Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erdoğan’ın ‘Ak Saray’ı...

04 Eylül 2014 Perşembe

Kimileri AKP’yi, kimileri ABD’nin başkanlık sarayını çağrıştırmasına öncelik vererek, henüz inşaatı tamamlanmamış Başbakanlık binasına “Ak Saray”, “Beyaz Saray” adlarını yakıştırmışlardı... Kuşkusuz Erdoğan’ın gönlünde hangisi yatıyorsa, yeri geldiğinde kullanınca, yandaşların dillendirdikleri ikisinden biri geçerli, yerleşik kalacak... Yandaşlar, Cumhuriyetin simgesi Çankaya Köşkü’nde yapılan Cumhurbaşkanlığı devir teslim törenlerinde birçok kez, büyük olasılıkla çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne yerleşmeyi düşünmediğini, inşaatının tamamlanması sonrası Başbakanlık konutları içindeki binalar ile Cumhurbaşkanlığı binaları arasında değiş dokuş olacağı bilgisini öncelikle verme yarışına girmişlerdi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan olarak son ziyaretlerinden birini, 700 milyon liranın üstüne çıktığı ön bilgisi olan Başbakanlık binası inşaatlarına yaparak ilgisini göstermişti. Önceki gün canlı yayında açıkladılar; Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze Cumhurbaşkanlığı olarak kullanılan Çankaya Köşkü’nden bir süre sonra taşınılacağını söyledi. AKP genel kurulunda seçilmeden atamalarını ilan ettikleri başbakanlarıyla binaların değiş tokuşu için anlaştıklarını duyurdular... Mustafa Kemal Atatürk’ün 1921 yılının mayıs ayında görüp çok beğendiği bağ evinin satın alınması, 1931 yılında gereksinimlere göre büyütülüp yeniden inşa edilmesi ile tek benzerlik, ilgi, özen tamam da... Yüzlerle sayılan oda, en ileri, en pahalı teknoloji, aşırı güvenlik, tanımlanmayanların giremeyecekleri odalar, dinleme yapılamayacak alanlar... Rengi beyaz olsa da dev beton yapılaşma neyin nesi?
Zengin kuzey dünyasının, uygarlığın geliştiği, demokrasinin geçerli olduğu ülkelerden birinde, ülkenin tarihine yazılmış, simge olmuş binaların terk edilmesi örneği var mı? Sömürge ülkelerinde ağırlığı koruma adına korunan krallar, kraliçelerin saraylarında bile lüksten, gereksiz harcamalardan kaçınma, geleneksel kültürü koruma yarışı var. Ülkenin simgesi binalar yüzlerce yıl sonrasında aynı sadelikleri içinde korunmanın ötesinde, aynı işlevler için kullanılıyor, yaşatılıyorlar. Emperyal güçte görgüsüz, tüketime düşkün ABD’de bile adına özenilen Beyaz Saray, bildiğimiz beyaz saray olarak korunuyor, kullanılıyor... Ülkenin tarihini, geleneklerini, simge binalarını, liderlerini ret, en lüksü, en pahalısından makam araçları, uçaklar, konukevleri, harcamalarla güç gösterisi, çoğunlukla diktatörlüklerden kurtulamayan, para, gösteriş ile.. otoritelerini toplumlarına dayatmaya kalkışan ülkelerde görülüyor...

***

Başbakanlık binası olarak başlatılmış, tamamlanması hızlandırılmış inşaatlarda... Simge değerlerin, tarihin, hukukun katledilmesi yolunda, bilinçli, kasıtlı işlenmiş suçlar zinciri var. Atatürk’ün, Anadolu’nun işgalden çok zorlu koşullarda Kurtuluş Savaşı destanının yazılması, kurtuluş süreci ile Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimlerle donatılmış kuruluş yılları süreçlerinin, yoksunluk, yoksulluk koşullarında... Anadolu’nun ortasında, kıraç bölgesinde başkent olarak seçilen Ankara’da, bozkırda, o günün koşullarında bomboş topraklarda, yüreğini, emeğini katarak yarattığı Atatürk Orman Çiftliği’nin talan edilmesi olgusu var...
Çok zorlu koşullarda bozkırın içinden, köylüye, Cumhuriyetin ayağa kalkması, yükselişine simge fışkıran, Atatürk’ün alın teri de içinde özenerek yaratılmasında rol oynadığı Orman Çiftliği, çevre yağması, rant, betonlaşma tutkusuna hedef seçilmiş, orasından burasından kırpılmıştı. Yine de sit alanı olarak korunmaya çalışılıyordu. Erdoğan iktidarlarında önce 1. derece sit alanı kararı 3. dereceye indirgenerek, Orman Genel Müdürlüğü ile TOKİ arasında 2012’de yapılan bir anlaşma ile “Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı” düzenlemesine açıldı. Bizim anlayacağımız Türkçe ile inşaat yapılabilir konuma geçirildi...
Ankara 2. İdare Mahkemesi, meslek odalarının direnişi, açtıkları davalarla bağlantılı sit alanı statü değişikliğini iptal etti. Bina yapımı hukuksuz hale geldi. İktidarları, mahkeme kararını, hukuku yok sayarak inşaatı sürdürdüler... Açılan bir başka davada da 5. İdare Mahkemesi, bu kez İktidarları gücü ile verilmiş Nâzım İmar Planı için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Yani İktidarlarının hukuku yok sayarak iktidar gücü ile yerel yönetimlerden, merkezden çıkardıkları Nâzım İmar Planı için yürütmeyi durdurma kararı ile, bu kez yasadışılığın yasal konuma sokulması amaçlı inşaat izninin de geçerliliği kalmadı. Kalmadı da ne oldu? Hukuku istediği kadar çiğneme hakkını kendinde gören İktidarları, Başbakanlık binalarının inşaatlarını hızlandırdılar...
Atatürk Orman Çiftliği, bozkırın içinde Cumhuriyetin gelişmesine simge, çiftçilik için rol model Atatürk Orman Çiftliği’nin ağaçları, yeşili katledilerek, bal gibi de rantın, yağmacılığın, çarpık yapılaşmanın simgesi, hem de Başbakanlık binaları olarak dev yapılaşma gerçekleştirildi... Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi olacak bu yapılaşma, nasıl bir rejimin, liderliğin, toplumsal değişimin simgesi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları