Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ergenekon'da 'İyi-Kötü Polis' Oyunu mu?

19 Şubat 2013 Salı

Hani Başbakan Erdoğan kamuoyunun karşısına çıkıp özel yargı elindeki yargılamalarda, uzun tutukluluklarla, TSK’den emekli-görevli her rütbeden komutanın terörist suçlamasıyla yargılanmalarından TSK’nin yıpranmasından, kamuoyu vicdanını yaralayan tablodan söz eden açıklamalar yaptı ya... İçtenliğine inansanız da inanmasanız da kamuoyunda yargının yanlış giden bir şeylere karşı uyarıldığı, başlangıcında savcılığını üstlendiği özel yargılamalarda bir anlamda ipin ucunun kaçırıldığının altını çizmekte olduğu sonucu çıkarıldı. Doğaldır ki uzunca bir aradan sonra dün yapılan Ergenekon davası yargılamasında, kritik bir sürece de gelindiğinden, kimi anlamlı gelişmelerin yaşanabileceği beklentisi doğdu. Başbakan’ın açıklamalarının ardından medyada yapılan sayısız haber ve tartışmalarda üretilen görüşlerle beslenen kamuoyu, Başbakan Erdoğan’ın her konuya ilişkin görüş açıklamalarının bir tür komut etkisiyle sonuçlarının alınmasının da alışkanlığı içinde, AKP sözcü ve yandaşlarının olumlu gelişmeler müjdeleyen havasından da etkilenmiş olarak bu beklentileri tırmandırmıştı ki...
Dün sabah Türkiye’nin pek çok kentinden otobüslerle duruşma izlemeye gelenler, bizlerle birlikte hiç öngörmedikleri yepyeni bir gerilim, halktan insanların duruşma izlemelerini engellemeye yönelik bugüne kadar görülmemiş jandarma-polisiye önlemlerle yüz yüze gelmenin şaşkınlığını yaşadılar... Duruşma salonunun kapasitesini aşan bir izleyicinin salona alınması elbet beklenmiyordu. Başka kentlerden gelenler giriş sırasında öncelik kapmaya yönelik, gün doğmadan Silivri’de olmayı programlamışlardı... Kimselerin aklına Silivri cezaevleri ile iç içe mahallelerin tümü ile jandarma-polis kordonuna alınacağı, giriş yollarına teller, duruşmaların bulunduğu ana yol ve salona doğru ise yüksek bariyelerle teker teker giriş için duvarlar örüleceği gelmemişti.
Gün ağarmadan salondaki yer sayısı ile uyumlu üç yüzün üstünde insan sayıldıktan sonra girişler kesilince, kalanlar için ayaz kış gününde, iki ana otobana dizdirilen otobüslerin içinde, etrafında beklemek hakkı kalmıştı. Birbirini görüp moral bulmak, kalabalık oluşturabilmek, karnını simit çayla doyurmak, tuvalete gidebilmek olanaksızdı. Sıkıntılı, saatler süren yolculukların üzerine
“biz de geldik” selamını gönderebilmek hak götüre; duyarlılık, dayanışma duygularıyla davayı izlemeye gelen halka, “Boşuna bir daha gelmeyin, işte böyle ayazda kalırsınız..” selamı çakılıyor, ortalama bir 4 yıldır tutuklu sanıklar arasındaki duvarlar yeni acımasız boyutları ile örülüyordu. Size haberlerden yansıyan, yaşanabilir bir alana, duruşma salonuna daha yakın bir mekâna gelmeye çalışanlara kış ayazında sıkılan basınçlı soğuk su, dağıtma operasyonlarının satır arası bilgileri.

\n

***

\n

Duruşmayı izleme hakkını elde edenler, bu kez içeride saatlerce beklediler. Yargılama her zamankinden geç başladı. Sanıklar Balyoz davası benzeri tanıkları dinlenmeksizin, savunma hakları ellerinden alınmış olarak karara geçişi önlemeye yönelik çalışmalarını yapmışlar, yargılamanın getirmediği savunma ve kamu tanıkları, hatta kendilerini suçlayacak ancak durumun ortaya konmasını sağlayacak tanıkları bile içeren listelerini hazırlamışlardı. Suçlanırlarken kesintisiz dinlenen itirafçılar, pişmanlık yasalarından yararlananlar ağırlıklı dinlenmiş tanıklara karşın, yıllardır tutuklu sanıkların ne bireysel, ne davanın bütününe yönelik tanıkları dinlenmiş ne de bilişim teknolojisinin ürünü sahte olduğunu savladıkları belgelerin bilirkişi incelemeleri yapılmıştı.
Yargının, savcılığın esas hakkındaki mütalaasına geçilmeden önce diyeceklerinin sorulması sürecinde söz alan tutuklu-tutuksuz sanıklar, avukatları, hak-hukukun işletilmesine yönelik bir umut olarak savunma hakkı anlamında zorunlu gördükleri; tanıkların dinlenmesi, belge incelenmesi üzerinden birbirinden çarpıcı hukuksal sonuçları olabilecek vurgulamalarıyla birlikte dile getirdiler. Mahkeme sanki bağımsız yargı hak-hukuk işleyişinde, ceza yargılamalarında çok temel bu hukuksuzlukların ortaya konmasını ciddiye alan bir havada sanıklar ve avukatlarının dediklerini önce dinledi. Çarpıcı olan bir başka boyut da, yargılamanın atladığı tanıklıklarda, tutuklu-tutuksuz sanıklar en önemli gördükleri için kendileri çalışmış, çok sayıda önemli tanığın duruşmada dinlenebilmek üzere Silivri’ye gelmelerini sağlamışlardı.
Eski Genelkurmay Başkanı
Başbuğ’un, Başbakan Erdoğan’ın medyadan sayısız kez duyurulan sözlerini aynen alıntılayarak, hukuka uygun bir yargılama sürecinin yürütülebilmesi için dinlenmesi gerekli tanıkların hazır olduklarını isimleriyle sayması sadece bir örnek. Tek tek söz alanların ağırlıklı Ergenekon suçlamalarının odağındaki MİT, Emniyet, kamu görevlileri, dönemin olaylarının akışı içindeki siyasi kimliklerle, kendilerini suçlayan yandaş medyacılar, iddianameye girmiş dinlenmemiş yargılayanlar içlerinde olmak üzere saydıkları isimler arasındaki kimi ünlüleri haber sayfalarımızdan okuyabilirsiniz... Ne beklenirdi? Odak isimler hiç değilse dinlenir, yargılama süreci bu boyutta eksikli bırakılmazdı...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları