşturacak boyutta dostane ilişkiler ise en kısa ticari yol olarak, Suriye potansiyelinin çok ötesinde, Ortadoğunun bütününe, İslam dünyasına açılan bir gelişmeyi getirdi.

\n

Yıllardır gelgitlerde büyüyen Güneydoğu ticaret ve sanayisinin odağında iç piyasanın çok küçük kaldığı bilgisine ek olarak, gelişen yatırım ve şirketlerde Ortadoğu ülkeleri ortaklar bağlantılarının öne çıktığını dinleyip duruyorduk. Sonra Suriye krizinin patlaması ile yaşanan kriz boyutunun, işlerin olumsuz tersine dönmesinin yakınmalarını ancak duyar olduk. Son bir-iki günün haberlerinde ise katlanan öfke, SOS çığlıkları var. Artık ekmek kavgası uğruna ticari ilişkileri sürdürmek isteyenler için çok derin bir krizin dehşetini bile ikinci plana atan can güvenliği tehdidi var. Üstelik sadece TC vatandaşlarının canlarını koruma adına kapıların kapanması ile ilgili bir durum değil. Değişen sınır komşuları olgusu ile gündeme gelen tehdidin çok farklı boyutları var...

\n

Hâlâ haritalar üzerinde Türkiyenin en uzun sınır komşusu olarak Suriye görünüyor olsa da, Irak-Suriye hattında çok daha uzun bir sınırın artık, ABD, şimdilerde Barzani liderliğinde Kuzey Irak Kürdistan yönetimi, uzun süreçte Irak-Suriye ayakları ile Arap Kürtlerini birleştirecek, Güney Kürdistan yönetimleri, şimdilik resmen olmasa da fiilen gündemde. İşte Güneydoğuda yatırım yapmış iş dünyası temsilcilerini kamuoyuna açık konuşmasalar da kaygılandıran, öngörülmemiş bu yepyeni tablo, olgu... Kürt kökenliler duygusal nedenlerle bir yanları ile sevinseler de, işadamı refleksleri ile çok ciddi kaygı içindeler. Türkiye için yıllar içinde oluşmuş çok anlamlı ticari olanakların kolay kolay geri dönüşü olamayacağı gerçeğini onlar da görüyorlar. Irk-mezhep eksenli kanlı çatışmaların, iç savaşların uzun soluklu, yıllarca bitmeyecek yangın alanlarının, yangın olmayan bölgelere de geçişi kapadığını görüyorlar.

\n

***

\n

İlk öfkeleri, yetkin ABDlinin aylar önce apaçık yaptığı tehdidi göremeyen, kendilerini uzun soluklu bir Ortadoğu-Arap-İslam dünyası sıcak ticari ilişkilerine inandırmış, buna göre yönlendirmiş, heveslendirmiş, eski Osmanlıyı canlandırma, İslam dünyasına liderlik üzerinden düşlere yönlendirmiş iktidarlarına.. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmanınsiyasal sorumluluğunun iktidara ait olduğu gerçeğini anımsatarak, Irak iç savaşı ile tırmanan ancak Suriye krizi ile patlak veren sorunlarına seyirci kalmakla suçladıkları, genelde destekledikleri Erdoğan iktidarını bugünlerde çok öfkeli eleştiriyorlar...

\n

Bilmem dikkatinizi çekti mi? Çok uzakta olan ancak yatırımlarında pay sahibi olduğumuz Libya savaşı ile de iş dünyamız vurulmuştu. Dudak uçurtan rakamlarla yatırımlar, alacaklar ortada kalmıştı. Hükümetin, bugünün Libya iktidarına NATO şemsiyesinde verdiği büyük desteğin de gücü ile aylardır sürdürdüğü pazarlıklar sonucu gelinebilen nokta, uzlaşma şöyle: Libyada yatırım yapmış, üretim karşılığı hak edilmiş alacakları kalmış şirketler, kanıtlamaları, yeniden yatırım yapıp, üretime geçmeleri koşulu ile hak edilmiş eski alacaklarının yarı yarıya varabilecek rakamlarını alabilecekler...

\n

İş dünyasının esneklik yeteneği ile bu anlamlı kayıplarının önemli bölümünü, vergiden dönüş, işçi haklarının üstüne oturma, yeni yatırımlara kayışta teşviklerle karşılama şansları var. İktidarlarımızın stratejik ortak düşleri ile düştükleri Ortadoğu tuzağında, Suriyede istenen iktidar değişikliğine, Esad iktidarının devrilip Sünni egemenliğinde iktidar oluşması olgusuna öncülük yapma atağında, yeni sınır komşuları ile karşı karşıya kalmamıza hizmet etmiş olmalarının sonuçları sanılandan çok daha ağır tehditleri içinde barındırıyor.

\n

Güncel gündemimizdeki ticaret yapan vatandaşlarımız, TIRlarımızın başlarına gelenler sadece ayrıntı. Bölgemizdeki barış, insan hakları, güvenlik sorunlarının yeni boyutları, en çok da ülkemize dönük iç tehditler düşünüldüğünde; panik, öfke, çaresizlik katlanıyor. Savaşın bataklığına, odağına çekilme olasılığı da cabası...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları