Bir Yıldız Daha Kaydı...

07 Mart 2013 Perşembe

Balık bellekli toplumsal yaşamımızda, hele de genç kuşaklar için, Prof. Aydın Aybay kimliğinin algılanması zor... Bilim insanı, uzmanlaştığı hukuk alanlarında otorite, yaşamın her alanına dönük çok yönlü toplumsal sorumluluk, aydınlanma, Cumhuriyet değerlerine, Atatürk devrimlerine ödünsüz bağlılık... 1960’lı yıllardan günümüz kuşaklarına ulaşan öğretim üyesi kimliği ile yön verdiği kuşaklar, ancak ölüm haberini alır almaz, “Bir yıldız daha kaydı” diyerek hayıflanmışlardır... Yaşamından kimi tanıklıklarla, medyatik vitrine oynamayı hiç düşünmemiş, kendiyle barışık bir aydın, bilim insanının sadece öğrencilerine değil, topluma katkılarından, aydınlanma sorumluluğundan kimilerini paylaşmaya çalışacağım...
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, o tarihlerde hukuk biliminde her alanda odak merkez. Aydın Aybay Hocamız, Prof. Tarık Zafer Tunaya grubunun en genç üyelerinden... Öğretim üyelerinin dernek çatısı altında örgütlenmelerinde, üniversite reformu arayışlarında başı çekiyorlar. 1968 öğrenci işgali sabahı alacakaranlıkta, Camialtı, Çınaraltı kahvesinin önünde toplanmış devrimci öğretim üyeleri grubunun içinde elbette varlar... Dertleri jandarma-polis kuşatmasındaki üniversitenin içindeki öğrencilerini canları yanmadan, kan akmadan kurtarmak. Bir yandan da işgalci gençliğin gerekçelerinin başında üniversite reformu arayışının konulmuş olmasından heyecanlanmışlar. Nasıl yardımcı olabileceklerini, içeriye girip öğrencilerin yanında olmanın mı, valiliğe gidip arabuluculuk yapmanın mı daha yararlı olacağını sorgulamaktalar...
12 Mart askeri darbe günleri yaklaşırken, Tarık Zafer Tunaya’nın önerisi ile Türk Devrim Ocakları Başkanlığı’na aday olan, o tarihlerde doçent Aydın Aybay Hoca, gönül ve oybirliği ile, öğretim üyeleri ve öğrenci gençliğin oyları ile başkanlığa seçiliyor. Kaçınılmaz yükseköğrenim gençliği ile işçi gençliğin buluştuğu Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı ile de iç içe, etkin toplumsal çalışmalar yürütülüyor. Tabii Aydın Aybay Hoca, Tarık Zafer Tunaya Hoca’nın ünlü çarşamba toplantılarının birinci elden sorumlu örgütleyicisi. Öğretim üyeleri ile öğrenci gençliğin, pek çok aydının kucaklaştığı, düşüncelerin, ufkun geliştirildiği çarşamba toplantıları hâlâ belleklerde çok canlı, çok işlevsel etkileri ile unutulmaz...

\n

***

\n

Aydın Hoca’nın bir de basın dünyasına yönelik çabaları, katkıları var ki... Biz Cumhuriyet çalışanları ve okurları, Cumhuriyet gazetesinin, hâlâ batmamış ve yayın yaşamını tek bağımsız, hem de patronsuz gazete olarak yürütebiliyor olmasında ona çok büyük borcumuz var... Bilenler biliyorlar, Nadir Nadi’nin ölümünden sonra gazetenin yayın yaşamını sürdürebilmesi zorlaştı. Önce aile içi varislerin yönetimdeki oy gücü ile, gazetenin yönetiminde iç darbe ile bağlantılı çizgi değişimi gerçekleşti. İlhan Selçuk kimliğinde yazarların ayrılmasının ardından da şirket iflas etti. Nadir Nadi’nin eşi Berin Nadi, Atatürk’ün, Cumhuriyetin, Nadir Nadi’nin mirası gazetenin kapanmasına karşı direnmede öncülük etti.
Aydın Aybay Hoca, vakıflar hukuku üzerindeki bilgi birikimini de kullanarak, Berin Nadi-İlhan Selçuk kimlikleri üzerinden, sermaye sahiplerinin sonradan parasal katkıda bulunarak yönetimini ele geçiremeyecekleri, gerçek bir vakfın güvenceli statüsünün, Cumhuriyet Vakfı’nın kurulmasının çatısını oluşturdu. 1990’da Cumhuriyet şirketinin iflasından günümüze, patronsuz yayın yaşamını sürdürebilen Cumhuriyet gazetesinin varlığını işte bu sağlam Cumhuriyet Vakfı oluşumuna borçluyuz. Aydın Hoca, o günden aramızdan ayrıldığı bugüne kadar, vakfın kuruculuğunun hukuksal temellerini atmanın yanında, sorumlu vakıf yönetim kurulu üyesi. Berin Nadi-İlhan Selçuk Cumhuriyet Vakfı’nın kurucuları olarak özel statüde görev yaptıktan sonra, onların çizdikleri yolda yürümek üzere... Cumhuriyet Vakfı’nda ayrıcalıklı üyeye yer yok. Gerçek amacı olan Cumhuriyet gazetesinin yaşatılmasında vakıf yönetim kurulu üyelerinin görev sınırları, Vakıf Hukuku statüsünde öylesine sağlam oluşturulmuş ki, Cumhuriyet Vakfı, ona bağlı olarak yayın yaşamı sürecek Cumhuriyet gazetesinin ayrıcalıklı sahipleri olamayacak...
Yeter ki Cumhuriyet okurları, çalışanları, Cumhuriyet Vakfı’nda danışmanlık, yönetim kurulu üyeliklerinde görev alanlar, gazeteyi çıkaran şirketin yöneticileri.. Cumhuriyet kurucularının, Cumhuriyet gazetesinin yayın yaşamına girişinin amaçları, işlevlerinde, savunulan değerlerinde kenetlenebilsiniler... Aydın Aybay Hoca’yı uğurlarken, sağlık sorunları ile boğuşurken bile Cumhuriyet gazetesini yaşatma sorumluluğuyla yaptıklarıyla, geleceğe dönük yapılmasını öngördükleriyle, yol göstericiliğine bağlılıkla ancak sevgiyle anmış olacağız. Cumhuriyet’in yayın yaşamının sürdürülebilmesine katkıları için en içten teşekkürlerimizle... Işıklar içinde yatsın!..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları