Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cendere; Hesaplı Paslaşmalar İşi...

03 Ağustos 2013 Cumartesi

Başbakan Erdoğan bir günde Ankara’da gün boyu mitinglerle canlı yayında öfkesini boşaltıyor... İstanbul Kazlıçeşme dev meydan okuma organizasyonu, Anadolu mitinglerinde öfke, cepheleştirme, ajitasyon dozu sınırsız tırmandırılıyor... İç-dış düşman odaklar senaryoları ile bugün gelinen noktada, AKP içinde, hükümet, liderlik adına iman tazelendiği, güce güç katıldığı ilan edilebiliyor... Bu yazı tezlerin haksızlıklarını, siyaset yalanları boyutlarını sorgulamak amaçlı değil. Tartışma-çatışma vitrinli resmen aptal yerine konuluşumuzda; iktidar cephesi odakları, ele geçirilmiş kurumlarının işbirliğinde atılmakta olunan yeni adımlarla, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, laiklik, Cumhuriyet rejimi, devletin bütünlüğüne yönelik kimi yeni tuzakların kuruluşunda, özgürlükler cenderesinin nasıl da daraltıldığını örneklemeye yönelik...
Başbakan Erdoğan, öfkeli, isyankâr, sayısız kez yinelediği görüşleri ile, Gezi-Taksim direnişlerinin iç-dış odaklı, çok tehlikeli, planlı hesaplar, oyunlar olduğuna halkı inandırmak üzere saatler, günlerce konuşuyor, anlatıyor anlatıyor... Sonuç olarak polisin orantısız güç kullanımının eseri ölümler, onca yaralı, görüntülerle sabit ağır insan hakları ihlalleri söz konusu iken,
“İktidarlarını hedef almış büyük terör komplosu” olarak nitelendirdiği gözaltına alınıp mahkemeye sevk edilen yüzler, binlerce insanın serbest bırakılmalarını eleştiriyor, yargı bağımsızlığını söylemiyle de yok sayarak savcılar ve yargıçları suçluyor.
İktidarlarının anayasa referandumu ile iktidarlarının tam denetimine geçmiş, güdüme alınmış atamalar sayesinde İktidar cephesinin cemaat ağırlıklı bilinen savcı ve yargıçlarının suçlanması ile İktidar paylaşımı içinde Erdoğan cephesi ile cemaat cephesi arasında ilişkilerin bozulduğu haber ve yorumları bile yapılıp duruluyor... Derken cemaatin yetkin ve de etkin medyasında ilginç haber ve yorumlar dikkat çekiyor...
“Hâkimler, savcılar ne yapsınlar? Özel yargı henüz karar aşamasına gelmemiş davalardaki görevleri dışında kaldırıldıktan, AB’ye uyum yasaları çıkarıldıktan sonra Gezi suçluları için terör, suç ilişkileri kanıtlanamıyor? Yürürlükteki yasalar tutuklamaya engel oluşturuyor...”

\n

***

\n

Derken Hükümet sözcüleri peş peşe sonbahara yönelik, Gezi ruhu ile gündeme girecek yeni eylemler, provokasyon hazırlıkları, iç-dış odaklı tehlikeli yeni tuzaklardan sözü açıyorlar. Futbol sahaları, üniversiteler, okullar öncelikli, sokakları esir alacak provokatif dev eylem hazırlıklarının istihbaratlarının alındığını açıklıyorlar. Üniversitelerden özel güvenlik güçlerinin alınıp, polisin doğrudan görevlendirilmesi projesi emre, yürürlüğe sokulmaya hazır. Futbol seyircilerinin fişlenmeleri, sahalar içinde olmak üzere siyasal içerikli sloganların atılmasının yasaklanması da...
Zaten Gezi-Taksim, Türkiye’nin tüm parkları, toplanmanın, protestonun gündeme girebildiği her yer... Yasaklama-orantısız polisin güç gösterisi için, sınırsız şiddet uygulama, meydan okuma alanlarına dönüştürüldüler... Gözü kara gidiş artık hiçbir hukuksal, demokratik insan hakları sınırı tanımıyor. İktidarlarının sorumluluklara ilişkin ar perdesi çatlamış... Vali Beyimiz sadece park için mi?.. Dün Ergenekon karar davası için bile
“Provokasyona karşı salonu kapattık” kararını ilan ediveriyor...
Daha Gezi olaylarının davaları gitmedi. Uluslararası yargıdan, ilgili insan hakları örgütleri raporlarından çığlık anlamında uyarılar geliyor... Polisin orantısız güç kullanması, gaz kullanımından insanların sağlığının yoka sayılması, hedef alınarak ateş açılması.. üzerinden dünyanın en bozuk sicilli ülkelerinin başını çoktan çeker olduk... Uzun tutuklulukların tazminatları İnsan Hakları Mahkemelerinin kararları ile TC için ağır ekonomik bedel boyutuna gelince, Anayasa Mahkemesi sözde havayı yumuşatan, uzun tutukluluğu makul sürelere çekmek isteyen bir karar verdi. Günlerle bir sürü yargısız infaz içerikli ön tutuklulukların sona erdirileceği müjdesini veren haberler yapıldı. Sonra kararın gerekçesi yazılmadan yeni yasa ile bile durum düzeltilemez savunması ortaya çıktı. Aradan istenen çuvaldaki yasalar midemize oturtulup, bu konuya gelinmeden Meclis tatile girdi. Mahkeme, gerekçeyi bekletmeden yazmakla yine umut aşıları, kendini aklıyordu ki... Önceden tarihleri belli Balyoz, Ergenekon karar tarihleri sıraya girdi...
Askeri Şûra’nın toplanması ile tüm görevde olan komutanların emekli olması olanağı üretildi. Ergenekon’da birinci süreç kararı ile, hukuken ön tutukluluklar sonuç olmasa da ara karar mahkeme tutukluluklarına dönüşmüş olacak ki... Anayasa Mahkemesi’nin ünlü
“uzun tutukluluğa karşı” kararının değeri, işlevi buharlaşıverdi... Dün Balbay-Haberal’ın başvurularına karşı verilmiş kendi gerekçelendirmeleri ile sabit değil mi? Paslaşmalar, ustalıklı peşrevlerle, birileri bizimle dalga geçiyorlar ama... Cendere sıkıştıkça sıkışıyor, nefes alamıyoruz...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları