Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

CHP Üzerinden, Ucuz Sağ-Sol Kavram Kargaşası...

06 Eylül 2014 Cumartesi

Bir yanda tek kutuplu dünyanın, giderek kirlenen, tekelleşen sermaye çıkarları ile siyasal güç odaklarına teslim, insan hakları, demokrasi, milyarlarla dünyalının yaşam hakları, çıkarlarından kopuk, doğanın tüketilişi, felakete gidişe duyarsız yeni liberal ideolojiye tam teslim liboşlar... Diğer yanda Türkiye Cumhuriyeti’nin en zorlu koşularda kuruluş, ayakta kalışının lideri Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet değerleri, devrimlerine, laikliğe, kadrolarının tüm yaptıklarına düşman, siyasal İslamcı ideolojilerini yeni liberalizmin rüzgârları ile şişirmeye çalışan, ötesinde stratejik ortak rolü ile İslam dünyasının liderliğinde kalıcı yer kapmaya çalışan İktidarları... Şimdilerde “Yeni Türkiye” iddiasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçildiği anayasal, yasal düzene, ettiği yemine aykırı, AKP ile eliyle kurduğu yeni hükümetini, seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı, sorgulanamaz liderilerde olmayı düşlediği başkanlık kimliği ile, fiilen yönetme sevdasını, gönüllü-gönülsüz destekleme zorunluluğunda İktidarları cephesi korosu...
Ne gariptir ki dünyadaki öngörülemeyen insanlığı, insanı ezen gelişmeler, hele de ülkemize yansımalarının çarpıcı olumsuzluklarında; en çok da siyasal İslamcı kimlikli destek verilmiş siyasetlerin, legal-illegal İslam dünyasını yakan olumsuz icraatları, şeriat adına iç savaşlar, kirlilik, dibe vuruşun sonuçlarında, siyasetin tek ideolojili tükenişini, kavram, kafa kargaşasında ayakta tutma çabaları kaçınılmaz medyatik gündemle ağırlık kazanıyor...
Tek kutuplu dünyada başlangıçta ideolojilerin sonuna ulaşıldığı düşleri görülürken, sistemi ayakta tutacak yeni düşmanlar, taraflar arayışında, milyarlarla dünyalıyı sarmalayacak, ideolojilerin yerini tutacak yeni kimlikler arayışı olarak ırklar ve dinler kavramları kimi planlı, kimi doğal akışın sonucu olarak gündeme girdi... Vazgeçilemiyen sağ-sol algılamalarında ise sağın her dönem yan silahları olmuş ırkçılık ve dincilik, inanç ayrımcılığı merkeze alınarak, insan eksenli sömürünün emek-sermaye çelişkilerinin katlanmasını saklamaya yönelik, evrensel insan sömürüsünün patlamasını gizlemeye yönelik, ilericilik, solculuk, insan hakları gelişimi olarak pazarlandı... Aslında bal gibi de ötekiler, özgürlük-ayrımcılık sınırları ile oynanarak, gerçek insan hakları, demokrasi kriterleri çarpıtılarak daha çok ezildiler...

***

Bu nasıl algılama çarpıklığıdır ki, zengin kuzey dünyasında olsun, yerleşik bir sosyal devlet düzeni, evrensel insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi kriterleri geçerli iken, ötekileştirme, ayrıştırma, sömürü derinleşti. Sosyalist Enternasyonal’in bile ünlü insandan yana eşitlikçi kriterleri, vitrin “kadınerkek eşitliği” kavramına, elbette onun da içi boşaltılmış olarak indirgendi. Yasalarla da desteklenmiş sosyal haklar, sosyal devlet kriterleri adım adım geriye çekilirken, güvence demokratik örgütlülükler, sendikalar dağıldı, en azından güçlerinden çok şeyi yitirdiler. Siyasetteki ağırlıkları, sol partilerin sosyal demokrat ilkeleri eritilip liberal ideolojilerin peşinde değiştirildi... Solun pusulası bozuldu. Hukuk devleti, demokrasi işleyişinin çarklarında yalpalamalar oldu... Emperyal kapitalizm ise kendi krizlerini yaratmanın ötesinde, insanlığı dibe çeken gelişmelerin odağına dönüştü...
Elbet Türkiye’de çok ağır güdüleme, kavram kargaşasında bütün bu gelişmeleri daha olumsuz, çarpıcı yaşar olduk... Dünya, ülkemiz ölçeğinde, çıkarlar, çelişkiler, çatışmalar, cepheler... öylesine hızlı değişiyor ki... Daha geçen yıla kadar İran’a ABD eksenli doğrudan müdahale gündemde iken, ABD-AB-Rusya gelişmiş ekonomilerin güç sahipleri olarak zirvelerde buluşuyorlarken, NATO’nun dünkü gündemini nasıl okuyabiliriz? Çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Obama ile görüşmesinde Gülen’in Türkiye’ye gönderilmesini istemesi mi önemli, yoksa Obama’nın NATO şemsiyesinde Türkiye’nin Ukrayna, IŞİD operasyonlarında ne yapabileceğini sorgulaması mı?
CHP, Sosyalist Enternasyonal’den sol parti, sosyal demokrasi kriterleri adına bir pusula alamadığına göre, Türkiye koşullarında dünkü genel kurulundan nasıl bir yol haritası çıkarabilir? Sol yürüyüş çizgisinin asla ve de asla, liboşlar, ya da AKP’nin sağ bile olmayan siyasal İslamcı yandaşlarının önerilerinden çıkamayacağını adımız gibi biliyorsak... Ülkemiz koşullarında, CHP’nin kendi arayışlarının medyada karşılığı olamamış, hem geçmişinden kopmamış hem de insan, üretim eksenli pek çok gerçek sol algılaması ile de bütünleşmiş değerleri, ilkeleri var... Çözüm reçetelerden çok örgütlü, savaşım verecek, umut yaratabilecek çalışmalarda... AKP’nin, Erdoğan’ın sandıktan çıkma, iktidarda kalma sırları, siyasal İslamcı örgütlenme, AKP şemsiyesinde çıkar ağı kurulmasıysa... CHP’nin insan hakları, demokrasi, TC vatandaşlığı şemsiyesinde, herkes için hukuk devleti düzeni ekseninde, “Daha geniş kitlelere insanca yaşam düzeni yaratabilmede, inandırıcı, umut olabilmenin algılatılması...” sorunu var...
AKP’nin defolu gidişine kamuflaj medya güdülemesinde zorlanan CHP olağanüstü kurultayı, oylama sonuçları ne olursa olsun sanki yararlı bir iç sorgulamayı, dinamizmi tetikledi...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları