Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Çıkmaz Sokak... (11.12.2012)
\n
\nBaşbakan Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’ye yaptığı uyarının içeriğini bilmiyoruz. Bildiğimiz, Mursi’nin hafta sonu tepki çeken diktatoryal yetkilerine ilişkin kararnameyi geri çekmesinin yetmediği. Muhalifler, şeriatçı antidemokratik düzenlemeler içeren anayasa referandumunun geri çekilmesine yönelik bugün bir büyük gövde gösterisi, tepki eylemini daha yapmaya hazırlanıyor...\n
\nBüyük olasılıkla TC Başbakanı, iktidarının devamı adına Mısır Cumhurbaşkanı’na insan hakları, demokrasi açılımlarında verilen sözlerin tutulması uyarılarını yapıyordu. Belki de Mursi’nin kendi yetkilerini diktatoryal çizgide katlayan kararnameyi geri çekmesinde katkısı olmuştu. Koşulları, doz ve üslupları çok farklı gibi gelse de yönelişleri çok paralel amaçlar adına yürünen yolda, aynı günlerde Türkiye’de de anlamlı gelişmeler, tartışmalar gündemdeydi... Meclis Anayasa Komisyonu’na, özünde Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı koltuğunda, Türkiye’ye özgü başkanlık düzeni içinde oturmasını amaçlayan taslak metin saatli bomba gibi düşmüş, aylar -yıllardır yürütülmüş komisyon çalışmalarını suya düşürmüştü. AKP bu çıkmaz sokakta önerdiği başkanlık sistemi ile birlikte uzlaşılmış anayasa maddeleri değişimlerinin birlikte referanduma götürülmesi önerisi noktasına gelmişti...\n
\nTürkiye’nin yerleşik parlamenter düzeni içinde, Cumhuriyet’in kuruluş koşulları ile de uyumlu sistem bir kenara atılıp, konfederal yapılanmalarda birleşmelerle bir araya gelinmiş ülkelerin başkanlık sistemlerinin işleyişinin anahtarı güçler ayrılığı, mutlak yargı bağımsızlığı, güçlü ve özerk kurumları, merkez ve yerel meclisleri, seçiliş dengeleri rafa kaldırılarak tek kelime ile “diktatoryal” güç sağlayacak Türkiye’ye özgü başkanlık sistemi pazarlaması neyin nesi? Mursi’nin Mısır’daki şeriatçı diktatoryal gücü öznel koşulları ile çakışmasa da, Türkiye koşullarında demokratikleşme olarak mı yutturulacak? Bizde Mısır’daki kadar etkin, meydanlara taşmış, güçlü muhalefet eylemlerinin yaşanmayacağına mı güvenilecek? Ölçü Mısır yargısının susturulmaya karşı duruşu, bizde AKP’nin 12 Eylül referandumu ile iktidar gücü denetimine teslim alınışı mı?..\n
\n***\n
\nErgenekon yargılamasında yandaşı, güdümlü medyası tetikçiliğinde yıllar süren suçlamalar, karalamalar eşliğinde, itirafçı, gizli tanıklar ağırlıklı birleştirilmelerle milyonlarca sayfalık dosyalar, birbirini tanımayan, birbirinin karşıtı sanıklar, yargılamalar birleştirildikten sonra savunma tanıkları bile dinlenmeden, savunmaya dakikalı kısıtlamalar konularak, belgelerinin aralıksız okunması yıllar alan bir yargılamada karar aşamasına nasıl, neden geçilir? Somut terör örgütü suçlaması üzerinden kişilerle ilişkilendirilmiş hiçbir delil sunulmadan, dünyada belki çok ağır diktatoryal yönetimlerin, darbe hukuku uygulamalarında bile bu boyutlarda şekilsel çıplak savunma hakkı kullanılmadan karar sürecine geçilebilmesinin örneği yoktur. Bizim evrensel hukuk normlarına uymadığı için yasa ile kaldırılmış ancak görev süreleri karar sonuçlarına kadar uzatılmış özel yargımızda yaşanıyor...\n
\nSınırlı ölçülerle de olsa suçlamaların toptancılığı, tutuklulukların haksızlığı, kişilik hakları içinde suç-ceza ilişkilerinin somut kanıtlarla gösterilmemiş olması bağlantılı gerçekler, hak-hukuk ihlalleri kamuoyuna yansımaya, toplumun vicdanını acıtmaya başladı ya... Balyoz davası örneğinde yaşandığı üzere, suçlamalar cephesi kanıtları konulmamış olsa da senaryoları ile tamam, savunmalar cephesinin savunma hakkı, ayağı yok sayılarak karar aşaması sürecine geçiliyor... Hak-hukuk işletilerek Ergenekon davasının tamamlanması şansı olamayacağına göre, insan hakları gasplarının bugünün sıcak gündeminden düşürülmesinde tek yol, davayı haksız ön tutukluluklarla da, iddianame ile de ilişkilendirecek cezalarla davanın ilk karar sürecini tamamlamak, günü kurtarmanın da tek yolu olabilir...\n
\nÖncelikle bu ağır bedeli ödeyen tutuklu-tutuksuz sanıklar başta, hukukçuların, çok sayıda demokratik kuruluş, siyasi partinin 13 Aralık Silivri’de, yargılama salonunda, önünde buluşma çağrılarını bir genel dayanışma çağrısı ile sınırlı olarak okumamalıyız. Aylar, yıllar süren bir kamuoyu güdülemesinde en temel insan hakları gasplarına, hukuk devleti düzeninin katledilişine karşı duyarsızlığın ayıplarını kapatmada uyanışın, duyarlılığın, anlamlı bir küçük ilk adımı olarak da görebiliriz... İktidarları geç kalmadan, iktidarlarının elinde olan bağımsız yargı, hukuk devleti düzeni işleyişine ilişkin acil sorumluluklarının gereğini yerine getirmelidir. Geç kalmadan sivil diktatoryal eğilimlerinden arınmalı, eksikli de olsa demokrasi geçmişi, geleneği olan Türkiye’de, Mısır’da Arap baharı ülkelerinde bile tutturulamayan, tersine çıkmaz sokaklardaki yürüyüşlerden vazgeçilmelidir...
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!