Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Derin Polis Devleti, Daha Bağımlı Yargı...

14 Ekim 2014 Salı

İktidarlarının “Yeni Demorasi” yürüyüşü, rejimi demokrasi olan ülkelerde bir benzeri görülmeyen boyutlarda derin polis devleti düzeninin pekiştirilmesi, Cemaatle ortaklıklı oluşturulmuş İktidarlarının denetimindeki yargıdan paralel yargıçların ayıklanması adına İktidarlarına daha da bağımlı bir yargı düzeni oluşturulması yolunda ilerliyor. Yine rejimi de-mokrasi olan ülkelerde bir benzeri yaşanma-mış cumhurbaşkanı eliyle yeni AKP hükümeti-nin kurulması operasyonu yeterli görülmemiş, cumhurbaşkanı bazı günler birden fazla yaratılan ortamlarda yaptığı açıklamalarla, partilerüstü cumhurbaşkanı kimliğini görün-tüde olsun verme zahmetine katlanmadan, hükümetin yasama-yürütme-yargıya dönük icraatlarının tek karar vericisi konumunda bir değişiklik olmayacağının altını çiziyorlar... De-mokrasinin olmazsa olmazı; yasama, yürütme, yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılmasında yeni adımlarla, hukuk devletinden polise dev-letine, diktatoryal yürüyüş derinleşiyor...
Atanma yetkileri cumhurbaşkanında olan HSYK üyelerinin de belirlenmesinden sonra, hükümetin desteklediği listenin kazanmış olmasıyla, HSYK yönetiminde, hükümet iradesinin 16’ya 6 oranında ağırlık kazandığı gibi, bir yönetim listesi ortaya çıkmış oluyor... Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim sonuçların-dan memnun “Millet kazandı, ülkemiz kazandı, adalet kazandı...” saptaması yaptılar... Bağımsız yargı beklentilerinin uçup gittiği, İktidar güdümünde bir HSYK oluşumuyla yargı bağımsızlığının çok daha derin yaralar aldığı yolundaki muhalefet, hukukçular açıklamaları üzerine ise AKP yandaşı hükümetin destekle-diği listeden kazanan 8 adayın tek başına AKP kadrolarından oluşmadığı, kimi Alevi, MHP’li kökenlilerin de uzlaşma listesinden çıktıkları savunuldu...
AKP’nin iktidarları denetiminde yargı oluş-turmaya yönelik AKP’nin 12 Eylül referandumu sonucu, evrensel bağımsız yargı, hukuk devleti düzenine aykırı olarak oluşturulmuş yapılan-ma yetmedi. İktidarları bağımsız yargı, hukuk devleti düzeni işleyişinde kaldırılması gereken Adalet Bakanlığı, hükümetin doğrudan yetkile-rini düzeltmek, HSYK’nin bağımsızlıkçı yapıya kavuşturulmasını sağlamak hak götüre... Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet ve AKP yönetim kadrolarının doğrudan taraf oldukları yeni seçimlerin her aşamasında, yargıçlar ara-sında yapılan seçimlere, asla konu olmaması gereken yargıçların özeli; inançları, siyasal aidiyetleri, ayrımcı kimlik olarak yerleştirmiş oldu... Sadece seçilen HSYK üyeleri için değil, yargının her kurumunda karar veren yargıçlar için de, tarafsızlık, yargıda başarı ölçümleme-leri bir yana atılarak, iktidar yandaşlığı, karşı siyasetler, farklı mezhepler, alt kimlikler üze-rinden ayrımcı kimliklerin damga yerine geçtiği bir ayrıştırmayı sağır sultan bile duymuş oldu...

***

Kobani olayları sonrası gündeme ge-len güvenlik paketine gelince; ilk ipucu Cumhurbaşkanı’ndan geldi; sokakların van-dallara bırakılmayacağını ilan etti. Başbakan Davutoğlu, ABD’nin 11 Eylül’ü sonrası polise verilen yetkilerden yararlanılacağını bildirdi. Metnin içeriğine ilişkin bilgiler kamuoyuna ulaştıkça muhalefetten gelen eleştirilerde ise ülkeyi içi savaşa doğru sürükleyebilecek, polis devleti çerçevesinde hükümlerle donatılmış olduğu vurgulandı. Maskeli, el bombası elinde olanlara polisin doğrudan ateş etme yetkisini veren, yakalananların yargısız tutuklanmaları-nı sağlayacak... hükümlerin eleştirisine karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü konuşma-larında son PKK eylemlerinden örneklerle gerekçelendirme yaptı. Polis devleti uygulama yetkilerinin PKK terör eylemlerinde çare olup olamayacağı tartışması bir yana, rejimi demok-rasi sayılan Türkiye’deki, demokrasi, hukuk devleti düzeni, insan haklarına aykırı yasal düzenlemelerin, terörle ilişkisi somut olsun ol-masın, bu ülkede yaşayan herkes için, her yer ve koşulda yasayla geçerli kılınması, polis dev-leti düzenine yasal kılıf takılması diğer yana...
Cumhurbaşkanı, Başbakan, yandaşlar, son Kobani gerekçeli, yine hükümet tarafından PKK militanlarının gerçekleştirdikleri öne sürülen okul yakma, kamu binaları, bankalar ağırlıklı çok sayıda tahribat eylemiyle gerek-çelendirilen haklar sınırlarını gasp edecek polisiye yetkilerini şiddete karşı zorunluluk çerçevesinde savunuyorlar. Türkiye’deki yasal düzenlemelerin tehdit altında olmayan demokratik ülkelerle karşılaştırılamayacağını öne sürüyorlar. Hükümetlerin önlem almakla sorumlu oldukları tehditlerden yola çıkarak insan hakları, demokrasi, hukuk devletini kat-ledecek önlemler alma yetkilerinin olmadığını tartışmıyorlar...
Tartışılması gereken asıl boyutu, ister son polisiye devlet düzeni için yasanın gerek-çelendirmesinde kullandıkları PKK, isterse henüz iç tehdit kapsamında çok da kullan-makta istekli olmadıkları siyasal İslamcı terör örgütleri, günümüzde en güncel sorun olmuş IŞİD üzerinden kullanılmamış terör örgütlen-melerinin güçlenmesine yol açan İktidarları sorumluluklarından hiç söz etmiyorlar... Yıl-larla var olan zaten çok aşırı polisiye yetkiler-le önlenebilecek ne kadar çok suça, eyleme siyaseten göz yumuldu?..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları