Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erdoğan’ın Yürüyüşü, İktidarı, Partisi, Hükümeti...

28 Ağustos 2014 Perşembe

AKP’nin dün yapılan olağanüstü genel kurulunda, AKP’nin kurucu kadrolarının iradesi, ilkeleri, felsefesi, 12 yıllık iktidar süreçlerinde pek çok değişime uğramış programları, yönetim organları, yönetici kadroları, büyük çoğunlukla genel kurula katılmış olsalar da, iradeleri ile yoktular... Yeni dönem olarak ilan edilmiş, ucu açık, kimilerinin “muhafazakâr devrimcilik” olarak tanımladıkları rejim değişikliklerinin, Erdoğan’ın liderliğinde yürünen yolda, çerçeveleri Erdoğan’ın söylemlerinden çıkarılmaya çalışılan ilkeleri ile gerçekleştirme adına verilen sadakat söylemi, biat yemini vardı...
Erdoğan son kez başbakan ve parti başkanı olarak yaptığı uzun söylemde, Davutoğlu ilk kez seçilme güvenceli, başbakan, parti başkanı adaylık söyleminde, bol dualar arasında, yeni dönemin ortak önceliklerinin altını çizdiler... Söylemlerinde sık sık yinelenen tek fark, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı görevini yürütürken gözlerinin hükümet, parti yönetiminde olacağını, Davutoğlu’nun ise başbakanlık, parti başkanlığı önceliklerinde Erdoğan’a bağlılık yolundan çıkmayacağını, sık sık yinelemeleriydi... Doğrusu yeni döneme ilişkin söylemler çok genel çerçevelerde kalırken, paralel yapı ile hesaplaşma kararlılığı, öfkesinin öne çıkması dikkat çekiciydi. Bir de Erdoğan’ın artık AKP seçmeni olmayanları, tüm karşıtları da kucaklaması gereken, 70 milyonu kucaklama sözü veren cumhurbaşkanı kimliğiyle ilk konuşmasında, tek tek olaylar üzerinden eski üslubunda “tüm destek vermeyenleri hedef alan, suçlayan, eleştiren, yanında olmalarını dayatan, ayrıştırıcı, alaycı sözcüklerden vazgeçmemesi”, cumhurbaşkanlığı icraatlarında yürüyeceği yolun da aynı olacağının dikte edilmesiydi...
“Elimi uzatıyorum” sözcüklerinin önüne, arkasına ekledikleri ile sadece seçtirdiği başbakan, parti başkanı, yeni hükümet, AKP kadroları, seçmenlerine değil, muhalefete, 70 milyona birden “benim yanıma, benim yoluma geleceksiniz” mesajını veriyordu... İlginç olanı, bugüne kadar hep yaşandığı üzere, AKP genel kurul değerlendirmeleri, mesajları üzerinden medyanın mikrofonlarına ses veren AKP’nin en yetkin kadrolarından, yandaş yorumcularına ortak koro, okumalarında birbirine eklemlenmiş olarak kamuoyuna ortak mesajlarında yine aynı anafikir üzerinden kamuoyunu güdülemede yarıştılar... Gariptir en çok paralel yapının defterinin dürülmesinde zorlanılan yargı bağımsızlığının kırılmasından başlayarak, yaşamın her alanına dönük zorlanılan konularda Meclis çoğunluğu ile yapılacak yasa değişiklikleriyle de, önlerine çıkan her engelin aşılacağı, “özgüven” sözü, yemini vere vere... Erdoğan liderliğinde yeni dönem yürüyüşünden asla ödün verilmeyeceğinden.. belki de en çok kendi kadrolarını etkilemeye yönelik kararlılık sergilemede yarışıp durdular...

***

Abartılı, aynı yolda yürüyüşe ilişkin özgüven, sadakat yemini, “Erdoğan’ın Davutoğlu’nu ilan ederken (selam olsun), Davutoğlu’nun (ben senin devamınım) tekerlemelerinin gereksinimi..” ne anlama geliyor? Kameralara değerlendirmeler yapma adına dahi yakınlaştırılmayan AKP’nin en baba, kilit kadrolarının dün için çizilmeleri de, AKP’nin aslında çok medyatik hazırlanmış olağanüstü genel kurulu ile yaratılmak istenen medyatik algılamanın bir parçası mıydı? Birliğini, bütünlüğünü, gücünü kanıtlamış AKP’nin yürüyüş yolunda, yeni dönemde daha da büyük adımlar atılacağı umudu verilirken, tek lider Erdoğan, gücünün yaratılmasında emeği olan geçmişteki tüm kadroların silinmesi, aslında nasıl bir gereksinimi açıklıyor? Tekerlemeye dönüşen “Veda değil vefa” sloganı ile nasıl bir algılamayı amaçlanıyor?
İlginç elbette, bugün cumhurbaşkanlığından devir teslim töreni ile ayrılacak, dün yapılan genel kurul tarihi öne alınmakla görev değişiminde yer alması engellenmiş Gül’ün “vefa” vitrini uğruna olsun olağanüstü genel kurulda, Erdoğan ve Davutoğlu’nun söylemlerinde adı geçirilmedi. Kurucular, üç dönemi tamamlayanlar ortalıkta görülmedi. Harcamaların kaynağını, ayrıntıları ile belki de hiç öğrenemeyeceğiz ama, yine çok pahalıya patlamış, görkemli bir olağanüstü genel kurul çalışması yapılmıştı. Sabahın ilk saatlerinden Türkiye’nin her yerinden astronomik sayılarda otobüsler, özel araçlarla taşınmış AKP’lilerin her tür gereksinimleri, harcamaları, belki de yevmiyeleri, en konforlu koşullarda karşılanmış, en ileri medyatik tekniklerin, görsellerin sunumundan kaçınılmamıştı. Asla hesabını yapamasak da, dudak uçuklatan paralar harcandığını görememek olanaksız. İktidar gücünün çok pahalıya patlamış, kusursuz şovunun bir örneği dünyada az görülebilir...
“Veda ve başlangıç”, “Cumhurbaşkanlı yönetim” sloganlı, Erdoğan’ın “özlediği şekilde değişiklik”, “Davutoğlu ile yola devam”.. gün boyu genel kurulu izleyen, 12 yıllık iktidarları sürecinde de yakın çevrelerinde çalışmış kıdemli gazetecilerin akıllarına gelen ilk attıkları başlıklar.. sizin için de ilginç mi? Yoksa dünkü görkemli sunuma karşın, Erdoğan artık başbakan, parti başkanı değil, cumhurbaşkanı. Düne kadar yok sayılan anayasal, yasal hukuk düzeninin gerçekleri pek çok şeyi değiştirecek mi?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları