Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cezaevi Gündemli,

25 Ekim 2012 Perşembe
\n

\n

Yasaklı Bayramlar...\n

\n

Biri dini, biri milli yan yana gelen iki büyük bayramın can yakan gündemleri, iktidarlarının iktidar gücünü kullanmada, insan hakları, demorasi, özgürlükler ekseninden sapmasının kaygı duyulacak boyutlara vardığının aynaları gibi... Kamuoyu duyarsızlığı, medyatik yok sayma, açlık grevlerinde insan canı, sağlığına ağır tehdit oluşturan süreçlerin sonuna gelinmiş olunması gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Kurban Bayramında, kurban kesimini takıntı haline getirmiş, dinsel amacının dışına taşırmış dindarların, kesebilecek kurban alabilmenin derdinde koşuşturmaları telaşlarının arasına, açlık grevlerinin insan kurbanlarının haberlerinin karışmamasını dileyelim.. İnsan haklarında çok bozuk karnemize, bir de Kurban Bayramında açlık grevlerinde ölüm ya da ağır, tedavisi olamayacak hastalıklara yakalananlar haberleri eklenmesin ne olur...\n

\n

Nasıl böylesine riskli bir noktaya gelindiğinin üzerinde söz söyleyebilecek bilgi sahibi değilim. Tek bildiğim, ülkede kitlesel, siyasal içerikli, toptancı yargılamalar, kitlesel yargısız infazlar, tutuklulukların yaşandığı süreçlerde, bu türden, kitlesel çaresizliğin, umutsuzluğun ya da siyasal yönlendirmelerin de etkisinde.. kendi bedenlerine zarar verme eylemlerinin, açlık grevlerinin patlak verdiğidir. Hukuk devleti düzeninin sağlıklı işlediği, demokratik kriterlerin egemen olduğu süreçlerde, örneklerinin pek de görülmediği gerçeği ile, dönemin siyasi karnesine kara lekeler olarak yazıldığıdır. İktidarlarının insan hakları karnesine kara leke yazılması onların sorunu, ancak insanlarının geri dönüşü olmayan hastalıklara yakalanmaları, hele de canlarından olabilecekleri tehdidi hepimizi fazlası ile ilgilendirmeli, kaygılandırmalı, değil mi? Kaygılanmayan insanların, Kurban Bayramında kestirecekleri kurbanlarla öteki dünyaya günahlarından arınmış olarak gidebileceklerine inanmaları ise, ahlak dini olan İslama özünden aykırı olmalı...\n

\n

***\n

\n

Cezaevleri ana gündemli haberlerle Kurban Bayramına giriş gerçekten çok kötü bir şaka, kara mizah örneği gibi... Yan yana gelmiş biri dini, diğeri milli iki büyük bayramımızdan dini olanını yüceltme, milli olanını küçültmede elinden geleni esirgemeyen iktidarları, siyasal İslam üzerinden oylarına oy katmayı öngörmüş olasalar bile, bu kez hesaplarında galiba fena halde tutturamadıkları bir şeyler var.\n

\n

Dini bayramlarda büyük kentlerde yaşayıp yol parasını ödeyemedikleri için kent merkezlerine inemeyenlere, bedava otobüs ile jestin oy getirisi iktidarlarının ilk yıllarında anlamlı sonuçlar vermiştir kuşkusuz. Ancak yan yana gelen bir uzun zorunlu tatil içinde, Müslüman kimliği yanında vatandaşlık kimliği de olan, ülkesini, Cumhuriyetini sevenlerin, Kurban Bayramında parasız, Cumhuriyet Bayramında paralıayrımına gönül koymayacakları söylenebilir mi? Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına getirilen yasaklar işin tuzu biberi. Cumhuriyetin vatandaşlarına, Cumhuriyetin sokaklarının yasaklandığı bir bayram kutlaması olabilir mi?\n

\n

Kurban Bayramı tatili dün resmen başladıktan sonra, cezaevlerindeki açlık grevleri bağlantılı protesto eylemlerinde, klasik soğuk su, gaz bombasını ölçüsüz, sınırsız kullanmada sakınca görmeyen, şiddet görüntüleri veren polis müdahaleleri, orantısız güç gösterileri.. Hedef olanlardan bayılanlar, yararlananların görüntüleri.. Yanında Cumhuriyet Bayramını anlamına uygun kutlamak isteyen demokratik, sivil kitle örgütleri, siyasi partilere izin vermeyen resmi açıklamalarda, aynı orantısız gücün kullanılacağı tehditleri...\n

\n

Katılımı düşürme tehdidi amaçlı olsa bile Cumhuriyete, Atatürk devrimlerine düşman bir siyasi iktidar algılamasını pekiştiriyor. Milli bayram kutlamalarına konulan yasakları ile sabıkalı iktidarları, bu kez en büyük milli bayramın kutlanması kararlarında, Cumhuriyetin vatandaşlarına sokaklara çıkmayı yasaklayan bir çerçeve çizmiş oluyor. Artık gülünç bir anlam kazanan sivil kutlamasloganı altında, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları resmi kapalı binalar, Köşke sıkıştırılan bir cendereye alınmış oluyor. Cumhuriyetin değerlerini savunanlara, örgütlenmelerine tek seçenek, yasakların dışına taşmak olarak kalıyor. İzin verilmeyen Cumuhuriyetin ilan edildiği Meclisin önünde toplanarak başlatılacak bir kutlama için Polis gücü ile karşı karşıya kalırlartehdidi Cumhuriyet düşmanlığı olarak algılanmayacak da nasıl algılanacak? Cumhuriyet değerlerinin yanında yer almaya kararlı siyasi parti, sivil demokratik kurum ve bireylerin, Biz orda olacağızçıkışları, yaşamsal değerde bir Cumhuriyeti savunma, sahip çıkma refleksi oluyor...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları